loading
close
SON DAKİKALAR

Köy Işıkları

Melih Aşık
Tarih: 17.04.2025
Kaynak: Melih Aşık - Milliyet

Melih Aşık; Enstitüler aydınlanmayı köyden başlatmayı, kültürlü ve üretken öğretmenler ve onların eliyle aynı niteliklere sahip öğrenciler yetiştirmeyi öngörüyordu.

Köy Enstitüleri’nin 85. kuruluş yıl dönümünde (17 Nisan 1940) ülkenin aydınlanması için kurulmuş olan bu parlak eğitim sistemi bir kez daha hatırlanıyor, bir kez daha anılıyor. 

Enstitüler aydınlanmayı köyden başlatmayı, kültürlü ve üretken öğretmenler ve onların eliyle aynı niteliklere sahip öğrenciler yetiştirmeyi öngörüyordu. 

Amaç; Eğitimi ezbercilikten kurtarmak, çocuklara ve gençlere okuma alışkanlığını vermek, her öğrenciye bir müzik aleti kullanmayı öğretmek, her öğrenciye spor imkânı sağlamak, halk oyunları öğretmekti. 

Enstitülerin babası İsmail Hakkı Tonguç, enstitülerin yaratacağı ideal öğrenciyi şöyle anlatıyordu: 

“Enstitü öğrencileri doğru ve adalete uygun emirlere uymayı ana ilkelerden biri sayarlar. Haklı ve yerinde tenkitlere dayanırlar. Haksızlığa, kötülüğe boyun eğmez, bunları gidermek için gerekirse savaşırlar. İş hayatı içinde milli kültürün değerleriyle temas ede ede yetişen bu çocuklar yersiz ve olur olmaz şeylere öfkelenmeyi, öfkeli iken hüküm vermeyi kusur bilirler. İçlerini intikam, kin, kıskançlık, kibir, dedikoduculuk gibi hislerden temizlemeye var kuvvetleriyle çalışırlar. Enstitü öğrencisi şahsi menfaatini ülke menfaatinin üzerinde tutmaz.” 

Köy Enstitüleri, ABD’nin ve gerici çevrelerin tavsiyeleri ve baskıları sonucu 1946 yılından itibaren yozlaştırıldı, 1954 yılında kapısına kilit vuruldu. 

RAPOR

Sağlık Bakanlığı’nın kan sulandırıcı ilaçlar için her yıl rapor alma zorunluğu koyduğunu, raporu verecek kardiyoloji kliniklerinden randevu istediğimizi ancak alamadığımızı yazmıştık. Facebook ve gazete sütununda konuyu yazdığımız günün ertesinde eczacı arkadaştan sağlık bakanlığının raporların süresini bir yıl uzattığını öğrendik. 

Bizim yazımız mı hatırlatıcı oldu yoksa bir tesadüf müdür bilemiyoruz. 

Sonuçta çok kişi rapor uzatmak için zahmete girmekten kurtuldu. İyi oldu. 

DON

Geçen ayki don olayları tarımı fena halde vurdu. 

Elma, şeftali, kayısı, armut, kiraz, fındık, üzüm, erik, dut gibi ürünleri yetiştiren çiftçiler büyük zarar gördü. 

Cumhurbaşkanı’na yapılan çağrılarda çiftçi zararının karşılanması için harekete geçmesi isteniyor.

Çiftçiye bu konuda belli bir tazminat ödenecektir. 

Bu ürünlerin pahalanması sonucu zarar görecek tüketici mi? 

Tüketicinin zararını karşılayan elbet olmayacak! 

Sonuçta don en çok tüketiciyi vurmuş olacak... 

KÖYDEN

1940 yılından itibaren 21 ilde köy enstitüleri kurulmuştu. Sadece İvriz Köy Enstitüsü’nden 20 profesör, 40 öğretim görevlisi, 2 bakan, 6 milletvekili çıkmıştır. Köy Enstitüsü mezunu bazı yazarlar şunlardır: Mahmut Makal, Fakir Baykurt, Mehmet Başaran, Talip Apaydın, Ümit Kaftancıoğlu, Adnan Binyazar, Pakize Türkoğlu, Kemal Burkay, Yusuf Ziya Bahadanlı, Ahmet Telli...

SÜT KARDEŞİ

Köy Enstitüleri’nin efsane hocalarından Hürrem Arman’ın “Piramidin Tabanı ve Köy Enstitüleri” adlı kitabından bir bölüm... 

“Köy Enstitüleri’nde cumartesi günleri bütün okul öğrencileri, öğretmenleri ve müdürleriyle buluşur, geçen haftanın bir değerlendirmesini yapar, yanlış uygulamaları eleştirirlerdi. Burada alınan kararlarla yanlışlar giderilirdi. 

Trabzon Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nün cumartesi oturumlarından birinde bir öğrenci: 

- Kooperatifimizin 5 ineği var, günde 25 kilo süt alınıyor, bu sütler ne oluyor? Biz hiç süt içmiyoruz; kooperatif başkanı bunu açıklasın, dedi. 

Kooperatif başkanı söz almadan diğer bir çocuk konuştu: 

- Sütler hep öğretmenlerin evine gidiyor. 

Kooperatif başkanı sütlerin bütün öğrencilere yetmeyeceğini düşünerek parayla öğretmenlere satıldığını söyledi ve herkesin evine günde kaç kilo süt gittiğinin ve elde edilen gelirin hesaplarını verdi. Bu satışlar ineklerin alım parasını amorti etmek içindi. 

Bir öğrenci: 

- Kooperatif bu işte haklı, 25 kilo süt 500 kişiye bölünürse bir yudum bile düşmez. 

Bir başka çocuk gerçek çıkar yolu buldu: 

- Bir kişiye 250 gram hesabı ile her günün sütü 100 arkadaşımıza verilir. Ertesi gün diğer iki sınıf süt içer, sonra diğerleri. Böyle olursa altı günde bir hepimiz süt içmiş oluruz. 

Bu öneri kabul edildi. Çocuklar çok haklı idiler. Öğretmenler evlerine, biraz daha pahalı olsa da dışarıdan süt bulabilirlerdi.” 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları