Virüs otomobilde!
Melih Aşık; Gördüğünüz gibi... Bırakın toplu taşımayı... Korona kısıtlamaları kalktığında hayat özel aracınızda bile böylesine ızdırap verici olacak. Virüs peşinizi bırakmayacak. Buna “yeni normal” diyorlar. Şimdiden kendimizi hazırlayalım.
Kendimizin kullandığı otomobilimizde koronaya karşı önlem almaya gerek var mı? Bir vatandaşın bu sorusunu Hürriyet’te Prof. Derya Uludüz şöyle yanıtlıyor:
- Evet, var. Öncelikle arabanızda mümkün olduğunda az kişiyle seyahat edin. Sık molalar verip, inip binmeyin. Her inip binmeniz içeriye virüsü getirmeniz anlamına gelebilir. Benzin istasyonlarında mümkün olduğunca temassız ödeme yapmaya gayret edin. Aracınızda mutlaka alkollü mendiller bulundurun. Alkollü mendiller spreylerden daha kullanışlıdır. Alkol oranının yüzde 60 üzerinde olmasına dikkat edin. Aracınıza bindiğinizde en riskli alanlar olan kapı iç kolunu, direksiyonu, vites kolunu ve en çok virüsün birikme olasılığı olan ön konsol üzerini alkollü mendille iyice temizleyin. Temizledikten sonra mendili bir poşetin içine atın ve ağzını sıkıca kapatın. Aracınızdan indiğinizde hemen torbayı çöpe atın. Aracınızı sürerken klima yerine camı açın. İndikten sonra camları birkaç dakika açık bırakın.
Gördüğünüz gibi... Bırakın toplu taşımayı... Korona kısıtlamaları kalktığında hayat özel aracınızda bile böylesine ızdırap verici olacak. Virüs peşinizi bırakmayacak. Buna “yeni normal” diyorlar. Şimdiden kendimizi hazırlayalım.
KURUM
Türk Tarih Kurumu’nun başkanlığına Profesör Ahmet Yaramış atandı.
CHP Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, Ensar Vakfı Afyon Şubesi yöneticilerinden Prof. Yaramış’la ilgili şunları söyledi:
“2011 yılında Çorum İskilip’te düzenlenen panelde İskilipli Atıf’ı methetmiştir. İskilipli Atıf kimdir? Kuvayı Milliye’ye ‘Şakiler, kudurmuş haydutlar’ diyen, Mustafa Kemal’e ‘eşkıya’ diyen, Mustafa Kemal’in vücudunun ortadan kaldırılmasını isteyen ve bunun için halka çağrıda bulunan kişidir.”
Bu ağır iddialar karşısında Prof. Ahmet Yaramış’ın da söyleyecekleri olmalıdır.
YENİ!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’nin 100. yılı konuşmasında “Yeni anayasa yapılması, parlamenter sisteme dönülmesi, yargı bağımsızlığı sağlanması” gibi iktidara yönelik kimi talepler sıraladı. Acaba diyoruz, Sayın Kılıçdaroğlu gerçekleşme olasılığı daha fazla olan kimi talepler açıklayamaz mı? Mesela:
Liderlerin tek başına milletvekili adaylarını belirleme yöntemi terk edilmelidir.
Milletvekili adayları ön seçimle belirlenmelidir.
Milletvekili adaylarından teberru vs gibi adlar altında para alınmamalıdır.
Parası olmayan kişiler de milletvekili adayı olabilmelidir.
Bütün adaylar seçilmeden önce ve görev bitiminde kamuoyuna mal beyanında bulunmalıdır.
Üst üste 3 seçim kaybeden lider koltuktan çekilmelidir.
Demokrasiye dönüşün ilk adımı bunlar olmaz mı?
HAYDİ ÜNİVERSİTELİ
İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, TELE 1’in sabah programında Nazım Alpman’ın sorularını yanıtlarken bir yerde diyor ki:
“Menemen’de bakla hasadı yapılacaktı. Ancak ürün sahibi baklayı topladığı zaman nereye nasıl göndereceğini bilmiyordu. İşçi bulmak sorun, nakliye sorun. Biz belediye olarak baklayı üreticiden parasıyla aldık, gıda paketlerinin içine koyarak İzmirlilere dağıttık...”
Tunç Soyer devam ediyor:
“Önümüzde bezelye ve kiraz hasadı var. Aynı şekilde üreticiye yardımcı olmayı planlıyoruz. Kiraz hasadında üniversite öğrencilerine de çağrı yapacağım. Gelip hasatta çalışmaları hem onlar için hem üretici için çok yararlı olacak.”
Üretici sebze ve meyveyi toplamak ve satmakta zorlanıyor.
Belediyelere bu alanda çok iş düşüyor. Süratle tanzim satış noktaları da oluşturmalılar.
HEMŞİRE
“Sahip olduklarınızı verdiğinizde aslında hiçbir şey vermiş sayılmazsınız. Asıl paylaşmak kendinizden bir şeyler verdiğinizde olur.”
Böyle diyor Halil Cibran.
Doktorlarımıza, hemşirelerimize, sağlık çalışanlarımıza ücret ödenmesi onlara bir şey vermek anlamına gelmiyor.
Ancak onlar bizim için hayatlarını tehlikeye atarak ve bunu zaman zaman canlarıyla ödeyerek her şeylerini vermiş oluyorlar.
Tabii şu korona günlerinde canla başla çalışan diğer emekçileri de unutmayalım.
Hepsine yürekten teşekkürlerimizi gönderelim.
DOKTOR
Koronayla mücadelede önlemler geç kaldı. Ancak tedavide doktorlarımızın başarısı herkesçe kabul ediliyor. Başarılı doktorlar yetiştirmemizin temelinde çeşitli etkenler vardır.
Tıp fakültelerinin, 1933-1945 yılları arasında, Almanya ve Avusturya’dan mülteci olarak veya sözleşmeyle gelen tıp adamlarınca yapılandırılması da önemli etkendir?
Bir alkış da onlara...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları