Eylül 2017’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen Tıbbi Belgeleme ve Bilimsel Değerlendirme Raporu’nda ise “Babanın küçüğe yönelik uygunsuz cinsel davranışları bulunduğu” saptanıyor.
Aile mahkemesinden bir kez daha, baba aleyhine 6284 sayılı kanuna göre koruma kararı çıkıyor. Ocak 2018’de koruma kararı yenileniyor.
Şubat 2018’de baba hakkında bu kez ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlarından açılan soruşturma da takipsizlikle sonuçlanıyor.
Mayıs 2018’de aile mahkemesi yine baba aleyhine 30 gün süreyle koruma kararı çıkarıyor. Haziranda aynı mahkemeden, baba aleyhine 60 gün süreyle ek koruma kararı çıkıyor.
ÇOCUK 9 YAŞINDAYKEN İSTİSMARI TÜM DETAYLARIYLA ANLATIYOR
Daha önce iki kez ‘baba hakkındaki şikâyetin işleme konulmamasına’ karar veren HSYK, Eylül 2018’de (yeni adı HSK) baba hakkında soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar veriyor.
Baba Temmuz 2019’da ihbarda bulunarak, eski eşinin akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiasıyla vasi atanmasını istiyor. Kadının akıl sağlığının yerinde olduğuna dair hastaneden rapor çıkıyor ve dava reddediliyor.
2019’da sonuçlanan velayet davasında, mahkemeye sunulan iki raporda da “…küçük annenin dolduruşuna gelmektedir, baba velayeti alma konusunda gerekli şartlara haizdir…” yazıyor. Mahkeme bu raporları gerekçe göstererek velayeti babaya veriyor.
Kasım 2019’da çocuk, 5-6 yaşlarındayken yaşadığı istismarı detaylarıyla bu kez bulunduğu ildeki Çocuk İzleme Merkezi’nde (ÇİM) anlatıyor. Sonrasında Savcılık soruşturma açıyor.
Aralık 2019’da hâkim babanın başka bir ile tayin olması üzerine savcılık yetkisizlik kararı vererek, dosyayı babanın tayin olduğu ildeki başsavcılığa yolluyor.
Haziran 2020’de, velayet davasında anne ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın istinaf başvuruları esastan reddediliyor, karar kesinleşiyor. Aynı kararda anne ile çocuk arasındaki şahsi ilişki düzenlendiği için, 1-31 Temmuz tarihleri arasında çocuk yaz tatilini geçirmek üzere annesinin yanında kalıyor.
Bu arada 21 Temmuz’da, çocuğun yeniden ifadesine başvuruluyor ve bu görüşme neticesinde ÇİM tarafından düzenlenen Adli Görüşmeci Değerlendirme Raporu’nda çocuğun ifade sırasında anlattıklarının doğru olduğu yönünde rapor düzenleniyor. Çünkü çocuk, olay sırasında izlediği çizgi filmin ismini dahi hatırlıyor.
VELAYETİN BABAYA VERİLMESİ HUKUK İÇİNDE AÇIKLANAMAZ
Anne 24 Temmuz’da, bir kez daha 6284 Sayılı Kanun çerçevesinde tedbiren geçici velayetin kendisine verilmesi için mahkemeye başvuruyor. Aile mahkemesinden, önce yalnızca anne için 3 ay süreli tedbir kararı çıkıyor. Ama burada esas mesele çocuğu babadan korumak olduğu için, anne bir kez daha Aile Mahkemesine başvurarak geçici velayet için ek karar verilmesini istiyor. Mahkeme, bu kez velayeti ‘geçici olarak’ anneye veriyor. Verilen bu karar 6284 Sayılı Kanun gereği verilen bir tedbir kararı. Yani yasal olarak şu anda çocuğun velayeti Aile Mahkemesi kararı gereğince babada.
Anne, bulunduğu ilde velayetin tekrar kendisine verilmesi için temmuz ayında ‘velayet davası’ açtı. Baba hakkında hâlâ devam eden cinsel istismar hakkında bir soruşturma dosyayı da var.
Sonuç olarak, kendi çocuğunu istismar ettiği iddiası ile hakkında savcılık soruşturma dosyası olan hâkim bir babaya, Aile Mahkemesi kararı ile velayetin verilmesi, hukuk sisteminin sorgulanmasını gerektirir. Baba hakkında istismar gerekçesi ile soruşturma dosyası olduğunu bile bile, velayetin babaya verilmesi hukuk içinde açıklanamaz.
Ayrıca, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına yönelik çıkartılan 6284 Sayılı Kanun’un bu olayda, yani cinsel şiddete maruz kalan küçük bir çocuğu ek karar düzenleyerek, nasıl koruduğunu da görmek çok önemli.