loading
close
SON DAKİKALAR

Güneri'ye veda

Melih Aşık
Tarih: 03.10.2024
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Güneri, kibar ve zarif adamdı. Gazeteciliği de o çizgide sürdürdü. Gazete yayınında kimseye hakaret edilmezdi. Gazeteye saldıran olursa sadece zarif bir cevap verilir ve “Kervan yürüyecektir” demekle yetinilirdi.

Güneri Cıvaoğlu dostumuz da ayrıldı dünyadan... 

Ölüm kederli ruhları sever... Hayat dolu insanların arkasına gizlenir. Güneri neşeli, kahkahalı, her zaman olumlu, kibar ve zarif adamdı. O yüzden hiç ölmeyecek gibi dururdu. 

Onunla dostluğumuz 1968 yılında Ankara Televizyonu’nda başladı. Birlikte siyasi programlar yaptık. 1982 yılında Güneş Gazetesi çıkarken beni de davet etti. Bu köşe Güneş’te başladı. Adı o zaman Arka Pencere idi. Bu adı Güneri bizzat koymuştu. 1986’da Güneş’te vedalaştık, on yıl sonra Milliyet’te buluştuk. 

Güneri konforlu ve aristokrat yaşam tarzını severdi. Bu yanıyla eleştirilirdi.  

Ne var ki, tüm gazetecilerin sıkıntı çekmeden yaşamasını da isterdi. 

Güneş Gazetesi, çıkmaya başladığı 1982 yılında Babıali’de adeta devrim yaptı. Gazeteci ve yazarlara o güne kadar görülmemiş transfer ücretleri ve maaşlar verildi. Diğer gazeteler elemanlarını tutabilmek için maaşları yükseltmek zorunda kaldılar. Basında olay oldu.  

Güneri, kibar ve zarif adamdı. Gazeteciliği de o çizgide sürdürdü. Gazete yayınında kimseye hakaret edilmezdi. Gazeteye saldıran olursa sadece zarif bir cevap verilir ve “Kervan yürüyecektir” demekle yetinilirdi. Kendi yazılarında kimseyi incitmemek için sözü biraz dolaştırır, sözcükleri yumuşatırdı. Bizim görüşlerimiz uyuşmasa da yazılarımıza müdahale etmezdi. Zarafet odalara da yansır, her odada büyücek bir vazo bulunur, içindeki çiçekler her hafta başı yenilenirdi. 

İstediği gibi yaşadı, son günlerinde bile hayatı ihmal etmedi, arkadaşlarıyla güldü eğlendi, mutlu ayrıldı dünyadan... 

Tüm ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun... 

DOĞRUSU

Büyütülerek inşa edilen Abdi İpekçi Spor Salonu’nun “Basketbol Gelişim Merkezi” adıyla açılmasının akla getirdiklerini yazmıştık... Abdi İpekçi adının ve tabii spora emek vermiş diğer gazetecilerin Merkez içinde yer alan birimlerde adlarının yaşatılmasını önerdik. Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi’nin görüşlerine de yer verdik. Nükhet İpekçi, bir yanlış anlama olmaması için küçük bir düzeltme yaptı... Kendilerinin isim konusunda kamuoyuna ya da yetkililere yönelik doğrudan ya da dolaylı bir taleplerinin olmadığını belirtti...  

Böyle konuların siyasi karşıtlıklara malzeme yapılması da ayrıca rahatsızlık yaratıyor. 

Abdi İpekçi’nin anısına saygıyla... 

FAKÜLTE

Kadıköy yakasında gezinirken gözümüz bir tabelaya takılıyor: 

“Tavuk Fakültesi”... 

Hukuk fakültesi, tıp fakültesi, eczacılık fakültesi... Bunları anlarız da Tavuk Fakültesi ne alaka?  

Fakültede tavuklar mı okuyor? 

Yoksa içinde tavukçuluk dersleri mi veriliyor? 

Hiçbiri değil... Sadece tavuk dürüm, tavuk döner filan satılıyor...  

Tabelayı görünce dükkâna girip sorduk: 

- Dekan Bey burada mı? 

- Kim dediniz? 

- Yani patron burada mı? 

Yokmuş... 

Birer dürüm yedik çıktık.  

Lezzetliydi. 

PARANTEZ

Rahmetli İlhan Selçuk yazılarında zaman zaman “İsrail - Yunanistan parantezi”ne dikkati çekerdi. 

Türkiye’den Kemalizm’i söküp atamayan, bağımsızlık ateşini söndüremeyen ABD, ülkemizi Yunanistan - İsrail parantezi içine almıştır... Sıkıştırmaktadır. 

Özellikle Kıbrıs Harekâtı’ndan beri bu böyle... 

Hamas ve Hizbullah’ı tuzağa düşüren İsrail, ABD desteğinde önce Lübnan’ı, ardından İran’ı yok etmeye hazırlanıyor. 

Türkiye’nin bugün değilse de yarın hedefe konması olasıdır. 

Öte yanda ABD silahlarını Yunanistan’a yığmış, İsrail’in arkasında olduğu gibi bütün varlığıyla Yunanistan’ın da arkasında hazır bekliyor. Hedef ülke bellidir. 

Bu durumda ne yapmalı? 

Türkiye hep bir ağızdan barış diye bağırmalı. 

Savaşı ağzına almamalı... 

Bu arada gelişmeleri sipere yatmış vaziyette suskun izleyen muhalefet partileri de biraz ağzını açmalı. 

Atatürk’ün “Savaş zaruri olmadıkça felakettir”, gibi sözlerini hem iktidara hem topluma hatırlatmalı. 

Durum ciddi... 

SİYASET

Devlet Bahçeli, Meclis kürsüsünde konuşuyor: 

- Buradan sesleniyorum, Halk TV ve Cumhuriyet Halk Partisi ayağını denk alsın... 

Devlet Bahçeli, Halk TV’de yapılan programlarda Sinan Ateş cinayetini sorgulayan gazetecileri de “soytarı” diyerek hedef alıyor... 

MHP Lideri daha sonra resepsiyonda CHP Lideri Özgür Özel ile karşılaşıyor... 

Konuşmaları şöyle: 

- Nasılsın iyi misin? Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. 

- Yok yok efendim... 

- Üzülme, bazen siyaseten söylememiz gereken şeyler oluyor... Siyasetin gereği o da... 

Siyasetçilerin hangi sözü gerçek, hangisi siyasi? Nasıl bileceğiz? 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları