İfade anıtı

Melih Aşık; İnanmayacaksınız ama var... 2011 yılında Şişli Belediyesi, Maçka Parkı’na bir İfade Özgürlüğü Anıtı yaptırmıştı. Açılışında biz de bulunmuştuk.

İfade özgürlüğü, söylemeye dahi gerek yok, özgürlüklerin temelidir... 

Demokrasinin başlıca ilacıdır. 

Falih Rıfkı Atay, “Taymis Kıyıları” adlı kitabında yazar... 

Birinci Dünya Savaşı’nda açlar Londra’ya doğru yürüyüşe geçince hükümet tedbir olarak Hyde Park’taki serbest kürsülerin sayısını çoğaltmış... 

Öfkeli kitleleri sakinleştirmenin çaresini onlara daha çok ifade kolaylığı sağlamakta görmüş. 

Susturmak değil daha çok konuşturmak... Özgürlüğü çoğaltmak... 

Toplumun öfkesini dindirmenin başlıca yolu budur... 

Acaba Türkiye’de de bir Hyde Park var mı? 

İnanmayacaksınız ama var... 

2011 yılında Şişli Belediyesi, Maçka Parkı’na bir İfade Özgürlüğü Anıtı yaptırmıştı. Açılışında biz de bulunmuştuk. 

Anıt, gazeteci Oktay Ekşi’nin önerisiyle Şişli Belediyesi tarafından Ferit Özsen’e yaptırılmıştı.

Anıt, bir kitabe ve bir kürsüden ibaretti. Kitabede İnsan Hakları Beyannamesinin 19. Maddesi yazılıydı: 

“Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar...” 

Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, parkın serbest kürsü olarak kullanıma açılışının o sırada hapiste olan gazetecilerin dışarı çıkmasından sonra yapılacağını söylemişti. Anıtın varlığı zamanla unutuldu. Maçka Parkı’nın özgür kürsü olarak kullanımı hiç mümkün olmadı... 

SINAV

Osmanlı’dan bu yana... 

Ülkemizin yüzlerce yıllık tarihinde sıkıntılı dönemler çoktur... 

Sanırız yine öyle bir dönemin içindeyiz. 

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve seri gözaltılarla demokratik hayatımızda yeni bir dönemin kapısı açılıyor. 

Zaman zaman “demokrasi sınavı”ndan söz ediyoruz. 

Şimdi önümüzde yeni bir demokrasi sınavı var. 

Hayli sancılı geçeceği anlaşılan bir sınav bu. 

Milletçe bu sınavdan da sükûnet, sağduyu ve akılla geçmek zorundayız. 

Tarihimiz zor zamanların tarihidir. 

Bugüne dek hepsi aşıldı, bu da aşılacaktır. 

Evrensel hukuk ve adalete güvenmekten... 

Ve de umutlu olmaktan başka çaremiz yok.

İKİLEM

AKP ve MHP, PKK’nın silah bırakıp örgütü feshetmesini “kayıtsız şartsız” talep ediyor. 

DEM Parti ise uygulama için kimi şartlar öne sürüyor. 

DEM Parti Eş Başkanı Tuncay Bakırhan dün diyor ki: 

“Sayın Öcalan’ın çağrısı üzerine PKK kendini feshetme kararı aldı. Fesih kongresi yapılması ve sürecin en kritik eşiğinin aşılması için güvenli bir ortam lazım. Bu güvenli ortamı sağlayın. Sayın Öcalan’ın kongreye katılacağı ve yöneteceği mekanizmayı bir zahmet oluşturun.” 

PKK tarafı fesih kongresini bir biçimde Öcalan’ın yönetmesini istiyor. 

Bu arada Kandil kadrolarının PKK’nın feshi sonrası nereye gönderileceği, silahların nerede, kime teslim edileceği de çözüm bekleyen sorunlar arasında. 

Karşı taraf ayrıca Öcalan’a umut hakkı (yani af) bekliyor. 

İki tarafın karşılıklı talepleri birbirine hayli uzak görünüyor... 

Bu uzaklık nasıl aşılacak? Merak konusu... 

İBB ile ilgili son gelişmeler İmralı sürecini etkiler mi? O da ayrıca merak konusu... 

ASLAN

Haber İzmir’den... 

İzmir’de bir çiftlikte bir yavru aslanın varlığı fark ediliyor. 

Aslan yavrusu oradan alınıp İzmir Belediyesi’ne bağlı Doğal Yaşam Parkı’na teslim ediliyor. 

10 aylık olduğu tahmin edilen aslanın kedi mamasıyla beslendiği, bu yüzden zayıf kaldığı saptanıyor. Kilo alması için özel diyet uygulanıyor. 

Belediye kaynakları bir anket yapılarak yavru aslana halkın oylarıyla ad konulacağını bildiriyor. 

Öneriler alınırken Galatasaraylı olduğu anlaşılan bir vatandaş aslana şu adı uygun görüyor: Cimbom... 

KARINCA

Karınca’nın mektubunu Mülkiyeli arkadaşımız Özden Ant postalamış.. 

Diyor ki karınca bizlere: 

“Sevgili ev sahipleri, 

Yaz geliyor ve yiyeceğimiz bittiği için yuvalarımızdan çıkmaya başlıyoruz. Biliyoruz ki siz bizi evinizde istemiyorsunuz. Rica ediyoruz lütfen BİZİ ÖLDÜRMEYİN. Eğer evinize gelmemi istemiyorsanız ben salatalık kabuğundan nefret ederim. Girdiğim yerleri takip ederek salatalık kabuğu koyarsanız ben anlarım ki beni istemiyorsunuz ve evinize girmem... Sıradan bir tebeşirle o yolu çizerseniz ben o çizgiyi asla geçmem. Gireceğimiz yerlere limon parçası koyarsanız biz anlarız ve oraya girmeyiz. Ama lütfen bebek pudrası dökmeyin, onlar bizi öldürür. Çünkü pudra nefes yollarımızı tıkar... Eğer bunları yaparsanız biz sizi hiç rahatsız etmeyiz!..” 

İmza: Karınca 

İZİN

Sondakika, Sağlık onarımı nedeniyle Kısa bir izin ricamız var... Buluşmak üzere.