loading
close
SON DAKİKALAR

‘Taraf’ şürekâsı yine ortaya çıktı

Murat Ağırel
Tarih: 18.02.2025
Kaynak: Murat Ağırel - Cumhuriyet

Murat Ağırel; Bildirgedeki 15 madde, ülkemizin tarihsel, hukuki ve toplumsal dinamikleriyle bağdaşmayan, bölücülük eğilimi taşıyan, laik Cumhuriyet anayasasını hedef alan söylemleri barındırıyor.

Önceki gün HÜDA PAR tarafından Diyarbakır’da düzenlenen “Kürt Meselesine İnsani Çözüm” çalıştayına değineceğim. 

Neden kimse FETÖ kumpasları döneminde yapılan propaganda çalışmalarına benzeyen bu çalıştayın bildirgesine değinmiyor anlamadım. 

Bakın “DPI” denen yani Demokratik İlerleme Enstitüsü adında İngiltere merkezli bir düşünce kuruluşu var.

“Sorosçu” denen yapı bu. Bu yapının içinde Kerim Yıldız, Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Prof. Dr. Mehmet Asutay, Oral Çalışlar gibi isimler var. 

Aynı isimler FETÖ’nün operasyon gazetesi Taraf’ta da karşımıza çıkıyordu. Keza daha önce çözüm sürecinde yer alan birçok sözde akil kişiler bu yapının içerisinde bulunuyor. 

Tesadüf mü değil tabii ki. Aynı düşünce şeklinin sonucu hepsi. 

Efendim bu düşünce kuruluşu “büyük İngiliz düşünürleri” ile ülkelerdeki sorunları tartışıp demokratik çözümler buluyormuş! 

Özellikle son günlerde Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan denen terör örgütü liderine Meclis kürsüsünden seslenince liboşu, bölücüsü, Cumhuriyet düşmanı, 2. cumhuriyetçisi sözde akil adamlar yine meydana çıktı. 

Bu DPI da resmi sayfasında belirttiğine göre bu 10-12 Aralık 2024 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde bir araya gelmiş ve sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve gazetecileri bir araya getiren Uluslararası Çatışma Çözümü Etkinliği’ne (ICRE) ev sahipliği yapmış. 

Daha önce “çözüm, açılım saçılım süreci” zamanında da aynı konulu tartışmalar yapıyordu bu yapı, şimdi de yapıyor. 

Yani hıyarım var diyene tuzluğuyla koşan, dışarıdan fonlanan neoliberal tipler bunlar. Sokaktaki vatandaşın derdine çare arayanlar değil, kendilerine yer yapmaya çalışan kişiler bunlar. 

Yayımlanan fotoğraflarda görüyoruz ki bu süreçte Ufuk Uras da yer almış. Ufuk Uras hatırlarsanız aylar önce Devlet Bahçeli’yi de ziyaret etmişti. 

Eski isimleri sadece bu tür toplantılarda görmüyorsunuz tabii. 

HÜDA PAR denen partinin toplantısına gelelim. 

“Kürt Meselesine İnsani Çözüm” çalıştayında bir de bildirge yayımlamışlar evlere şenlik. Okuyunca bütün FETÖ operasyonları süreçlerindeki hislerim geri döndü. Başlatılan süreçte “Bize de yer açın” diyor aslında şeriatçı Kürtler. 

İşin garibi yazının girişinde saydığım Taraf gazetesi tayfasının tamamı da bu çalıştaya katılmış. 

Dahası toplantıda “Türkiye Cumhuriyeti bölünmeli laiklik yok edilmeli” diye kendi paralayan kim var ise çalıştayda yer almış. Kadir Mısıroğlu yaşasa koşa koşa katılır o cins bir toplantı. 

“Kürt Meselesine İnsani Çözüm Bildirgesi” başlığı altında ortaya konan 15 maddelik sonuç bildirgesi, apaçık Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik yayımlanmış bir deklarasyon. 

Sonuç bildirgesinde yer alan zırvalıkları tek tek yazamayacağım ancak bazılarına da değinmeden geçemeyeceğim. 

Toplantıda konuşulanlara bakarsanız baştan sona Atatürk düşmanlığı yapılıyor ve Atatürk Türkiye’sinin yıkılmasını arzulayan ifadeler kullanılıyor. 

Bildirgede “yüzyıllık çözüm bekleyişi” deniyor. 

Sonuç bildirgesinin ikinci maddesinde “Ankara’nın saadeti, Diyarbakır’ın huzuruna bağlıdır” denerek sopa gösteriliyor. 

Ne yapacaksınız mesela? Çok merak ediyorum. Yine gazetecileri mi öldüreceksiniz? Emniyet müdürlerini mi öldüreceksiniz? İnsanları kaçırıp domuz bağı ile bağlayıp işkence mi edeceksiniz? 

Ne yapacaksınız? Açık açık konuşacak cesaretiniz yok kendinizi adamdan saydırmaya çalışıyorsunuz. 

Bilimsel bir toplantı değil, sosyolojik analizler yapılmıyor. Tamamıyla ideoloji pompalanan körler sağırlar birbirini ağırlar ortamı. 

Salonda Atatürk’ün portresi yerine, Şeyh Sait, Sait Nursi gibi adamların fotoğraflarına yer verilmiş. 

Her fikir konuşulsun, tartışılsın diyoruz ama burada açıkça asırlık Cumhuriyete başkaldırı çabası var. 

Diğer madde de şöyle: “İslami değerlere aykırı hiçbir çözüm modeli Kürt halkı nezdinde karşılık bulmayacaktır.” 

Bir madde daha: “Kürt meselesinin çözümü ancak ulus devlet paradigmasının ve ırkçı/kavmiyetçi bakışın terk edilmesi suretiyle mümkün olabilir.” 

Dahası da var: “Devlet, Şeyh Sait’ten özür dilemeli mezar yeri açıklanmalı” diyorlar. Güler misin, ağlar mısın? 

Bitmedi bakın en tehlikeli maddelerden birinde “Kürtleri birbirinden ayıran SkyesPicot sınırları sembolik hale getirilmeli” talebi dile getiriliyor. Devamında da “Sılayırahim hukukunun yerine getirilebilmesi için gerekli bütün kolaylıklar sağlanmalıdır” ifadeleri kullanılıyor. 

Özetle dillerinin altında, şeriatçı bir Kürdistan kurulsun başına da bizim aşiretleri getirin o topraklara da biz çökelim diyorlar. 

Yani dertleri, akıllarınca Atatürk’ün yırtıp çöpe attığı anlaşmaları geri getirmek. 

Bildirgedeki 15 madde, ülkemizin tarihsel, hukuki ve toplumsal dinamikleriyle bağdaşmayan, bölücülük eğilimi taşıyan, laik Cumhuriyet anayasasını hedef alan söylemleri barındırıyor. 

Halbuki Türkiye parçalanarak değil, Cumhuriyet Devrimlerini ilerleterek gelişebilir. Bu 100 yıl önceki feodal artıklardan da kurtulmak gerekir.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları