Üzgünüm Leyla!

Melih Aşık; Yemin metnindeki 'Büyük Türk Milleti' sözünü 'Büyük Türkiye Milleti' olarak değiştirince geçici Meclis Başkanı Deniz Baykal haklı olarak HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın yeminini geçerli saymadı.

Yemin metnindeki “Büyük Türk Milleti” sözünü “Büyük Türkiye Milleti”olarak değiştirince geçici Meclis Başkanı Deniz Baykal haklı olarak HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın yeminini geçerli saymadı. Baykal’ın metni yeniden okuması için yaptığı daveti kabul etmeyen Leyla Zanabu ısrarını sürdürürse hakları ne olacak? Hemen söyleyelim,Zanabu eylemi 2011’den önce yapsaydı hem yasama hakkı hem milletvekili maaşından yoksun kalacaktı. 2011’de yapılan değişiklikle maaş alma hakkı korunurken yalnızca yasama faaliyetine yasak getirildi. Dokunulmazlık hakkına ise dokunulmadı.

Peki, Leyla Zana’nın yasama faaliyetine yasak gelmesi TBMM için kayda değer bir kayıp olur mu? Dört yıl milletvekili olarak görev yaptığı 24. yasama dönemine bakılırsa hiç de kayıp olacak gibi görünmüyor. Çünkü Meclis kayıtlarına göre Leyla Zana, söz konusu dönemde ne bir yasa teklifi vermiş, ne bir sözlü ne de yazılı soru önergesi. Sadece başkalarının hazırladığı bazı önergelere imza atma lütfunda! bulunmuş. Yemin dışında da kürsüye sadece bir defa çıkıp konuşma yapmış... HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağdün Leyla Zana’yı savunurken yemin dayatmasından vazgeçilmesini istedi. Siz yemin metnini bilerek milletvekili oluyor, kürsüde metni değiştiriyorsunuz. Esas dayatma bu değil mi... Maaşı da protesto edip almayın o zaman, neden alıyorsunuz?

Malı götürdü mü?

Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin ilk grup toplantısında milletvekillerine diyor ki:

“Eğer bir parti görevlisi, görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiriyorsa ben o adamı partiye sokmam. Eğer şaibeli bir durum varsa bunun hesabını sorar, yollarımızı ayırırız. Bu konuda benden de hesap sorabilirsiniz.”

Eskiden memurlar malı götürünce önce kendilerine takım elbise yaptırırdı.

Adam şık gezmeye başlayınca malı götürdüğü anlaşılırdı!

Ama dünya değişti. Artık insan malı götürmeden de güzel elbiseler giyebiliyor

Arabayı, evi yenilemek de bir servet göstergesi olamaz...

Dışarıdan bakarak bir milletvekilinin yolsuzluk yapıp yapmadığını anlayamazsınız.

Batı’da bu konuda uygar usuller var. Örneğin “mal beyanı” diye bir yöntem uygulanıyor.

Milletvekili göreve başlarken ve bitirirken kendisi ve yakınları hakkında mal bildirimi yapıyor. Böylece malı götürdü mü,ne kadar götürdü veya götürmedi anlaşılıyor.

Başbakan neden vekillerin kamuoyuna açık şekilde mal bildiriminde bulunmalarını istemiyor?

Neden bu konuda bir yasa hazırlanmıyor?

ABD

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin dün “Suriye sınırında 98 kilometrelik bölümde Türkiye ile birlikte IŞİD’e ortak operasyon yapılacak” sözleri birçok gazetenin birinci sayfasına girmişti. Haberlerde Kerry veya kimi kaynaklara dayanılarak bu operasyonun havadan yapılacağı belirtiliyordu.

Orijinal kaynağı tekrar ve dikkatle okuduk. John Kerry’nin bu operasyonu açıkladığı CNN röportajında veya Obama’nın G 20’deki basın toplantısında operasyonun havadan yapılacağına ilişkin tek sözcük yok. Havadan operasyon zaten yapılıyor. Yerde ÖSO veya Türkmen birliklerinin kullanılacağı söyleniyor ki, bu da uygulanıyor.

ABD’nin topraklarımıza özel bir kuvvet göndermesi ihtimali güçlülüğünü koruyor.

Ya Obama’ları

“Aylan bebelerin, Esma’ların ölümünden” sorumlu tutmayın,

ya da gördüğünüz yerde iltifatlara boğmayın!

***

Muhalefet liderlerinin tek kazandığı seçim

parti içinde yaptıkları genel başkanlık seçimi…

Akif Kökçe

NUS

Nusaybin’de ölü bulunan Selamet Yeşilmen adlı kadının keskin nişancılar tarafından vurulduğu söylendi. AKP’nin Kürt milletvekili Orhan Miroğlu olayı şöyle açıkladı:

“Olay şudur; Bu hanımın oğlu KCK militanı. Evde bomba düzeneği hazırlarken, patlama olmuş, annesi ölmüş, kendisi de ağır yaralı. Şu anda Diyarbakır Devlet Hastanesi’nde tedavi görüyor”.

Gazeteci Müyesser Yıldız soruyor:

“Devlet bu kadar zan altında. Gerçek buysa, neden açıklanmıyor?”

Miroğlu’nun cevabı:

“Vali, Kaymakam korkuyor”...