Tarih:
03.01.2013
Uzun bir 2013
Melih Aşık yazdı, ''AKP tek lider rejimini yasal statüye bağlamak için başkanlık sistemi istiyor...''
Yeni yıl gümbürtüsü sona erdi... O zaman daha açık konuşabiliriz... Bütün iyi dilekler bir yana.. Bu yıl çok zor geçecek... Belki de Cumhuriyet’in en uzun yılı olacak...Bir yandan terör meselesinde aleyhimize işleyen zaman... Bir yandan Suriye ile savaş gerginliği.. Irak’la gerilen ipler... İran’la düşmanlık rüzgârları... Rusya ile soğuyan ilişkiler...
İç politikanın ufkunda ise kaçınılmaz görünen bir anayasa krizi var... Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in dünkü “Umut var” sözlerine rağmen... Meclis’ten dört partinin altına imza atacağı bir anayasa çıkması tamamen hayal görünüyor.
Çiçek’in açıkladığına göre... Görüşülen 71 maddenin ancak 23’ünde anlaşma sağlanmış... 8 ayda ancak bu noktaya varılabildiyse... Bundan sonra bir yere varılabilir mi?
Kaldı ki Anayasa Uzlaşma Komisyonu da felç durumda...
Ne diyordu Anayasa Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Atilla Kart ile Rıza Türmen geçen hafta basın toplantısında:
“Yeni anayasa çalışmaları AKP’nin başkanlık sistemi ısrarından dolayı kasım ayı başından beri fiilen tıkanmıştır. AKP’nin anayasa yapım sürecinde de halkı kandırdığı ve aldattığı bir kez daha ortaya çıkmıştır...”
Manzara buyken... Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün Meclis Başkanı Cemil Çiçek’le yaptığı görüşmeden sonra söylediği iyimser sözlerin neye dayandığını anlamadığımızı ekleyelim...
AKP tek lider rejimini yasal statüye bağlamak için başkanlık sistemi istiyor. CHP istemiyor.. Tahminler o ki, AKP bir noktada bitiş düdüğünü çalacak, başkanlık anayasasını kendi başına ya da MHP ile birlikte çıkaracak. Özel yetkili mahkemelerin yarattığı yargı krizi de sürecek. Zor yıl zor...
Başbakanı dinleme!
Başbakanı dinleme!
Başbakan kendisinin de dinlendiğini söyleyerek yasa dışı dinlemeleri bir ölçüde meşrulaştırırken Prof. Nur Serter dün hayli ilginç sorular sordu kendisine... Mesela:
- Türkiye’de her türlü dinleme aygıtı, internet üzerinden açıkça pazarlanmaktadır. İsteyen herkes, bu aygıtları satın alarak, istediği kişi ve kurumları dinlemektedir.
Başbakan bu başıboşluğa karşı herhangi bir önlem almış mıdır?
- Her türlü dinleme aygıtı serbestçe pazarlanırken, dinleme önleyici aygıtlar, frekans kesici jammerlerin kullanımı, üretimi, ithali ve satışı yasaktır.
Frekans kesici aygıtların kullanımına 2007 yılında izin verilmişken, 2011 yılı Ocak ayında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun talebi ile polis, jandarma, MİT ve Sahil Güvenlik birimleri dışında jammer kullanımı yasaklanmıştır.
Türkiye’de dinlemek yasal, dinlenmemek için önlem almak yasa dışı ilan edilmiştir. Başbakan özel yaşama, aile yaşamına, temel insan haklarına yönelik bu saldırı karşısında, kimi, kime şikâyet etmektedir?
Petrol kanunu!
Petrol kanunu!
Yeni Petrol Kanunu tasarısı TBMM Başkanlığına ulaştı... Tasarı konusunda CHP Enerji Komisyonu Başkanı Necdet Pamir uzun bir inceleme yazısı hazırlamış. Bir yerde şöyle diyor:
“Enerjide dışa bağımlılığı kırabilmek için ülkemizin ulusal bir petrol stratejisine gereksinimi vardır. Bu ulusal stratejinin temelinde TPAO’nun arama ve işletme hakkının geliştirilmesi yer almalıdır. Ne var ki yeni tasarı tam da aksine TPAO’nun bu yetkisini ortadan kaldırmaktadır.”
Sığınma
Sığınma
Resmi rakamlara göre şu ana kadar Türkiye’ye sığınan sığınmacı sayısı 150 bin... Onlar için harcanan para 5 milyon lira.
Bu, işin ekonomik boyutu. CHP Gaziantep milletvekili Mehmet Şeker, ekonomik boyutu kadar önemli... Hatta ondan da önemli sosyal boyutu, o çerçevede sosyal tahribatı olduğunu söylüyor:
“Sığınmacıların önemli bölümü can güvenliğinden dolayı değil işsiz güçsüz oldukları için Türkiye’ye geldi. Şu anda binlercesi ucuz emek olarak inşaat, temizlik, bağ-bahçe işlerinde 500-600 liraya kayıtsız olarak çalışıyor. İşverenler sigorta-migorta derdi de olmayan bu ucuz işçileri tercih ettikleri için sonuçta bizim işsizlerimizi olumsuz etkiliyor.”
Bu arada okurumuz Ayhan Derman küçük bir hesap yapmış...
Kamplarda 110,000 sığınmacı olsa ve her birine günde kişi başı 4 lira harcansa...
4 aylık harcama 52 milyon lirayı buluyor...
5 milyonluk hesapta bir yanlış var...
Yozgat’ta bir imam 180 vakit
camiye gelen çocuklara tablet bilgisayar hediye etme sözü vermiş.
Dinde “teşvik primi” böyle oluyor demek ki!
Kamplarda 110,000 sığınmacı olsa ve her birine günde kişi başı 4 lira harcansa...
4 aylık harcama 52 milyon lirayı buluyor...
5 milyonluk hesapta bir yanlış var...
Yozgat’ta bir imam 180 vakit
camiye gelen çocuklara tablet bilgisayar hediye etme sözü vermiş.
Dinde “teşvik primi” böyle oluyor demek ki!
* * *
Ankara’daki
hava kirliliği kalitesiz kömür yüzünden artmış.
Kalitesiz kömür sonuçtur.
Kalitesiz başkan
ise sebep!
Fahrettin Fidan
Bingöl
hava kirliliği kalitesiz kömür yüzünden artmış.
Kalitesiz kömür sonuçtur.
Kalitesiz başkan
ise sebep!
Fahrettin Fidan
Bingöl
ODTÜ’yü kınayan üniversiteler kervanında yerini alan Bingöl Üniversitesi’nin internet sitesini gözden geçirmiş bir akademisyen...
Üniversitenin İngilizce tanıtım sayfasında logonun hemen altında şu ana slogan okunuyor:
“Science&Culture of the Sun”
Yani:
“Güneşin Bilim ve Kültürü”
Aslında ne söylenmek istediğini Türkçe tanıtım sayfasına bakınca anlıyoruz.
“Bilim ve Kültür Güneşi” demek istemişler...
Yardımcı doçent dil sınavı duyurusu da ayrı bir dil harikası. Şöyle bitiyor ilan:
“Relevant Advised”
“İlgililere Duyurulur” demekmiş niyetleri...
İngilizce çeviriler baştan aşağı komedi.
Üstelik üniversitede bir “İngiliz Dili ve Edebiyatı” bölümü de bulunuyor.
Üzülmek, yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez, sadece bugünün gücünü tüketir.
A.J. Cronin
Üzülmek, yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez, sadece bugünün gücünü tüketir.
A.J. Cronin
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları