Herkes Anlasın!
Melih Aşık; Bu ülkede hiçbir vatandaş diğerine “Sen Türk değilsin; sen Ermeni’sin, Rum’sun, Kürt’sün, Çerkez’sin” diyerek aşağılama hakkına sahip olmasın diye Anayasa Türklüğü bu şekilde tanımlamıştır.
Dönüp dolaşıp aynı konulara geliyoruz...
Gündemde yine Anayasa’dan “Türk” sözünün kaldırılması konuşuluyor.
“Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” diyen 66. madde hedefte...
Bu ırkçılıkmış… Ülkedeki Kürtleri ve diğer etnik toplulukları yok sayıyormuş.
Bu alanda yetkin bir isim olan Prof. Sibel Özel tane tane anlatır.
İlk olarak 1924 Anayasası’nda yer alan bu hüküm tam tersine, ırkçılığı önlemektedir. Sayın Özel der ki:
Hüküm iddia edilenin aksine Türkçülüğü yasaklamaktadır.
Bu ülkede hiçbir vatandaş diğerine “Sen Türk değilsin; sen Ermeni’sin, Rum’sun, Kürt’sün, Çerkez’sin” diyerek aşağılama hakkına sahip olmasın diye Anayasa Türklüğü bu şekilde tanımlamıştır.
Bir başka ifade ile etnik kökeni Türk olanların, etnik kökeni Türk olmayanlara karşı bir farklılığı ve ayrıcalığı olmadığını vurgulamak için, hukuken TÜRK olmanın anlamı Anayasa’da bu şekilde tanımlanmıştır.
Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık ilişkisi olan herkes, etnik kökeni, dini, inancı ne olursa olsun Türk olarak mütalaa edilecektir.
Ülkenin adı Türkiye olduğu için vatandaşlığın adı Türk vatandaşlığı ve bu vatandaşlığa sahip milletin ismi de Türk milletidir.
Özetle Türk sıfatı ırkı değil, vatandaşlık bağını ifade etmektedir.
BÖCEK
Haber Antalya’dan… Antalya’da beş yıldızlı otelleri tahtakuruları istila etmiş. Çaresiz kalan otelciler konuyu Akdeniz Üniversitesi’ne kadar götürmüş. Ancak pek de umutlu haberler almamışlar. Prof. Hüseyin Çetin diyor ki:
“Son iki yıldır belirgin artış var. Tahtakurusuyla mücadele ne yazık ki zor. Bir defa ilaçlamayla çözülecek bir sorun değil. İnsanların tedbirli davranması lazım...”
Şair Ahmet Haşim tahtakurusunu dünyanın en cesur hayvanı ilan eder. Ve der ki:
“Her hayvanın avı, kendisinden daha küçük daha korunmasız bir yaratık iken, tahtakurusunun gıdası, kendisinden bir milyon kez büyük, güçlü olan insanın derisinin altındadır. Ne ağlanacak talih!
Uzanmış yatan bir adam, bir tahtakurusu için nedir? Muhakkak Himalaya Dağları gibi korkunç bir girinti ve çıkıntı âlemi!”
İnsanın kanını emen tahtakurusu kimden korkar ki!
Haydarpaşa
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, basın toplantısında Haydarpaşa ve Sirkeci Garı’na ilişkin de açıklamalarda bulundu:
“Haydarpaşa ve Sirkeci’de tren olacak, kültür sanat merkezi olacak, millet bahçesi olacak. Asla AVM ve otel olmayacak” dedi.
Bakan uzmanlardan kurulu bir danışma kurulu oluşturduklarını, garların 2026 yılında hizmete açılacağını da anlattı.
Bunlar iyi haberler...
Bizim dileğimiz ve önerimiz...
Garın bir İstanbul şehir müzesine dönüştürülmesi...
Kentin en büyük iki eksiği, şehir müzesi ve doğa tarihi müzesidir...
Haydarpaşa Garı bu açıdan ele alınmalı...
VALİBEY
Bir taşra ilimizde yaşayan Eğitimci Ali Özdemir, tüm valilere bir mektup yazmış. Diyor ki:
“Rahmetli Recep Yazıcıoğlu gibi bir valilik yapmanızı istiyoruz. Sürekli olarak okulları, hastaneleri, çeşitli kamu kurumlarını denetleseniz, ani ziyaretler yapsanız iyi olmaz mı?
■ Hemen her yeni atanan valinin lojmanın içini ve makam odasını yıktırıp yeniden yaptırdığı söylentisi doğru mudur? Bu israf hangi kitapta yazmaktadır?
■ Türkiye de artık “son derece kaliteli” taşıtlar yapabiliyor. Neden TOGG ya da başka bir yerli makam arabası kullanmıyorsunuz?
■ Valilik binaları ve diğer kamu kurumlarında geceleri gazino gibi aşırı dış aydınlatmalar yapılıyor. Bunlara hiç gerek yoktur. Orman, vergi, çevre, tapu gibi müdürlüklerin reklama asla ihtiyacı yoktur.
■ Bir vali sadelik yanlısı olursa diğer kurumlar da hizaya girer. Malum: Üzüm üzüme baka baka kararır. “
FIKRA
Mucize nedir?.. Öğretmen öğrencisine bunu anlatmaya çalışıyormuş...
- Evladım, mucize şudur, budur...
Çocuk anlamıyormuş.
Öğretmen örnekleme yoluyla anlatmayı denemiş:
- Bak oğlum, bir adam Ankara’daki gökdelenin 15’inci katından aşağıya düştü, bir şey olmadı. Bu nedir?..
Çocuk:
- Tesadüf öğretmenim...
- Hay Allah, gel de şimdi tesadüfü anlat...
Öğretmen devam etmiş:
- Peki oğlum, aynı adam yerden kalktı, çıktı 15’inci kata, yine düştü, yine bir şey olmadı. Buna ne denir?
Çocuk bu kez anladığını belli eden bir coşkuyla yanıtlamış:
- Öğretmenim, adam antrenman yapıyor...
AYNA
Kim demişse güzel demiş...
“Türkiye’nin özelliği...
Bir önemli konu gündemden inmeden öteki patlak veriyor.
Ve bir önceki konu çözümlenmiş sayılıyor.”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları