Depremi Anmak
Melih Aşık; Resmi kayıtlara göre 650 bin depremzedenin 201 bini yeni evlerine taşındı, 449 bin aile konteynerlerde. Bu aileler aynı zamanda geçim sıkıntısı ve beslenme zorlukları içinde. Unutulmaktan yakınıyorlar.
İki yıl önce 6 Şubat’ta Türkiye, 11 ilde deprem faciası yaşadı. Kahramanmaraş merkezli sarsıntılar, Hatay başta olmak üzere bölgede resmi kayıtlara göre 650 bin konutu yıktı, 53 bin yurttaş yaşamını yitirdi. Resmi kayıtlara göre 650 bin depremzedenin 201 bini yeni evlerine taşındı, 449 bin aile konteynerlerde. Bu aileler aynı zamanda geçim sıkıntısı ve beslenme zorlukları içinde. Unutulmaktan yakınıyorlar. Millet olarak oradaki sıkıntıları paylaşmak ödevimiz ve görevimizdir. Unutma hakkımız yok...
★★★
Geliyoruz eli kulağında bekleyen İstanbul depremine...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum açıkladı:
“Ne yazık ki milyonlarca İstanbullu kardeşimiz, tıpkı Konya’daki bina gibi her an yıkılacak 600 bin evde oturmakta.”
Neredeyse kendiliğinden yıkılacak 600 bin konutta, ortalama üç kişi yaşasa, bir depremde 1 milyon 800 bin kişi ölecek demektir... Bir de sağ kalacak olanların yaşamı var. Depremde su, elektrik, doğal gaz hatları yıkılmış, yolları enkazla kapanmış 16 milyon nüfuslu bir kenti düşünün... Normal hayata dönüş kaç ay, daha doğrusu kaç yıl sürer?
Orada yaşamanın anlamı mı kalır?
Bunlar herkesçe bilinen gerçekler. Peki hükümet ve belediye deprem zararlarını azaltmak için gerekenleri yapıyor mu? Yeterli bir hazırlık var mı?
Bu soruya kendileri de inandırıcı yanıt veremiyor.
SİMİT HESABI
Simite de zam geldi... Fiyatı 15 liradan 20 liraya fırladı.
Eğitimci Ali Özdemir dostumuz yazıyor:
“Şu anda 1 kilo makarna zincir marketlerde 25-30 TL civarında. 1 kilo ekmek ise muhitine göre 50 - 80 TL.
80 gram simidin 20 TL fiyata satılması ekonominin ilkelerine tamamen aykırıdır. 80 gram makarna 2,4 TL, 80 gram ekmek 6,5 TL bedelle sunulurken simit, üzerinde biraz susam var diye nasıl 20 TL olabiliyor? Bunun mantıklı bir izahı var mıdır?
Yaşadığım şehirde simit fırını işleten 2 aileyi tanıyorum. Bunlar şu anda iki katlı lüks villada oturuyorlar. Dört çekerli pahalı arazi taşıtına biniyorlar. Vergi ödedikleri de yok. İş yerlerini götürü sistem olarak beyan ediyorlar.”
Simit eskiden fakirin geçimi, garibin ekmeğiydi. Artık o da sınıf atladı.
KURBAĞA
Öğrenci lise bitirme sınavına girmiş. Sözlü sınavda soruları bilemiyor. Sınav heyeti son bir soru soruyor:
- Kafası kesilen kurbağa yaşar mı?
Çocuk düşünüyor... Kendisine makul görünen cevabı veriyor:
- Yaşar hocam.
- Bilemedin çık, diyor öğretmenler, kafası kesilen kurbağa hemen ölmez bir süre daha yaşar.
Çocuk sınavdan çıkarken geri dönüp sınav heyetine sesleniyor:
- Kafası kesilen kurbağa yaşar hocam, yaşamasına yaşar da, öyle yaşamanın ben!
RİVİERA
Karagöz oyunları şöyle biterdi:
- Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman...
ABD Başkanı Trump, perdeyi oyunun sonunda değil başında yıktı..
Son bombasını dün attı:
Gazze boşaltılsın...2 milyon Filistinli başka yere taşınsın. Gazze yıkıntılardan temizlensin, orası Ortadoğu’nun Riviera’sı olsun..
Peki Filistinliler nereye gidecek?
Oraya kim yerleşecek?
Şimdilik o konuşulmuyor...
Muhtemelen İsrailliler ile ABD’li otelciler yerleşecek...
Dünyanın tepesine “ABD’yi tekrar büyük yapmam için beni Tanrı kurtardı” diyen bir lider yerleşti.
Dünyayı kendi oyun bahçesi,
Aklına her gelenin Tanrı’nın buyruğu olduğunu sanıyor.
Eyvah eyvah...
MELİSA
Artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Çünkü her şey şaşırtıcı...
Sinema oyuncusu Melisa Sözen’in savcılık ifadeye çağırılmasına da şaşırmadık.
Melisa Sözen 2015’de çekilen Fransız yapımı ‘Le Bureau des Légendes’ adlı dizide PKK - YPG’li terörist rolünü canlandırmış. Dizi Fransa’da yayınlanmış. Melisa bir süre önce sosyal medyada hedef gösterilmiş. Bu yüzden oyuncunun ifadesi alınmış...
Ortada sinema tarihinde geçecek bir olay var.
Bir oyuncu senaryo icabı sergilediği kişilik ve giydiği bir kıyafet yüzünden soruşturulmakta...
Sanırız o rolü kabul etmesi suç sayılmakta...
Böyle bir suç olabilir mi?
Bir sanatçı temsil ettiği karakter yasaklı diye o rolü reddetmek zorunda mı?
Hele de... Şu günlerde Abdullah Öcalan’ın hapisten çıkarılacağı konuşulurken rol icabı terörist kıyafeti giren oyuncunun soruşturulması... Akla uygun mu?
88 YIL
Laikliğin Anayasaya girişinin 88. yılındayız...
Laiklik Anayasaya 5 Şubat 1937 tarihinde yapılan değişiklikle eklendi...
Ne var ki laikliğin dinsizlik olmadığını 88 yıldır anlatamadık...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları