Katılımcı
Melih Aşık;
Asgari Ücret Komisyonu iki toplantı yapmasına rağmen henüz zam oranı saptamamış.
Komisyon oran tespitinde zorlanıyormuş...
Bir anı...
Yıllar önce çalıştığım gazete bir ara katılımcı demokratik sisteme özenmişti...
Artık zamlar demokratik şekilde saptanacaktı...
Yılbaşı zamları için bir komisyon kuruldu...
Komisyon üyelerini çalışanlar değil gazete yönetimi seçti...
Toplantı başladı. Zam önerileri masaya yatırıldı.
Patronun temsilcisi olan idare müdürü ara sıra komisyon toplantısına girip tespit edilen rakamı soruyordu... Komisyona ilk ziyaretinde rakamı duyunca:
- Ben bu teklifi patrona götüremem, dedi, duyunca küplere biner, siz bunu aşağı çekin...
Komisyon toplantıya devam etti.. Rakam aşağı çekildi...
İdare Müdürü tekrar komisyon odasına uğradı. Rakamı öğrendi:
- Patron bu rakamı da kabul etmez, indirin, dedi...
Toplantıya katılanlar idare müdürünün emrindeki kişilerdi. Onu kırmak istemiyorlardı. Rakam daha aşağı çekildi...
İdare Müdürü akşama doğru toplantıya son kez uğrayıp belirlenen rakamı öğrendiğinde:
- Bu oran fena değil, dedi, zaten patronun kafasındaki rakam da aşağı yukarı buydu...
Bu tür komisyonların patronu en az üzecek oranı bulmak için kurulduğunu o zaman öğrenmiş olduk...
VAAZ!
Fıkra Osmanlı’dan kalmadır. Köyün birine hırsız dadanmış. Özellikle ayakkabılara meraklı..
Cemaat camiye girip namaza durunca, bulduğu ayakkabıları torbasına doldurup kayboluyor...
Sonunda köylü pusuya yatmış, hırsızı, torbası elinde kıskıvrak yakalamış.
Köy heyeti toplanmış... Hırsıza ne ceza verelim, nasıl etkisizleştirelim...
Derken birisi öneri getirmiş:
- En iyisi camiye imam yapıp önümüze geçirmek. Böylece gözümüzün önünde olur, hırsızlık yapamaz...
Köylünün aklı bu işe yatmış, adamı imam yapmışlar...
Köyden şehre göçüp uzun yıllar sonra geri dönen biri o imamı sormuş. Demişler ki:
- Herif imamlığa devam ediyor, artık hırsızlık yapmıyor...
- Demek sorun çözümlendi?
- Yok canım... Birkaç adam tuttu. Hırsızlığı onlara yaptırıyor. Kendisi de “Hırsızlık günahtır, sakın çalmayın” diye vaaz veriyor..
HAZİNE
Hazine eski müsteşarı, Mülkiyeli Mahfi Eğilmez anlatıyor: “Hazine’ye (1997 yılında) müsteşar olduğumda, bir kasa vardı, anahtarı bana verdiler. Kasayı açtım, tüm eski müsteşarlar kendilerine gelen hediyeleri demirbaşa yazıp, kasaya koymuş. Kimse alıp götürmemiş. Altın saatler falan vardı. Bizim dönemimizde böyleydi.”
ZORLUK
Twitter da bir vatandaş yarı şaka yarı ciddi, “İnsanımızın telaffuz etmekte zorlandığı kelimeler” i sıralamış... Ülkemizde kiminin bunlara dili dönmez, kiminin içi elvermez...
Mesela:
- Binaenaleyh, entelijensiya, egzajere, konjonktür, proletarya, prosedür, stetoskop, gastroenterolog, şarj, deşarj, mütekabiliyet, muayenehane, müktesebat, bilmiyorum, seni seviyorum, özür dilerim, günaydın, iyi akşamlar, pardon, haksızım, haklısın, lütfen...
SAADET
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi 2023 Fair Play Ödüllerini sahiplerine verdi. Fair Play Sportif Kariyer Dalı Kutlama Ödülü’ne Basın Müzesi Müdürü Saadet Altay layık görüldü.
Saadet Altay arkadaşımız geçmişte Milliyet’in önce arşiv çalışanı sonra arşiv müdürüydü. Meslekteki ömrü 50 yılı geçiyor. İşinde dikkatli, titiz, çalışkan bir arkadaşımızdı. Sonraki yıllarda da Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi Müdürlüğüne getirildi. Bu görevi de büyük bir özenle yapıyor.
Ödülün gerekçesine gelince...
Ödül kendisine “Basın Müzesi’nde, Türk spor basınının gazete, kitap ve dergilerinin tarihi arşivlerini hazırlayıp müzeyi bir referans merkezi haline getirme” çabalarından ötürü verildi.
Basın müzesi basının hafızasıdır.
Saadet Altay bu hafızayı canlı tutma görevini yıllardır özel bir çaba ve aşkla yerine getiriyor. Kutluyoruz...
AĞAÇ
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri okul kampüsünde bir yılbaşı ağacı yapmış ve onu süslemek istemişler.
Okul idaresi süsleri toplamış. Ertesi gün süsler yerine konulunca bu defa kimi gruplar ağacı yıkmak istemiş.
Olaylar çıkmış...
Bu arada Milli Eğitim müdürlükleri okullara yazdığı yazılarda ağaç süslemelerine izin verilmemesini istedi.
Bir maden şirketinin bir milyon ağaç kesmesi bu kadar büyük olay olmadı...
Ağacı süslemek, kesmekten daha vahim bir eylem bu ülkede...
Varın gerisini hesap edin...
ANLAM
“Aradan iki bin yirmi dört koca yıl geçti... Bazıları yılbaşının dini bayram olmadığını hala anlayamadılar...”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları