Tarih:
18.12.2015
VIP eylemciler!
Melih Aşık; Arkadaşımız Fahrettin Fidan, eylemcilerden eski CHP milletvekili Prof. Binnaz Toprak’a soruyor. - AKP iktidarını protesto ediyorsunuz ama eylemi onların değil muhalefetin kulisinde yapıyorsunuz. Biraz tuhaf değil mi? Niye AKP kulisinde yapmıyo
Çoğu HDP’li, ikisi CHP’li 7 - 8 eski milletvekili; Hasip Kaplan, Sebahat Tuncel, Aysel Tuğluk, Akın Birdal, Melda Onur, Binnaz Toprak... Önlerinde “Barış, hemen şimdi” ve“Hayatı ve özgürlükleri savunuyoruz”yazan iki pankart... Rahat koltuklara yayılmış, güvenlik güçlerinin Güneydoğu’da yürüttüğü operasyonları protesto ediyorlar.Nerede mi? TBMM’de, muhalefet kulisinde!
Arkadaşımız Fahrettin Fidan, eylemcilerden eski CHP milletvekili Prof. Binnaz Toprak’a soruyor.
- AKP iktidarını protesto ediyorsunuz ama eylemi onların değil muhalefetin kulisinde yapıyorsunuz. Biraz tuhaf değil mi? Niye AKP kulisinde yapmıyorsunuz?
Binnaz Toprak, yarı şaka yarı ciddi, gülerek yanıt veriyor.
- Valla bilmem. Arkadaşlar, dayak yeriz diye korkmuş olabilirler.
- Operasyonları protesto ediyorsunuz ama eyleminizde o operasyonlara sebep olanlara yönelik bir itiraz göremiyoruz. HDP’li eylemci arkadaşlarınıza bunu sordunuz mu?
- Ben tek isteğim barışın bir an önce gelmesi.
- İyi de o barış hendeklerle, mayınlı tuzaklarla, ağır silahlar orada dururken mi gelecek? Birlikte eylem yaptığınız HDP’lilerin güvenlik güçlerini ağır şekilde eleştirirken PKK’ya tek bir laf etmemesine ne diyorsunuz?
- Durum malum. Nasıl edebilirler ki? Kusura bakmayın, uçağa yetişmem lazım.
Abdullah Cevdet
Ankara’da Abdulah Cevdet Caddesi’nin adı değiştirilerek bu caddeye Büyükşehir Belediyesi tarafından Nobel ödülü sahibi Prof. Aziz Sancar’ın adı verildi.
Abdullah Cevdet, İttihat ve Terakki’nin kurucularından olup çeşitli siyasi cephelerde yer almış entelektüel bir kişiliktir. İlk kadın ve işçi hakları savunucusudur. Yazdığı ve çevirdiği kitapların sayısı 70’i bulur. Özellikle Reinhardt Dozy’nin ‘Essai sur l’Histoire de l’Islamisme’ adlı kitabını ‘İslam Tarihi’ başlığıyla çevirmesi, kitapta dine ilişkin olumsuz hükümlerin yer alması 1900’lerde büyük tartışmalar yaratmıştır. Peki Ankara Belediyesinin Cumhuriyet döneminde konulmuş sokak ve cadde adlarını değiştirme yetkisi var mıdır?Avukat Sedat Vural, Prof. Aziz Sancar’a gönderdiği mektupta diyor ki:
“Abdullah Cevdet sokağına Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nce bir oldubitti ile adınızın verilmesi, bilimsel objektiflikten uzak, iddialara dayanan, sizin adınızı da istismar eden ideolojik bir karardır… Lütfen bunu kabul etmeyiniz.
2005 yılında, Abdullah Cevdet Sokak adının Yusuf Halaçoğlu olarak değiştirilmesine ilişkin Ankara Büyükşehir Meclisi kararı, tarafımca açılan dava sonucu Ankara 5. İdare Mahkemesi’nce iptal edilmiş ve temyiz talepleri Danıştay 8. Daire tarafından reddedilerek iptal kararı birkaç yıl önce kesinleşmiştir…
Anayasal hükümlere göre herkes mahkeme kararlarına uymakla yükümlüdür.”
NATO
CHP sözcüleri zaman zaman iktidarın ülkeyi dış politikada çok tehlikeli noktalara getirdiğini, uygulanan politikaların iflas ettiğini söylüyor.
Ancak bu parti ne kararlar alınırken, ne uygulamalar sırasında bir itirazda bulunuyor. Karşı taraftan görünmek kaygısıyla veya dış politik cehaletten en kritik kararlarda susuyor. Sadece sonuçları eleştiriyor. Bunu yaptığı zaman da iş işten geçmiş oluyor.
Dün ilginç biçimde CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray bir açıklama yaptı.
Ve Türkiye’nin Suudi Arabistan liderliğinde kurulan ‘Teröre Karşı İslam İttifakı’na girmesini çok sert biçimde eleştirdi. Bunun NATO’dan çıkarılmak için bir adım olup olmadığını sordu. Böylece suskun CHP’den bir ses duyulmuş oldu. Mutlu olduk.
Piyasaya “Helal lokma” diye bir tatlı çıkarılsın!
Evlerine “helal lokma götüremeyenler”
çocuklarına bol bol bu tatlıdan yedirsin!
Akif Kökçe
AYA
MHP’li Yusuf Halaçoğlu, Sözcü gazetesine göre, Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması için Meclis’e teklif vermiş... Geçen dönemde de böyle bir teklifi vardı. Bu teklifin çağa uymadığı pek çok ağızdan ifade edildiği halde Halaçoğlubunları dikkate almıyor. Sanılır ki teklifin siyasi getirisi kendisine her şeyden daha cazip geliyor.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u aldığında cami yoktu. O yüzden Ayasofya’da namaz kıldı. Bu mekânı camiye dönüştürdü. Bugün İslam dünyasında en çok caminin bulunduğu şehir İstanbul. Hal böyle olunca Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi Türkiye’nin Hıristiyan dünyasına karşı yeni bir saldırısı gibi algılanmayacak mı? Türk Tarih Kurumu eski başkanının bu teklifi tarihe saygı ile bağdaşıyor mu?
Türkiye’nin şu anda acil sorunu bu mu?
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları