YASAKLAR
Melih Aşık: Acaba mantığa aykırı bir şey yazdık mı diye kararlar ikinci kez okunuyor mu?
Son genelgelere göre...
65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altı vatandaşlar (10.00-13.00, 13.00-16.00 saatleri arası) şehir içi toplu ulaşım araçlarını (metro, metrobüs, otobüs, minibüs, dolmuş) kullanamayacaklar...
Yani 65 yaş üstü vatandaşlar doktor, hastane vs gibi ihtiyaçları için eğer özel araçları yoksa ille de taksiyle seyahat edecekler.
Aynı şekilde 20 yaş altı gençler de eğer bisikletleri yoksa taksiye binecekler.
Daha da ilginci...
Kısıtlamanın olduğu cumartesi ve pazar günleri market, bakkal, manav, kasap 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek, vatandaşlar zorunlu ihtiyaçları için alışverişe gidip gelebilecek. 65 yaş üzeri ve 20 yaş altı gençler bu imkândan yararlanamayacak. Kesinlikle sokağa çıkmayacaklar.
64 yaşındaki vatandaş bakkala gidip gelebilecek ama 66 yaşındaki gidemeyecek.
Anne baba evin 16-17 yaşındaki çocuğunu bakkala gönderemeyecek, kendi gidip alacak.
Bu kararlar alınırken iyice düşünülüyor mu?
Acaba mantığa aykırı bir şey yazdık mı diye kararlar ikinci kez okunuyor mu?
Merak ettik...
MARKET SEPETİ
Kovid önlemlerinde cıvataları sıktık, yasakları koyduk da...
Gerekli her önlemi alıyor muyuz?
Sanmıyoruz.
Örneğin, Hollanda’dan bir dostumuz telefonda diyor ki:
- Amsterdam’da büyük marketlerde müşterilerin kullandığı alışveriş sepeti ve arabalar özenle temizleniyor. Müşteri alışverişini yaptıktan sonra sepet veya arabayı bırakınca bir görevli spreyle bulaşsavar (dezenfektan) sıkıyor, sonra elindeki bezle iyice siliyor.
Bizde böylesi önlem var mı? Rastlamadık.
Bizdeki bazı marketlerde dezenfektan bile bulunmuyor.
Ancak sorarsanız tezgâh altından çıkarıp uzatıyorlar.
Sıkı bir kontrolle bu işler düzelir. Ama o da yok maalesef...
SEÇME HAKKI
Osmanlı’da kadın ile erkek birlikte sinemaya giremezdi. Kadınlar erkeklerle birlikte sinemaya ilk kez 1923 yılında İzmir’de Atatürk’ün emriyle girdiler
Osmanlı’da kadın nikâh masasına oturamazdı. Bu yolu Atatürk 1923 yılında Latife Hanım ile nikâhı kıyılırken açtı. İlk kez kadın-erkek nikâh masasına birlikte oturdu.
Kadınlar ilk kez 1930 yılında belediye seçimlerinde oy kullandılar.
Kadına seçme ve seçilme hakkı 1934 yılında verildi.
Fransa’da kadınlar bu hakka 10 yıl sonra kavuştular.
Bu hak Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biriydi.
Bu hakkın yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
Kadın bu hakka çok doğal yollardan kavuşmuş gibi anlatılıyor.
Ne Cumhurbaşkanı Atatürk’ün ne yasayı Meclis’e veren Başbakan İsmet İnönü ve arkadaşlarının adı hakkıyla anılıyor. Manzara bu.
KİMDİR
Kimdir bu,
60 - 80 yaşındakiler...
Düşündünüz mü hiç?
2020 yılında
Koronavirüsle hatırlanan
15-25 yaşlarında iken de
En çok tehlikede olan,
Bu nesil,
1940 ile 1960 yılları arasında
Bu dünyaya merhaba demiş
En genci 60,
En delikanlısı 80 yaşında!
Hâlâ 18’lik ideallerinin
peşinden koşan
Hesapsız bir nesil...
Okulda ABD tarafından
Süt tozuyla beslenmiş
Bir garip nesil...
Bırakın renkli fotoğrafları
Birçoğunun resmi bile yoktur
Hiçbiri kreş, dershane,
Özel okul görmemiş
Üstelik hepsi.
Verem, tüberküloz, kızıl, kızamık
Pek çok bulaşıcı hastalık atlatmış.
Bunlar...
Profesörlere ders verecek kadar
Bilgisi olan tuhaf bir nesil...
Harp görmüş, darp görmüş,
Baskı, çatışma görmüş,
İhtilallerden, muhtıralardan,
Ayaklanmalardan, darbelerden
Sağ salim paçayı yırtmış
En az 10 ekonomik krizden
Nasibini almış... Ama yılmamış.
Yoklukla terbiye edilmiş,
Direnç abidesi bir nesil.
Haklı ya da haksız
Vatan İçin diye
Vurmuş, vurulmuş...
Dövmüş, dövülmüş...
anarşinin terörün,
grevin boykotun
içinden geçmiş
Bir nesil...
Bunlar
O yılların deli tayları,
Bir üretim harikası mı?
Yoksa üretim hatası mı olduğu
Tartışılır ama...
Tamamı istisnasız
karşılıksız, hesapsız
Bu vatanı sevmiş...
Kardeşlik ve paylaşma
Duygusu zirve yapmış...
Çok kitap okumuş,
En az liseyi bitirmiş,
Hayatı yaşayarak öğrenmiş
Birçoğu okurken çalışarak
Okul harçlığını çıkarmış.
Ne ailesine ne devletine
Ekonomik yük olmamış
Geneli...
Bir baltaya sap olmuş,
Çoğunlukla ezilmiş...
Ama ezik kalmamıştır.
Eğilmemiş, el etek öpmemiş.
Aç yatmış, kuyruğu dik tutmuş...
Kan kusmuş, kızılcık şerbeti içmiş.
Şahsına münhasır
Özel bir nesildir.
Görevini sorumluluğunu bilen
Onuru için
Bir pireye bir yorgan yakan.
Öfkeli, hırçın bir acayip
Nesil bu...
1940 ile 1960 yılları arasında
Doğan bu dinozorlara iyi bakın,
Bu neslin...
Öfkesinden sakının.
Onlardan geçmişi öğrenin.
Sonra arar da bulamazsınız.
Çünkü onlar
Yakın tarihin son canlı
Kaynak kişileri,
Her biri iki ayaklı,
Sözlü yakın tarih kitabıdır
Saygıyla izleyin...
Hasan Basri Beken
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları