Tarih:
29.08.2014
Yeni Türkiye
Melih Aşık; Tayyip Erdoğan kongredeki konuşmasında iki gizemli kavramın üzerine özellikle basıyor...
Tayyip Erdoğan kongredeki konuşmasında iki gizemli kavramın üzerine özellikle basıyor:- Büyük dava... Yeni Türkiye...
Nedir bu dava? Yeni Türkiye’nin eskisinden farkı ne olacak...
Prof. Emre Kongar dünkü yazısında bu soruya kısaca cevap veriyor:
- Türkiye Cumhuriyeti’nin yerine “Türkiye Sünni İslam Cumhuriyeti” kurulacak...
Erdoğan: “Büyük dava güçlenerek yürüyor” derken, onun bir dönem yardımcılığını yapan dava arkadaşı Mehmet Metiner’in 6 Temmuz 2003 tarihli Radikal gazetesinde yayımlanan sözleri akla geliyor:
“Hiç kuşkusuz amacımız İslami bir devlet kurmaktı ve bu devlet eliyle toplumu İslamileştirmekti. İran’daki gibi bir devrimle de olsa, Pakistan’daki gibi bir askeri darbeyle de olsa fark etmezdi, yeter ki halkın çoğunluğunun Müslüman olduğu bu ülkede İslami bir devlet kurulsundu. Ama bizler Türkiye’de diğer ülkelerden farklı olarak bunun ancak parti yoluyla gerçekleşebileceğine inanıyorduk.”
***
Erdoğan’ın dünkü yemini büyük ilgi ile izlendi...
Bugüne kadar saygı göstermediği ilke ve kurallar üzerine yemin ederken bundan sonra o yemine uyup uymayacağı merak konusu oldu. Derken hafızalarımız bizi 1970’lere götürdü...
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, görev süresinin iki yıl uzatılması için bir yasa çıkarılmasını istiyor... Buna ilişkin öneri Meclis’te görüşülürken kürsüye gelen İsmet İnönü, Sunay’ın geleceğine ilişkin şunları söylüyor:
- Bundan sonra ne yapacak? Bugüne kadar ne yaptıysa onu...
Davutoğlu kimliği
Başbakan adayı Ahmet Davutoğlu’nun Marmara Üniversitesi’nden öğrencisi Yrd. Doç. Behlül Özkan, hocasının 1990 ile 2000’li yılları arasında kaleme aldığı 300 küsur makaleyi taramış. Taraf’ta Amberin Zaman kendisiyle konuşuyor... Behlül Özkan’ın kimi görüşleri özetle şöyle:
“Davutoğlu son derece ihtiraslı, siyasi idealleri olan bir politikacı. Asla bir emanetçi olmayacaktır...”
“İslamcı camia üzerinde 20 yıllık ağırlığı olan, saygı duyulan bir akademisyen ve siyasetçi.”
“Neo Osmanlıcı değil Pan İslamist... Batı’nın otoriter yayılmacı mantığıyla İslamcılığı harmanlıyor.”
“İslam dünyasında genel olarak İhvan (Müslüman Kardeşler) üzerinden siyasal güçle yayılmayı düşünüyor.”
“Batı’dan esinlendiği Batı’nın demokratik insan haklarına saygı duyan, bireysel özgürlüğü savunan yönü değil. Davutoğlu’nun Batı’dan esinlendiği 1945 öncesi özellikle Almanya’da kendini gösteren çok daha otoriter, devleti ön plana çıkaran ve Makyavel’in ‘sonuca giden her yol mubahtır’ siyasi düşünce anlayışıdır.”
“Türkiye Ortadoğu’da yönünü kaybetmiştir, çünkü Davutoğlu’nun dış politikası realiteyi yansıtmıyor. Onun hayal dünyasından ibaret.”
“Türkiye Davutoğlu döneminde Suriye’yi Afganistanlaştırmış, Türkiye’yi de Pakistanlaştırma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır.”
“Dünyayı medeniyetlere ayırıyor. Türkiye İslam medeniyetine ait. Avrupa Birliği’ne kesinlikle inanmıyor. Almazlar bizi diyor.”
MAL
Vatandaşı enayi yerine koyan mal varlığı tiyatrosunda bir perdeyi daha izledik dün; Tayyip Erdoğan’ın mal varlığı açıklandı...
Kırk kere yazıldı ve söylendi ama dinleyen olmadı... Yineleyelim...
Kişinin mal varlığı bir şey ifade etmez... Birinci derece yakınlarının da mal beyanı alınmalı...
Göreve başlarken açıklanan mal varlığı bir şey ifade etmez... Mal varlığı görev bitiminde de alınmalı ve açıklanmalı ki vatandaş aradaki farkı görsün...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül göreve başlarken mal beyanı vermiş olmalıdır.
Şimdi de vermeli ve beyan açıklanmalıdır ki...
Aradaki fark görülsün...
Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu! “Yeni CHP çalışmıyor” diyenler utansın!
Kılıçdaroğlu ne yaptı etti, Erdoğan’ı başbakanlık koltuğundan indirdi!
Akif Kökçe
ALKIŞ
CHP’nin dün Meclis’e girmemesi konusunda en doğru yorumu gazeteci Levent Gültekin yaptı:
“Anayasayı hiçe sayan, yapacağı yemine uymayacağını baştan ilan eden birinin yemin töreninde figüranlık yapmamak haysiyetli bir tutumdur...”
AYAK
Tayyip Erdoğan dün yemin etmek üzere Meclis’e girdiğinde CHP milletvekilleri salonu terk etmişti. HDP ve MHP milletvekileri ise Meclis Başkanı’nın çağrısına uyup ayağa kalktılar.
Hafızamız bizi 1982 yılına götürüyor. Kenan Evren Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez Meclis’e geldiğinde SHP’li Fikri Sağlar, Cüneyt Canver, Ali İhsan Elgin gibi milletvekilleri ayağa kalkmamıştı. Acaba neden? Fikri Sağlar nedenini şöyle anlattı:
“Kenan Evren
ve arkadaşları Anayasa’nın halkoylamasında kabulüyle birlikte Evren’i Cumhurbaşkanı olmuş sayıyorlardı. Biz ise göreve başlaması için yemin etmesi gerektiğinde ısrarlıydık. Onlar yemine gerek olmadığını söylüyordu. Biz bu yüzden ayağa kalkmamıştık”
Melih Aşık - Milliyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları