loading
close
SON DAKİKALAR

Hesap soracak cesaretimiz var mı?

Murat Ağırel
Tarih: 25.01.2025
Kaynak: Murat Ağırel - Cumhuriyet

Murat Ağırel; Açık açık söyleyeyim. Artık aynaya bakma vakti. Hesap soracak cesaretimiz yok. Yargısıyla, siyasetiyle, insanıyla hep birlikte çürüdük. Adaleti, sorumluluk duygusunu, cesaretimizi kaybettik.

Bugün kalemim titriyor. Yine aynı duygular içerisindeyim. 6 Şubat depremlerinde Antakya’da sokakta yürürken enkazların altından gelen yardım çığlıklarının bir benzerini duydum yeniden. Kelimelerim hüzünle karışık öfkeyle yoğunlaşıyor. 

Bolu Kartalkaya’da, soğuk bir kış günü yüreklerimizi dağlayan bir trajedi yaşandı. Grand Kartal Otel’de çıkan yangın 78 canımızı, 78 hikâyeyi, umut dolu yarınları elimizden aldı. Bu satırları yazarken aklımda bir anne ve küçük çocuğunun acılar içinde son nefeslerini verdiği anın hayali dolaşıyor.

Müge Suyolcu (41) ve ilkokul 4. sınıf öğrencisi kızı Pera Suyolcu (10). Pera, çok çalışkan bir çocuktu. 

Duydunuz mu hikâyesini? 

Müge Hanım, tatil yapmak isteyen yavrusuyla birlikte bu ülkede bir nebze mutluluk arayan milyonlardan biriydi. Kızı Pera, henüz 10 yaşında, gelecekte doktor ve mimar olma hayalleri kuruyordu. O karanlık gecede, dumanlar içinde hayallerine sarılıp hayata veda ettiler. 

Soruyorum size, bu çocukların hayatından kim sorumlu? Kim hesap verecek?

Zehra Sena Gültekin ve eşi Bilal Gültekin, çiftin çocukları Muhammet Selim, Yusuf Sinanettin, Bekir Sadık ve Sümeyye’nin de aralarında bulunduğu Gültekin ailesinden 8 kişi yangında hayatını kaybetti. Ayrıca, Zehra Sena Gültekin ve eşi Bilal Gültekin’in Uygur Türkü küçük bir kızın koruyucu ailesiydi.

Türk Hava Yolları personeli olduğu öğrenilen Sena Gültekin, okulların yarıyıl tatiline girmesinden dolayı eşi, çocukları ve ailesinden 9 kişiyle birlikte Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’e tatile gitmişti.

Bursa’da yaşayan diş hekimi anne Yasemin Boncuk Tüzgiray ve eşi Erhan Tüzgiray, çocuklarını yarıyıl tatili için Bolu’ya götürmüştü.

Tüzgiray ailesi, 8 yaşındaki Demir ve 11 yaşındaki Defne ile birlikte yangında hayatını kaybetti.

İstanbul’da yaşayan ve iki çocuklarıyla birlikte Grand Kartal Oteli’ne gelen Doğan ailesi de yangında öldü.

41 yaşındaki anne Duygu ve 40 yaşındaki baba Mert Doğan’ın iki kızı Doğa ve Mavi, henüz ilkokul çağındaydı.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi intörn doktor Yiğit Gençbay ve özel bir şirkette makine mühendisi olarak çalışan arkadaşı Alp Mercan yangından sağ çıktılar. Otelden gelen yardım çığlıkları üzerine can kurtarmak için tekrar içeri girmeye karar verdiler. Alevlerin içine giren iki arkadaştan bir daha haber alınamadı. 

Tekrar soruyorum. Kim bu hayatların yok olmasına neden olan isim?

Hiçbir zaman gerçek sorumluyu öğrenemeyeceğiz. 

İşte burada başlıyor mesele. Belediye, “Yetki bizde değil” diyor. Turizm Bakanlığı, “Denetim itfaiyenin sorumluluğunda” diye savunuyor. Ortada bir sorumluluk varsa kimse söz sahibi olmak istemiyor. Yangının çıkış sebebi, restoran bölümündeki özensizlikten kaynaklanan elektrik kaçağı olarak belirtiliyor. Peki, o restoranı kim denetledi? O yangın merdivenlerinin kullanılamaz olduğunu kim fark etmedi? Bunu kim gözden kaçırdı?

Bolu Belediye başkanı, yangın güvenliğinin belediye sınırları dışında olduğunu, yetkinin Turizm Bakanlığı’nda olduğunu söyledi. Turizm Bakanlığı ise “Biz düzenli denetim yaptık, sorun yoktu” diyerek topu itfaiyeye attı. Bu yetki karmaşası, açık bir sorumsuzluk tablosudur. Kamu kurumları arasındaki bu iletişimsizlik, denetimsizlik ve hesapsızlık çocuklarımızı, ailelerimizi yok etti.

78 canımızı kaybettik. Ama şimdi bir soru sormak zorundayız: Daha kaç çocuğumuzu kaybedeceğiz? Daha kaç aile yıkılacak? Bu sorumluluk karmaşası bitmeden bu ülkede sorumlusu olmayan ölümlere kurban gitmeye mahkûmuz.

Eğer bu ülkede birileri gerçekten sorumluluk almak istiyorsa ilk adım olarak şu suç ortaklığını kabul etmelidir. Yetki karmaşası sona ermeli, otellerin denetimi ile ilgili tek bir kurum belirlenmelidir. Denetimler kâğıt üzerinde değil, gerçekte yapılmalıdır. Her ölüm, bizden bir parça koparıyor. Ama çocuklarımızı kaybettiğimizde, geleceğimizi kaybediyoruz.

Bugün Müge Hanım’ın, Pera’nın anısına, Zehra, Bilal Gültekin ailesi ve yangında can veren 78 kişi için bu sorumsuzluk zincirini kırmak zorundayız. Yoksa tarih bizi de affetmeyecek. 

Soruyorum: Sorumluluk kimde? Ve daha da önemlisi: Hesap soracak cesaretimiz var mı?

Açık açık söyleyeyim. Artık aynaya bakma vakti. Hesap soracak cesaretimiz yok. Yargısıyla, siyasetiyle, insanıyla hep birlikte çürüdük. Adaleti, sorumluluk duygusunu, cesaretimizi kaybettik. 

Deprem oldu hesap sormadık, terör saldırısı oldu hesap sormadık, enflasyon altında ezildik hesap sormadık, fabrikalar patladı hesap sormadık, sapıklar kadın bedenini parçaladı hesap sormadık, açıkta bırakılan elektrik kabloları el ele ölüme götürdü hesap sormadık, yediğimiz yemekten hastalık çıktı hesap sormadık. 

Ne siyasetten ne yargıdan ne iktidardan ne muhalefetten hesap sorduk.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları