loading
close
SON DAKİKALAR

Umut değil eylem gerekiyor

Murat Ağırel
Tarih: 31.12.2024
Kaynak: Murat Ağırel - Cumhuriyet

Murat Ağırel; Her umutsuzluğa düştüğümde Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı’na başladığı koşulları düşünürüm. En basit işimde bile böyle yaparım.

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Kötümser şeyler yazmayı hiç sevmem. Hiçbir zaman umutsuz olmadım. Her umutsuzluğa düştüğümde Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı’na başladığı koşulları düşünürüm. En basit işimde bile böyle yaparım. 

Sağlık problemi olmadığı sürece böyle düşündüğümde sorunlarımın ne kadar küçük olduğunu fark ediyorum. 

Fakat bu kez derin sorunlarla karşı karşıyayız. 

2024 yılı, ardında sadece sayısız acı değil, toplumsal hafızamızda derin izler bırakan bir karanlık bıraktı. Geride kalan olaylar, geleceğe dair beklentilerimizi belirler hale geldi. 

Can Atalay kararı, hukuk sistemimizin geldiği noktayı açıkça ortaya koydu. Anayasa Mahkemesi’nin “milletvekilliği düşürülemez” kararı yok sayıldı. Bu karar, hukukun üstünlüğünün nasıl hiçe sayıldığını göstermesi açısından yılın en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Sadece hukukun üstünlüğü de değil, artık verdiğimiz oyun, milli irademizin bile göstermelik olduğunu fark ettik. 

Bilim insanlarının ve çevrecilerin uyarılarına rağmen, Erzincan İliç’teki altın madeni faciasında, 9 emekçiyi kaybettik. Bu sadece bir toprak kayması değildi; bu, insan hayatını görmezden gelerek kâr uğruna doğanın ve insanların nasıl kurban edildiğinin göstergesiydi. Üstelik bütün bunların aylarca süren uyarılara kulak asmaksızın yaşanması yürekleri dağlıyordu. Yine sermaye hukuku, haklıyı yenmişti. 

Yılın başlangıcında Meryem Ana Doğuş Kilisesi’ne yapılan IŞİD saldırısı, toplumumuzun birlikte yaşama kültürüne indirilmiş büyük bir darbe olarak kayıtlara geçti. TUSAŞ tesislerine gerçekleştirilen terör saldırısı ise güvenlik zafiyetlerini bir kez daha gözler önüne serdi. Tekrar anladık ki terör saldırıları pek de öyle istihbarat yetkinliğiyle alakalı değil siyasi atmosferle alakalı. 

Yıla damga vuran bir diğer olay da İstanbul Beşiktaş Gayrettepe’de tadilat sırasında çıkan yangında, 29 kişinin hayatını kaybetmesi oldu. Güvenlik kamerası görüntülerinden anladık ki bir ihmaller zinciri yaşanmıştı. Daha önce de yazdım hiçbir işimizde kurallara bağlı adım adım giden süreçlerimiz olmadığı için 29 ölümle sonuçlanan bu ihmaller zinciri, toplum olarak ne kadar denetimsiz bir düzen içinde yaşadığımızı bir kez daha acı şekilde hatırlattı. 

En önemlisi ise Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın katledilmesi oldu. Sadece Türkiye adına değil insanlık adına utanç vericiydi. Türkiye’nin kırsalında kültürel olarak ne kadar karanlık bir dünyada olduğumuzu da gözler önüne serdi bu durum. Narin bizim duyduğumuz tek bir olaydı. Benzeri olayların hiç açığa çıkmadan yaşandığını söyleyebilir miyiz? Buna maalesef “Hayır” diyemiyorum. 

Bu caniliklerle dolu bir yıl boyunca bireysel şiddet olayları gündemden düşmedi. İzmir’de taksi şoförü Oğuz Erge’nin vahşice öldürülmesi, Semih Çelik’in iki kadını katletmesi gibi olaylar toplumda şiddetin ne denli kök saldığını ortaya koydu. Ancak belki de en sarsıcı olaylardan biri, “yenidoğan çetesi” skandalıydı. Doktorlar ve sağlık çalışanlarının da dahil olduğu bir çete, sırf para uğruna bebeklerin ölümüne neden oldu. 

Altın ticareti yapan milletvekilleri, yolsuzluk yapan kamu görevlileri ise yılın diğer kara lekeleriydi. Yolsuzluk ve çıkar ilişkileri, adalet sisteminin üzerindeki yükü daha da artırdı. 

Dünya da acıdan nasibini aldı. İsrail’in Filistin’e saldırılarında 45 binden fazla Filistinli, aralarında çocukların ve kadınların da olduğu on binlerce masum insan hayatını kaybetti. 

2025 yılına girerken tüm bu karamsar tabloya rağmen daha iyi bir yıl hayal etmek istiyoruz. Ancak bunun yalnızca dileklerle gerçekleşmeyeceğini biliyoruz. Daha adil bir toplum, daha barışçıl bir ülke için sorumluluk almak zorundayız. Adaletin, insan haklarının ve toplumsal huzurun savunucusu olmalıyız. 

Çünkü gelecek, mücadeleden vazgeçmeyenlerin hakkıdır. Yeni yıl, geçmişin acılarından ders alınan ve geleceğe umutla bakılan bir yıl olsun. Ancak bunun için sadece umut değil, eylem gerekiyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları