loading
close
SON DAKİKALAR

Utanç abidesi...

Melih Aşık
Tarih: 02.01.2013

Melih Aşık yazdı, ''Çok yankılanması gereken haber hayli sessiz geçiştirildi...''

Çok yankılanması gereken haber hayli sessiz geçiştirildi...

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 3 Aralık’taki İstanbul ziyaretinde bir dizi anlaşma arasında iki ülke topraklarına defnedilmiş askerlerin anısına yapılacak anıt mezarlar da yer aldı.

Rusya’nın Krasnoyarsk kentinde 1915’te inşa edilen Troitski Mezarlığı’nda yatan esir Türk askerlerinin anısına inşa edilen anıtın düzenlenmesine karşılık...

Rus tarafı da 1877-1878 Türk-Rus savaşında ölen askerlerinin anısına Ayastefanos’ta (Yeşilköy) yapılan San Stefano anıt kilisesini yeniden inşa edecek.

Bu anlaşmada mantıklı bir denge yok. Zira Krasnoyarsk’taki sadece bir anıt mezar...

1878’de Ayastefanos’a kadar gelen Rusların diktiği ise işgali ve zaferi simgeleyen bir anıt kilise... Mahzenine de 
değişik yerlerdeki Rus mezarlarından toplanan kemikler yığılmış.

Anıt 18 Aralık 1898’de Rus çarının kuzeni Grandük Nikola, Fener Rum Patriği ve Osmanlı devlet ricalinin katıldığı bir törenle açılır. Türk halkı için 93 yenilgisinin utancını ve işgali, Ruslar içinse zaferin gururunu simgeler. Masrafı Osmanlı devletince karşılanır. Bu aşağılayıcı sembol Birinci Dünya Savaşı başlangıcında Rusların savaş ilanı üzerine dinamitle havaya uçurulur.

Hukukçu Hüseyin Özbek diyor ki:

“Türk halkının belleğinden, bilincinden çıkarmak istediği geçmişin utanç verici yenilgi sembolünü, psikokültürel çöküşü yeniden tetikleyecek bu aşağılayıcı simgeyi dostluk nişanesi olarak kabullenmek için tarih bilincinden tamamen yoksun olmak gerekir...”

Bir ülke tarihi bir yenilgiyi yeniden anıtlaştırmayı kabul edebilir mi?

Sığınmacılarımız...

Suriyeli sığınmacıların sayısı 150 bini buldu... Suriye biraz daha karışırsa 200 bini bulacak.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu geçenlerde konu açılınca dedi ki:

“Olanağını bulsak bütün Suriye halkına ülkemizi açarız”...

Başbakan da kampları ziyaretinde sığınmacılara bugüne dek 5 milyon lira harcandığını açıkladı.

Atama bekleyen işsiz öğretmenler “madem bu kadar paranız var neden bizi kadroya almıyorsunuz” diye soradursunlar...

Cüneyt Arcayürek abimiz Cumhuriyet’te dokunduruyor:

“Büyüğü küçüğü muhalefetimiz, ‘Sığınmacılara 5 trilyon harcadın. Pekâlâ; ama kampların bulunduğu illerin ilçelerine, kasabalarına ve halkına bugüne dek kaç trilyon sarf ettin?’ içeriğinde bir soru sormuyor iktidara.”

Böylece biz soruyu sormuş olalım...

Tahliyeden sonra


Meslektaşımız Soner Yalçın 27 Aralık günü tahliye oldu. Ancak mahkeme kararında beklenmeyen bir hüküm yer aldı. 
Her çarşamba karakola gidip imza atmazsa yeniden tutuklanacağı tutanağa geçirildi. Ayrıca yurtdışına çıkış yasağı konuldu.

Soner Yalçın diyor ki:

“Mahkemeler tecavüzcülere, katillere, Hizbullahçılara bu hükmü koymadı.

Mesele her hafta imza atmak değil, mesele devletin aydınlarına reva gördüğü zulüm.

Katilden korkmayan devlet, aydınından korkuyor...”

Soner Yalçın, çarşamba günü Levent Karakolu önünde kitaplarını imzalayacak... Dostları, sevenleri ve okurları da 
birlikte olacak...

Arap

Lübnan’ın Daily Star gazetesindeki köşesinde Rami Khouri, “Geçen yıldan 10 Arap dersi” başlıklı yazısında Türkiye’ye 
de değiniyor. Diyor ki:

“Önceden bütün komşularla iyi ilişkiler hedefleyen Türkiye’nin bölgesel politikası, Suriye, Irak, İran ve İsrail’le ciddi çatışmalara girerek çöktü. Şunu hatırlamanın vaktidir; Arap olmayan komşular değil yalnızca Arap ülkeleri Arap dünyasında güvenilir lider rolü oynayabilir...”

* * *

Liderlik iddiasıyla çıkılan yolda iki yılda iflas edilmesini iktidar nasıl izah edecek? Hedef mi yanlıştı, yoksa hedefe yönelik politikalar mı?


AB Bakanı Egemen Bağış, “Avrupa’nın reçetesi bizde” demiş.
Şeeeyyy... Bizde olan Avrupa’nın reçetesi değil de “peçetesi” olmasın!
Fahrettin Fidan


Balyoz

Balyoz davasında kararlar 22 Eylül’de açıklandı... Gerekçeli kararın ise iki ay içinde açıklanacağı bildirildi. Aradan üç ayı aşkın zaman geçti. Gerekçeli karar ortada yok. Gerekçeli karar çıkmadığı için avukatlar Yargıtay’a başvuru yapamıyor.

Bu davadaki hukuksuzluklar, sahte kanıtlar dile getirildiğinde davanın savunucuları:

- Bir hata varsa Yargıtay’dan döner, demekteler...

İyi de, dava Yargıtay’a ne zaman gidecek?

Yargıtay’dan ne zaman karar çıkacak?

Yargıtay kararı bozarsa tekrar ne zaman hüküm verilecek?

Hükümden sonra tekrar Yargıtay... Daha sonra Anayasa Mahkemesi... Bu aşamaların her biri bir-iki yıl sürer...

Balyoz hükümözlülerin 60-75 yaş arası subaylar oldukları düşünülürse... “Hukuki hata varsa Yargıtay’dan döner” lafının da bir değeri kalmıyor...

Sınav

Devlet sınavlarında adaylar önce yazılı sınava alınır. Göreve kaç kişi atanacaksa... Yazılıyı kazananlar arasından mülakata o rakamın iki en fazla üç katı aday alınır.

Emniyet sınavında göreve atanacak sayının 5 katı mülakata çağırılmış.

Kırklareli milletvekili Turgut Dibek diyor ki:

- Mülakata çok fazla aday çağırıyorlar ki, düşük puan alan yandaşlarını göreve atayabilsinler. Nitekim yüksek puan alanlar mülakatta eleniyor, düşük puanla göreve alınanlar çoğunluğu oluşturuyor...

Hilesiz hurdasız bir yeni yıl diliyoruz...

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları