Umut 2024
Melih Aşık; Biz gereksiz komplekslerle bu tarihi ve kültürel zenginliği dışlamamış olsak, bunları tanıtım, turizm, dostluk ve barış unsuru olarak kullanabilseydik... Neler neler kazanırdık.
Yeni bir yıl başlıyor... Hayatımızda yeni bir sayfa açılıyor, mutlu ve umutlu olmalı, özellikle biz elinde kalem olanlar mutlu şeyler yazmalıyız...
Bakın hava bedava, yağmur suyu bedava...
Bu nimetlerin farkına varmalıyız...
Kaldırımda yürürken para vermiyoruz... Dükkân vitrinlerini seyretmek bedava...
Market vitrininden sarkan pastırma isterse 2 bin lira olsun... Göz ucuyla da olsa bakabilir, eski günleri yâd edebiliriz..
Hangi günleri mi? Hani o mezeciye girip: Göğsümüzü gere gere “Kes şuradan yarım kilo kuş gönü pastırma” dediğimiz günleri...
Antep fıstığı 1200 lira... Olabilir… Bir kilo alıp yiyecek haliniz yok ya.. 100 gram neyinize yetmiyor. Önemli olan tadına bakmak… Çoluk çocuk 120 liraya 100 gram alıp, birkaç fıstık atıştırabilirsiniz...
Evet kafeler pahalı… Ancak evde çayınızı yapıp bir termosa doldurup yanınıza alabilir, deniz kenarında bir kayanın üzerine oturup, yanınızdaki eşiniz veya arkadaşınızla birlikte yudumlayabilirsiniz...
Deniz kenarında denize bakarak istediğinizi söyleyebilirsiniz... Siyasilerle ilgili düşüncelerinizi açıklayabilir, hayatla ilgili felsefe yapabilir:
- Ah ulan kahpe felek kimine kavun yedirirsin kimine kelek, gibi eski özdeyişleri anımsayabilirsiniz...
Bu arada Orhan Veli’yi unutmamalı... Ne demiş böyle günlerden birinde:
Bedava yaşıyoruz, bedava/ Hava bedava, bulut bedava/Dere tepe bedava/ Yağmur çamur bedava/
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı/ Camekanlar bedava/ Peynir ekmek değil ama/ Acı su bedava/ Kelle fiyatına hürriyet/ Esirlik bedava/ Bedava yaşıyoruz, bedava...
DİLEKLER
Maliye Bakanı tweet attı. Ne dedi mesajında 2024 için.
- Yıllık enflasyonda düşüşün başladığı,
- Rezerv yeterliliğinin daha da arttığı,
- Kur korumalı sistemin sonlandığı,
- Cari açıkta kalıcı iyileşmenin başladığı,
- Bütçe disiplininin tesis edildiği,
- Sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerinin güçlendiği bir yıl olacaktır.
Güzel ama makro vaatler…
Biz de vatandaşın mikro beklentilerini ekleyelim:
- Çalışanların hakkını aldığı
- Emeklilerin bir parça nefes alacak ücrete kavuştuğu
- Ormanların kesilmediği
- Doğanın tahrip edilmediği
- Şehirlerin ranta kurban edilmediği
- Okulların yarına dönük eğitim verdiği
- Hastanelerin sağ girenin sağ çıktığı
- Adliyelerin adalet dağıttığı
Bir yıl diliyoruz...
KUTSAL
Yeni yılı kutlarsak Hristiyan oluruz korkusuyla sarıp sarmalanmış bir toplumun görmediği neler var? Mimar Erdoğan Vata’nın eski bir yazısını kesip koymuşuz dosyaya. Aktaralım:
“Hristiyanlığın 8 ana kutsal makamı vardır ve bunların sadece iki tanesi Anadolu dışındadır: Vatikan ve Kudüs... Hristiyanlığın kutsal kitabı İncil’in yazılması da Anadolu’da gerçekleşmiştir. Meryem Ana’nın mezarı Selçuk’ta, Aziz Nicolas’ın (Noel Baba)
mezarı Demre’dedir. Konsül toplantı merkezleri de Tarsus, İskenderun, İznik ve Kapadokya’dadır. Ayrıca Süryaniliğin kâbesi “Deyrulzafaran Kilisesi” Mardin’de... Ortodoksluğun en büyük dini merkezi olan Fener Patrikhanesi, İstanbul’dadır...”
Biz gereksiz komplekslerle bu tarihi ve kültürel zenginliği dışlamamış olsak, bunları tanıtım, turizm, dostluk ve barış unsuru olarak kullanabilseydik... Neler neler kazanırdık...
YAŞASIN TATİL!
Bu yıl tatil sevenler için tam bir takvim bayramı var…
Eğer 7 gün izin eklenirse tam 40 gün tatil yapılabiliyor.
2023 yılında tüm tatiller neredeyse hafta sonuna denk gelmişti.
2024 yılında bir gün hariç, tüm resmî tatiller hafta içine denk geliyor.
Şeker Bayramı 9 - 10 - 11 - 12 Nisan tarihine denk geliyor ve hafta sonu ile birlikte altı gün tatil oluyor.
23 Nisan Salı günü bir gün tatil var ve eğer 22 Nisan Pazartesi günü de izin alırsanız dört gün tatil oluyor.
1 Mayıs Çarşamba günü bir gün tatilken 29 - 30 Nisan izin alınırsa beş gün tatil oluyor.
Kurban Bayramı ise 16 - 17 - 18 - 19 Haziran... 20-21 Haziran izin alındığında dokuz günlük tatil oluyor.
Tatile meraklı olanlar, işinden sıkılanlar, işinde yorulanlar yaşadı.
Bizim gibi tatil sevmeyenler ise biraz daha sıkılacak...
STADYUM
1947 yılında açılışı yapıldığında adı İnönü Stadı idi. Demokrat Parti iktidara gelince adını değiştirdi, Mithatpaşa Stadı yaptı. 27 Mayıs sonrasında Dolmabahçe Stadı dendi. Son yıllarda Vodafone Park deniyordu. Vodafone ile anlaşma bitince bir ara boşluk oldu. Kâh Beşiktaş İnönü, kah Beşiktaş Park denildi. Şimdi de Tüpraş sponsor olup isim hakkını satın almış ve adı olmuş Tüpraş Stadı... Stat yenilenmiş de olsa adı İnönü Stadı’dır. Tüpraş şirketi Süleymaniye Camisi’nin isim hakkını satın alsa adı Tüpraş Camisi mi olacak?
Sevgili Beşiktaşlılar... Stadınız aynı zamanda bir tarihtir... Sizler de bu tarihe sahip çıkınız, adını “İnönü Stadı” olarak sürdürünüz...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları