loading
close
SON DAKİKALAR

Umut tazelendi

Melih Aşık
Tarih: 18.07.2012

Melih Aşık diyor ki, CHP Kurultayı asılan pankartlar, çalınan müzikler, Genel Başkan’ın konuşmasıyla dün özlenen Kemalist parti olmuştu yine...

CHP Kurultayı asılan pankartlar, çalınan müzikler, Genel Başkan’ın konuşmasıyla dün özlenen Kemalist parti olmuştu yine... Yeni CHP gitmiş eski CHP geri gelmişti. Örneğin...


“Emperyalizme ve taşeronluğa hayır”, “Değişimi ancak devrimciler yapar” pankartları... Salondan sık sık yükselen devrimci marşlar... Artvin’in Atatürk’e sevgisini anlatan “Atabarı”... Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Che Guavera’nın posterleri..


 Bunlara ilaveten Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında sık sık Atatürk’e atıf yapması... İktidarı eleştirirken sürekli Atatürk’ü örnek göstermesi... Ve şu cümleleri:


“Egemen güçlerin teşeronu olursanız işte böyle burnunuzu sürterler...Taşeron olmayın, korkmayın, burası Mustafa Kemal’in ülkesi.”


 “Biz bölgemizde savaş istemiyoruz. Mustafa Kemal’in dediği gibi zorunluluk olmadıkça savaş bir cinayettir.”
“Korkmayacağız, yılmayacağız. Mustafa Kemal’lerin Türkiye’sini hep beraber kuracağız.”


Genel Başkan’ın “anti emperyalist” sloganlarla başlayan ve öyle süren konuşması “Eski CHP”lilerin eleştirilerini savuşturmaya mı yönelikti yoksa samimi duyguların ifadesi miydi? Muhaliflere göre “taktik gereği” olmalıydı ki... Örneğin önce Yakup Kepenek, ardından Mersin Milletvekili İsa Gök kürsüde hep aynı uyarıyı yaptılar; “Eski CHP”ye “yeni” adet  getirmeyin... Partinin ekseniyle, temel felsefesiyle oynamayın... Sizin “Yeni CHP”nizi alkışlayanların CHP dostu olmadığını artık anlayın, dediler. Şu an itibarıyla denebilir ki... Kılıçdaroğlu en azından CHP örgütü ve seçmeninin kendisinden ne istediğini biliyor...İyi biliyor...



Yasakçı gençler


One Love müzik festivalinde bira içmesi yasaklanan gençler var...
Bir de karşı tarafta yer alan...
Bira içmenin yasaklanması için seferber olan gençler...
Her iki cephede yer alanlar çoğunlukla gençler...
Ancak iki tip gencin arasında iki kutup arasındaki kadar büyük farklar var...
Festival izleyicileri bira içip içmemek arasında karar verme özgürlüğüne sahip gençler.
Biraya karşı savaş verenler ise dinsel kurallar ve törelere bağlı yasakçılar.
Hemen kaydedelim... İçki içip içmemek önemli değildir. İçki içmek kimseye üstünlük, içmemek kimseye itibarsızlık getirmez.


 Konumuz içki değil. Konumuz yasakçılık ve kimi gençlerin bu yasakçılığı toplumda başkalarının koyduğu töre, gelenek, muhafazakar değerlere göre uygulamakla kendilerini yükümlü hissetmeleri...
Bu tavrı nasıl yorumlamalı... Nasıl irdelemeli...
 John Stuart Mill’in görüşlerinden yararlanalım isterseniz:
“Töreye salt töre olduğu için uymak bireye hiçbir şey öğretmez ya da onda bir insanın ayırt edici niteliklerinden hiçbirini geliştirmez. Kavrayış, yargılama, ayırt etme duygusu, beyin çalışması ve hatta ahlaki tercih gibi insana özgü olan yetenekler ancak bir tercih yapmakta kullanılırlar.
Herhangi bir şeyi töredir diye yapan kimse hiçbir tercih yapmış olmaz. O kimse en iyi olanı ne ayırt etmekte ne de istemekte hiçbir yetenek elde edemez.. Kendi yaşama planını seçmeyi topluma ya da kendi çevresinde bulunanlara bırakan kimsenin, taklit yeteneğinden başka hiçbir yeteneğe gereksinimi yoktur. Kendi planını kendi seçen kimse ise bütün yetilerini kullanır...”
Özetle... Yasakçılık yasakçıyı geliştirmez...
 
 
Funi


Geçenlerde Haluk Şahin’in askerlik anısını aktarmıştık...
Komutan ere soruyor:
- Bu nedir?
- Alafortanfuni
- Ne?
- Alafortanfuni
Meğer asker “Alev örten huni” demeye dili varmadığından “Alafortanfuni” dermiş.
Okurumuz Kaya Turhanoğlu, bu olayın başka bir versiyonunu anlatıyor.
Komutan taburu teftiş etmektedir. Makineli tüfeğin başındaki askere “Bu nedir” diye sorar. Asker “Alafortanfuni” deyince komutan arkasındaki bölük komutanına döner:
- Bu çocuklara parçaların Fransızca isimlerinden önce Türkçelerini öğretin.



Soru: Türkiye’de demokrasiden teokrasiye yatay geçiş çalışmaları yapıldığını gösteren gelişmelerden biri de hangisi?


 Yanıt:Yeşilay’ın görevini bizzat devletin üstlenmesi...


 * * *


Deniz Kuvvetleri’nde tuğamirallikten tümamiralliğe yükselecek general kalmamış.
Ne demişti Genelkurmay Başkanı Özel geçenlerde; “Savaşa girecek
halimiz yok.”


Haldun Ertem


Gök’sel!
“Yeni CHP”nin en muhalif milletvekili İsa Gök, bundan önceki kurultayın aksine engellenmedi. Yaptığı konuşmada yönetimi şöyle eleştirdi:


“Sizin özendiğiniz, benzemeye çalıştığınız o Avrupa sosyal demokrat partilerin yönettiği devletlerin gemileri Libya’da Kaddafi’yi devirip petrollerine el koydular. Şimdi de Suriye önlerindeler. Biraz önce burada mesajını okuduğunuz Alman Sosyal Demokrat Partisi, aynı zamanda bize, ‘Kemalizmi terketmedikçe Avrupalı olamazsınız’ diyen partidir.”


Delege konuşmayı reddetmedi hatta alkışladı.



AKP, cemaatsiz köye imam atamış.
Meraklanmayın. İmamı atayan cemaati de atar!


Fahrettin Fidan
 
Ergene


 Ergene nehrinin atıklarından temizlenmesi için Trakya Halk Komitesi’nin Uzunköprü’den - Ankara’ya başlattığı yürüyüş sürüyor.


 Trakya Halk Komitesi gönüllüleri, 16 Temmuz gecesi Polatlı’ya 8 km mesafede konakladılar. Her zaman yaptıkları gibi sivil polisler tarafından taciz edildiler gece konakladıkları yerde.


 Dün sabah tekrar yola çıkıldı. Bugün öğleden sonra Ankara’da olmayı planlıyorlar.
Ergene simsiyah akıyor. Trakya’ya yakışmıyor.



 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları