Yokuşun başında
Melih Aşık; Kötülük, kişisel çıkar uğruna “dindar görünmek isteyen” kişilerden gelir. Bunlar ihbarcı, yalancı, iftiracı kimselerdir. Kendilerini dindar göstermek için başkalarına dinsiz diye çamur atar, can yakarlar.
Abdullah Öcalan’ın “PKK’nın feshi ve silahların bırakılması” çağrısı hangi tartışmalarla sürecek?
Bu konuda iktidar ilk gün ortaya koyduğu çizgiden sapmıyor:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli gibi, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, 1 Mart’ta gazetelerde yer alan demecinde aynı kesin tonda konuşuyor:
“Bir pazarlık süreci yok. Hukuk devleti pazarlık yapmaz. Ya silâh bırakacaklar ya silâhları ile gömülecekler.”
Peki örgütün feshi çalışmaları nasıl ilerleyecek?
Kandil’dekiler, Öcalan’ın açıklamasına uyacaklarını ifade ederken şu şartı koşuyor:
“Başarı için demokratik siyaset ve hukuki zeminin de uygun olması gerektiğinin altını çizmek istiyoruz… Parti kongresini toplamak için hazırız. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için uygun güvenlikli ortamın oluşması ve kongrenin başarısı için de Önder Apo’nun bizzat yönlendirmesi ve yürütmesi gerekir…”
Anlamı, Öcalan serbest kalsın, süreci o yönetsin.
DEM’in çeşitli açıklamalarında da Öcalan’a “özgür çalışma koşulları” sağlanması talep ediliyor.
Özetle, Kandil ve DEM, Öcalan’ı aktif olarak sürece dahil etme çabasında.
Bir başka dikkat çekici nokta PYD/YPG’nin silah bırakma sürecine dahil edilmemiş olması.
O alandaki ilişkilerde de yeni düzenlemeler ufukta görülüyor.
EDİP AKBAYRAM
Usta sanatçı, Moda’dan 40 küsur yıllık komşumuz Edip Akbayram da ayrıldı aramızdan...
Son yıllarda Barış Manço, Cem Karaca gibi isimlerle birlikte çağa damgasını vuran sanatçılar arasındaydı… Sadece bir şarkıcı değil, sosyal duyarlığı, dik duruşu, umut aşılayan eserleriyle soylu bir mücadele adamıydı da Edip...
Yürekten gelen sesi yıllarca kulaklarımızdan silinmeyecek:
“Gelecek günler var daha, aldırma gönül aldırma”
KAZIMA
İstanbul’un ilk yerleşim yerlerinden Fikirtepe, imar yasalarına meydan okuyan gökdelenler ile adeta bir beton ormanına dönüştü. Bölge yarım kalmış devasa yapılar yüzünden bugün bir hayalet şehir görünümünde...
Arkeolog Nezih Başgelen, gidip gezmiş. Dün şunları yazdı:
“İstanbul Fikirtepe’de bilinen tarih öncesi yerleşim alanından herhangi bir parça kaldı mı, diye merak edip İZTV’den sevgili Vedat Atasoy’la yerinde inceleme yapmaya gittik. Kentsel dönüşüm alanında gördüğümüz manzara gerçekten inanılmaz idi. Radyokarbon tarihleme yöntemi ile yapılan incelemelere göre MÖ 6.400 - 5.800 yıllarına dayandığı anlaşılan Fikirtepe neolitik yerleşiminden kalan son izler de ne yazık ki kazınıp atılmıştı.”
DiNDAR
Dindar adamdan kötülük gelmez. Gerçek dindar, dürüst, ahlaklı, yalan, dolan, hırsızlık, yolsuzluk gibi kötülüklerden uzak duran insandır.
Kötülük, kişisel çıkar uğruna “dindar görünmek isteyen” kişilerden gelir. Bunlar ihbarcı, yalancı, iftiracı kimselerdir. Kendilerini dindar göstermek için başkalarına dinsiz diye çamur atar, can yakarlar.
Bu tablonun son örneğini bir holdingde gördük. Holdingin yazışma kurallarını anımsatan CEO ihbara uğradı. Gözaltına alındı. Neyse ki sağduyu ile hukuk bu defa buluştu ve holding CEO’su salıverildi.
İhbarcı tabii yine izini kaybettirdi.
CEO’yu korku sonucu istifaya zorlayan holding ise sınıfta kaldı.
DEYİM
Kullandığımız sözcüklere dikkat ettiğimiz halde boş bulunmuş yine o hatayı yapmışız... Okurumuz Zeki Topçuoğlu duyarlık göstermiş, hatamızı düzeltiyor:
“Büyük Plân, başlıklı yazınızda ne yazık ki, siz de pek çok kişinin yaptığı bir hataya düşmüşsünüz. “Demokratik siyaset” ve “Demokratik uzlaşma” ifadeleri DEYİM değil sadece birer TANIM’dır. Bir söz grubunun DEYİM olabilmesi için gerçek anlamlarının dışında başka bir anlama bürünmesi gerekir. Örneğin “İpe Un Sermek” deyimini duyduğumuzda artık ipin üstüne serilen un değil, bir işin gerçekleşmesine zorluk çıkarılması, ayak diretilmesi akla gelir.”
Sayın okurumuza teşekkürle...
SOSYO...
Adam kendini sosyolog olarak tanıtınca uzun süredir bu kelimenin anlamını merak eden çocuk sormuş:
- Sosyoloji nedir hocam?
Sosyolog kısaca tarif etmiş:
- Sosyoloji herkesin anladığı ve kimsenin ilgilenmediği şeyleri hiç kimsenin anlamadığı ama herkesi ilgilendiren şeyler biçimine yöneltme sanatıdır...
OKSİJEN
Yunanistan’da 57 kişinin ölümüne yol açan Tempe tren kazasının ikinci yıldönümünde Atina’daki yürüyüşe yaklaşık 500 bin kişi katıldı.
Yürüyüşün sloganlarından biri “Oksijensiz kaldım” idi.
Bu sözler tren enkazına sıkışmış bir kazazedenin ağzından duyulmuş.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları