Umut Anıtı
Melih Aşık; Neticede, Ankara’dan kalkıp gelen Hollanda Büyükelçisi ve dört başkonsolos, açılışta muhatap olarak İBB Park ve Bahçeler Müdürü’nü buldular. Milyonlarca gurbetçiye ve 60 yıldır kucak açan Batılı ülkelere gösterilen saygı ve nezaket bu oldu.
Kadıköy’de Haydarpaşa Garı’nın karşısına yerleştirilen Umuda Yolculuk adlı heykelin iki hafta önce açılışı yapıldı.
Elinde tahta bavuluyla ana yurda el sallayan bir gariban işçiyi gösteriyor heykel.
Göçün 60. yılı nedeniyle önce Sirkeci Garı’na yerleştirilmiş. Ancak Fatih Belediyesi’nin heykeli kaldırması üzerine İBB devreye girmiş, Ekrem İmamoğlu’nun aracılığıyla Kadıköy, Haydarpaşa’ya taşınmış.
Hollanda Sosyal Dernekler Federasyonu’nun (DSDF) girişimiyle ısmarlanan heykeli İzmir’den üç sanatçı (Derya Ersoy, Zafer Dağdeviren ve Ali Yaldır) tasarlamış.
Anıtın açılışına Hollanda Büyükelçisi Marjanne de Kwaasteniet Ankara’dan gelmişti. Törene İstanbul’un Hollanda, Belçika, Almanya ve İsveç başkonsolosları da katıldı.
Hükümetten, valilikten, kaymakamlıktan, muhalefetten, siyasilerden kimse gelmemişti.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun Gaziantep’teki belediye başkanları toplantısında olduğu söylendi.
İBB adına Park ve Bahçeler Daire Başkanı Çağatay Seçkin konuştu.
AKP’li Fatih Belediyesi heykeli sosyal demokrat bir kuruluşun yaptırmasından rahatsız olmuş deniyor. Oysa heykeli kimin yaptırdığı değil, temsil ettiği anlam önemliydi.
Neticede, Ankara’dan kalkıp gelen Hollanda Büyükelçisi ve dört başkonsolos, açılışta muhatap olarak İBB Park ve Bahçeler Müdürü’nü buldular.
Milyonlarca gurbetçiye ve 60 yıldır kucak açan Batılı ülkelere gösterilen saygı ve nezaket bu oldu.
MOTO TERÖR
Bu ülkede bir trafik genel müdürlüğü ve ona bağlı il trafik müdürlükleri vardır...
Bu merciler trafiğin düzenli işlemesini ve insanların can güvenliğini korumak göreviyle yükümlüdür.
Peki, bu görev neden yok sayılır?
Kadıköy ve çevresinden örnek verelim...
Kaldırımlar bozuk. Bir kısmı kafe ve lokantaların işgali altında. Bu yetmiyormuş gibi, scooter adı verilen, asrın son icadı araçlar hızla yayaların arasına dalıyor. O da yetmiyor, pizza ve kebap motorları sağınızdan solunuzdan size sürtünerek adeta uçuyor. Kimi zaman yayalara çarpıp kaçıyor.
Bendeniz bugüne kadar bir tek trafik memurunun kaldırımdan giden bir tek motoru ya da scooter’ı çevirip ceza yazdığını görmedim.
Kaldırımlarında yürünemeyen bir kente kent denebilir mi?
Neden bir kentte kaldırımda yürümek bile eziyet haline getirilir?
ERBİL
Televizyon ve sahne sanatçısı Mehmet Ali Erbil’i son yıllarda hep hastalık maceralarıyla okuyoruz. Umarız, şimdi iyidir. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletirken, esprili kişiliğine de bir örnekle değinmek istiyoruz.
Müjdat Gezen, “Normal Olacak Kadar Anormal Değilim” adlı son kitabında anlatıyor: “Mehmet Ali, berberine gitmiş, tıraş oluyor. Yan koltuktaki müşteriyi tıraş eden kalfa ise hayli acemi. Usturayı kullanırken adamın suratında yeni kesikler açıyor. Erbil dayanamamış, berberine yan koltuktaki adamı işaret ederek demiş ki:
- Bir ustura da şu zavallı adama verin de kendisini savunsun.”
TALİBAN
ABD’nin Afganistan’daki 20 yıllık savaş serüveni yenilgiyle noktalandı. Şimdi çekiliyorlar. Ancak Kabil’de kalacak büyükelçiliklerin güvenliği için Hamid Karzai Havaalanı’nın Batı kontrolünde bulunması gerekiyor. Bu görevi Türkiye’nin üstlenmesi için görüşmeler sürüyor. Alanı 500 askerle korumamız öngörülüyor. Taliban ise hiçbir yabancı gücün ülkelerinde kalmasına izin vermeyeceğini sık sık tekrarlıyor. Önemli başkentlerde görev yapmış bir büyükelçi dostumuz gönderdiği notta diyor ki:
“Eylülde NATO’nun çekilmesi tamamlandıktan sonra, Taliban’ın başkent Kabil’e yönelmesi kesin görünüyor. Türk askeri orada kaldığı takdirde, çatışmaların ortasında kalacak ve hatta hedefi olacaktır. ABD’den mali ve teknik yardım istenmesi, Batı çekildikten sonra asker bulundurmamızın ulusal çıkarlarla ilgisi olmadığının kanıtıdır. Büyük risk içeren karar gözden geçirilmelidir.”
TOPKAPI
Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, arkadaşımız Mert İnan’a Topkapı Sarayı ve Aya İrini ile ilgili açıklamalarda bulunurken bir ara şöyle diyor:
“2019’da Topkapı Sarayı bünyesinde yürütülen 15 restorasyon projesini durdurduk. Restorasyonları üstlenen firmaların yetkin olduklarına ikna olmadık.”
Bravo... Yanlıştan dönüp doğruya yönelmek her zaman iyidir. Doğru olan yapılmış. Ancak şu soruları sormamak da mümkün değil:
- Restorasyon ihalelerini yetkin olmayan firmalara kim verdi? Altında kimin imzası var? Topkapı Sarayı en önemli tarihi yapılardan biri. Tarihi yapıların restorasyon işleri böylesi hataları kaldırır mı?
NEDİR?
Prof. Örsan Öymen, Cumhuriyet’teki yazısında fala ve astrolojiye inananlara mesaj yolluyor:
“... birçok insan hâlâ, astrolojinin bir bilim olduğu sanısıyla yaşamaktadır. Oysa bilim olan astronomidir, astroloji değildir. Astroloji, bilim olduğu iddiasıyla ortaya çıkan bir sahte bilimdir.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları