Kutlu Olsun

Zor zamanlarda teselli için söylenen bir söz var:

“Bu da geliiir, bu da geçer”

Efsaneleşmiş bu sözün hikayesini rahmetli Hasan Pulur ağabeyimiz anlatırdı.

Sinop kalesinde idamını bekleyen bir mahkûm varmış.

Ancak idamı falan aklına getirmez, avluda volta atarken:

“Bu da geliiir, bu da geçer” diye söylenir dururmuş...

Kale komutanı adamdaki umuda hayran olmuş.

Bir gün emir vermiş:

- Madem bu kadar umut dolu, yaşamayı bu kadar seviyor, salıverin gitsin, demiş...

Umut en umutsuz zamanda insanı dik tutan duygudur...

Yeni bir yıla girerken en büyük sermayemizdir...

Umutsuz insan yaşamaz...

Ne demiş şair:

“ Umut fakirin ekmeği ye Memet ye...”

Umut katıksız yenen yemektir…

Uzaktan bize göz kırpan ışıktır...

Eyy 2025 yılı...

Seni pek büyük umutlarla karşılayamıyoruz amma... Yine de umut umuttur... Bakarsın talihimiz biraz olsun değişir. Toplum hayatımızda adalet, eşitlik, insanlık, merhamet, vicdan, akıl, duygu, sevgi, saygı kavramları biraz daha fazla hissedilir.

Bakarsın çocukların karnı doyar… İşsizler iş bulur... Hapishanelerde haksız yere çile dolduranlara adaletin sihirli eli dokunur...

Umut umuttur... Herkes olduğu yerde bir adım öne atarsa... Hayaller gökten yere iner, gelir bizi bulur...

2025 yılı şimdiden kutlu olsun...

DİNİ SOHBET

İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, cesur bir meydan okuma ile dikkat çekiyor:

“Kur’an’da içki içmenin cezası yoktur, varsa göstersinler. Namaz kılmamanın cezası yoktur, örtünmemenin cezası yoktur. 110 bin cami hocasına, müftüsüne, Diyanet’e, ilahiyatçısına meydan okuyorum. Varsa çıksınlar göstersinler. Gösteremezler, çünkü yok!”

Eliaçık, Kur’an ve diğer inanç sistemlerindeki gerçek suçlar üzerine vurgu yapıyor:

Kur’an’da, diğer tüm dinlerde ve inançlarda suç sayılan dört şey:

1. Öldürmek, cezası var.

2. Çalmak, cezası var.

3. İftira atmak, cezası var.

4. Taciz, tecavüz ve zina, cezası var.

Bu sayılanlar Tevrat’ta suçtur, İncil’de suçtur, Kur’an’da suçtur. “

Eliaçık şöyle devam ediyor:

“Eğer dini, bu temel değerler üzerine değil de Emevî - kapitalist bir din anlayışı üzerine kurarsanız, bu din insan yaşamından çıkar. İnsanlar deist, ateist ya da Şaman olur.”

TEMEL

Aldığı bilete büyük ikramiye çıkan Temel’i aylar sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirir;

- Ula Temel, sana büyük ikramiye çıktığı halde üç aydır niye borcunu ödemiyorsun?

Temel’den cevap:

- Zengin oldu, değişti, demesinler diye uşağum.

RESUL

Ayvalıklı Milli Piyango satıcısı Resul, sırtına şu ilanı yapıştırmış, öyle geziyormuş:

“Akrabalarınızı bulamıyor musunuz?

Müge Anlı’yı meşgul etmeyiniz.

RESUL’den bir bilet alın

Akrabalarınız sizi bulsun.”

ŞİİR

“Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

 Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

C. Sıtkı Tarancı

İMRALI

ABD ve ortakları için... İç sorunlarından kurtulmuş, dış sorunları çözmeye yönelmiş güçlü bir Türkiye mi iyidir...

Yoksa iç sorunlarla boğuşan, bir türlü ulusal çıkarlarını savunacak imkanı bulamayan güçsüz bir Türkiye mi?

Hangisiyse, bizi o tarafa iterler...

BİBLİO!

Bilin bakalım Bibliofil ne demektir?

Bildiniz...

Bibliofil “kitap sever” demektir...

Peki Biblioman ne demek?

Kitabını sıkı koruyan, kimseye ödünç olarak bile kitap vermeyen demek...

Ya Bibliobibuli... Bu da çok okuyan ve adeta okuyarak sarhoş olan kişilere takılan addır...

Kitap hem beynin hem ruhun gıdasıdır.

Ancak giderek pahalanan bir gıda...

Eduardo Galeano bir yazısını şu sözlerle bitiriyor:

“Polisin kitap yasaklamasına gerek kalmadı. Yalnızca fiyatları kitapların yasaklanmasına yetiyor.”