Düzene dur diyecek savcı yok mu?
Murat Ağırel; Olacağı ben size şimdiden yazıyorum. Bu kişiler benden şikâyetçi olacaklar ve savcı beni çağıracak. Tüm belgeleri vereceğim, yüksek ihtimalle bana dava açılacak.
Son bir aydır yazdığım miras yolsuzluğu ve davalarına yönelik şimdilik virgül koyup bu konu hakkındaki gelişmeleri takip edeceğim.
Son dosyamız Sevinç Namık Arkun ve eşi Ursula Balzer ile ilgili. Arkun ve Balzer 2007 yılında vefat ediyorlar. Geriye mirasçı olarak çocukları Erol Arkun kalıyor ve İzmir 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile de sabit hale geliyor. Erol Arkun da 2017 yılında bekâr ve çocuksuz olarak vefat ediyor.
Ve yazılarımda bahsettiğim Makedonya merkezli miras avcıları harekete geçiyor. Ve ne hikmetse yine miras davasını Edirne’de açıyorlar. 2019 yılında (bir önceki yazımda da yazdığım) avukat, Makedon vatandaşı Melek Ali adına Edirne Sulh Hukuk Mahkemesine başvuruyor.
Diyor ki, “Melek Ali’nin annesi Hilmiye Feyzullahu 1963 yılında Sevinç Namık Arkun ile evlenmişti. Bu evlilikten de Melek Ali dünyaya geldi, sonra boşandılar. Sevinç Namık Bey annesinin ismi olan Melek ismini koydu müvekkilime. Bu nedenle müvekkilimi mirasçı olarak tespit edin.”
Akıllarınca bu söylediklerinin aksini iddia edecek kimse kalmadığı için mirasa konabileceklerini düşünüyorlar. Mahkemeye de Makedonya’dan alınmış belgelerini sunuyorlar. Başvurudan 8 gün sonra mahkeme Melek Ali’yi mirasçı olarak tespit ediyor ve veraset ilamı yapıyor.
Sonrasında da Melek Ali adlı kişi Mahir Babaoğlu’nu vekil olarak atıyor. Bu kişi önceki yazımda da vardı. Mahir Babaoğlu hemen Erol Arkun’a kalan malları satmaya koyuluyor. İzmir Buca Kaynaklar köyündeki ve İnönü Mahallesindeki taşınmazları satmak için kolları sıvıyor.
İnönü Mahallesi’ndeki taşınmazların satışı için alıcıları ayarlıyor ve satışı yapmak için Buca Tapu Müdürlüğü’ne başvuruyor. Tapu Müdürü Erol Arkun’un herhangi bir mirasçısı olmadığı bilgisini önceden aldığı için sözde mirasçıların satış başvurusu yapacağı istihbaratını da öğrenmiş.
Akıllı, namuslu bir devlet memuru haliyle süreci bozuyor.
Kaymakamlık vasıtası ile Edirne 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nden de mirasçılık belgesinin dayanak belgelerini istiyor.
Mahkemeden gelen evraklar ile araştırmalar yapıyor. Hatta Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişleri vasıtası ile Makedonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği’nden yardım isteniyor.
Makedonya Büyükelçiliği de araya bürokrasiyi sokmadan hemen resmi cevap vermiş ve Melek Ali adlı kişinin nüfus bilgilerini dökmüş.
Neticede de mahkemeye sunulan nüfus bilgilerinin sahte olduğu ortaya çıkmış. Bunun üzerine Melek Ali’nin temsilcisi Mahir Babaoğlu’na satış için gün verilmiş. Alıcı ve satıcılar işlemleri yaparken polis suçüstü yapmış.
Hatta şüpheliler ifade verirken nüfus dairesinden bir kişi ısrarla şüphelileri aramış. Polis o kişiyi de gözaltına almış. Şüpheli ile telefon mesajlarında da kimlik bilgileri ve nüfus bilgileri verdiği ortaya çıkmış.
Savcılık olaya el koymuş tabiki şüpheliler kıskıvrak yakalanmış ve taşınmazlar olması gerektiği gibi Hazine’ye kalmış.
Tek bu mu var sanıyorsunuz yüzlerce buna benzer olay var. Müfettişler bu olayları tespit ediyor. Bildiriyor. Buca örneğindeki gibi olmuyor.
***
Ama burada sorulması gereken sorular var.
Mesela bu ele geçirilen taşınmazlar kimlere hangi emlak ve danışmanlık şirketlerine satılmış? Bu kişilerin mal varlıkları ne kadar artmış? Nasıl onca davadan işlemden sonra nasıl bir iki gün içerisinde alıcı bulabilmişler? Bu şekilde usulsüz işleri yapan avukatlar nasıl olur da halen yargılanmıyorlar?
Önceki yazımda ismi geçenler başka dosyalarda da karşımıza çıkıyor.
Yöntemleri belli. Mirasçısız ölen kişileri tapu ve nüfus kaynakları ile tespit edip bilgileri alıyorlar. Sonra yurtdışından benzer isimleri veya sahte evraklar hazırladıkları kişileri akraba gibi gösteriyorlar.
Mahkemeler, tercüme büroları, noterler hep aynı oluyor. Bu yapılanlar tespit ediliyor müfettişler raporlar yazıyorlar ama bu raporlar bir türlü savcılıklara intikal etmiyor, savcılıklara intikal edenler ilerlemiyor.
Olacağı ben size şimdiden yazıyorum. Bu kişiler benden şikâyetçi olacaklar ve savcı beni çağıracak. Tüm belgeleri vereceğim, yüksek ihtimalle bana dava açılacak. Ben yargılanacağım ama her zaman olduğu gibi belgeleri yine mahkemeye sunacağım. Bu kişiler yıllardır olduğu gibi yine yargılanmayacak.
Bu düzene dur diyecek, illaki bir başsavcı çıkar.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları