Tarih:
04.11.2015
'Ver özerkliği..'
Melih Aşık; Ülkemizde seçmen sayısı asla mantığa uymuyor...
Bu seçim sonuçlarından sonra nasıl bir Türkiye izleyeceğiz?Strateji uzmanı Cahit Dilek yakın geleceği yorumluyor:
“1 Kasım seçim sonucu‘Al Başkanlığı Ver Özerkliği’ pazarlığını başlatacak gibi görünüyor. Bu sloganı gerçekleştirecek Meclis dengesi sanki milim milim kotarılarak oluşturuldu. 7 Haziran öncesi ve sonrası Meclis’te bu denge yoktu. Bu seçimde ortaya çıkan tablo gösteriyor ki, AKP ve HDP işbirliğiyle anayasa değişikliği yapılabilecektir... Seçim sürecinde birbirleriyle adeta savaşsalar da AKP ve HDP’nin hedefleri aynıdır; o da yeni bir anayasa. Yeni anayasada Başkanlık karşılığında özerk bölgeler yer alacak, bunu da muhtemelen ‘Başkanlık yönetiminin ruhunda bu var’ diye açıklayacaklar. Öcalan’ın özgürlüğü ise zamanlama meselesi, muhtemelen 2016 başında müzakereler başladığında onun durumu da netleşecek.’
Derhal istifa!
Batı ülkelerinde seçim sonuçları ilan edilir edilmez istifa haberleri geliyor. Partisini daha önceden koyduğu hedeflere ulaştıramayan, oy kaybeden ya da partisinin oyunu yeterince arttıramayan liderler derhal istifa ediyor.
Peki neden derhal istifa ediyorlar? Neden bizimkiler gibi:
- Konuyu yetkili kurullarda görüşeceğiz. Zaten önümüzde kurultay var...
Gibi klasik laflarla vakit kazanmaya çalışmıyorlar. Sebep bellidir...
Eğer lider görevde kalıp kalmayacağını zamanı belirsiz bir kongreye bırakırsa konu sulanıyor. Liderden nemalanan yakın çevresi onu görevde tutmak için seferber oluyor. Parti içinde çekişme ve kavgalar başlıyor. Yeni liderlik için başlatılan çekişme partiyi bölüyor... Ayrılma kararı alan lider geri dönebiliyor vs... O yüzden Batı dünyasında başarısız liderler derhal istifa ediyor.
Eğer bu yöntem uygulanmıyorsa bilin ki o ülkedeki sistem “çakma demokrasi” dir...
Tonguç demişti!
“Demokrasinin iki çeşidi vardır; biri zor ve gerçek olanı, öbürü de kolayı, oyun olanı. Topraksızı topraklandırmadan, işçinin durumunu sağlama bağlamadan, halkı esaslı bir eğitimden geçirmeden olmaz birincisi, köklü değişiklikler ister. Bu, zor demokrasidir ama gerçek demokrasidir. İkincisi kâğıt ve sandık demokrasisidir. Okuma yazma bilsin bilmesin, toprağı, işi olsun olmasın, demogojiyle serseme çevrilen halk bir sandığa elindeki kâğıdı atar. Böylece kendini yönetmiş sayılır. Bu, oyundur, kolaydır. Amerika bu demokrasiyi yayıyor işte. Biz demokrasinin kolayını seçtik, çok şeyler göreceğiz daha.”
İsmail Hakkı Tonguç - 1952
SAYI
Ülkemizde seçmen sayısı asla mantığa uymuyor...
Yalçın Doğan’ın T24’teki yazısında belirttiğine göre...
2002’de seçmen sayısı 41.4 milyondur. 2007’de 42.8 milyon.
Beş yılda 1.4 milyon artış var.
Yılda 300 bin kişi artıyor...
Derken 2011’de aniden fırlıyor, tam on milyon artıyor, 52.8 milyon oluyor.
Dört yılda beher yıl 2.5 milyon artmış seçmen sayısı...
7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki artış iyice uçuk...
7 Haziran’da 54 milyon 813 bin olan seçmen sayısı beş ayda, yani önceki gün 56 milyon 965 bine yükseliyor.
Beş ayda seçmen sayısı 2 milyon 151 bin artıyor.
Bu mantık dışı artışın sebebi nedir? Kim izah edecek?
AKP Genel Başkan Yardımcısı Şahin seçimden 4 gün önce
“Koalisyon çıkarsa yeniden seçim olur” diyordu.
Yılların politikacısının oy oranında bu kadar yanılması mümkün mü?
Akif Kökçe
OSMAN
Bağımsız aday Ali Osman Demirtaş hemen tüm internet sitelerinde alay konusu oldu. Neymiş... Mitinglerine en çok 6 kişi gelmiş. Daha önemlisi eşiyle birlikte oy kullandığı sandıktan kendisine sadece bir oy çıkmış.. Yani... Muhtemelen eşi bile kendisine oy vermemiş..
.
Eşinin oy vermemesi adayın aile içinde demokrat olduğuna, eşine “oyunu bana ver” diye baskı yapmadığına işarettir. Bunda alkışlanacak bir tavır yok mu?
Mitinglere gelince... Seçmenler televizyonlarda defalarca dinledikleri partilerin mitinglerine giderken “Bakalım bu adam ne söylüyor?” diyerek Ali Osman Beyin mitinglerine gitmediyse komik olan seçmenler değil midir.. Bizim oyumuz Ali Osman Beye...
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları