Bu kadar yüksek pahalılık ve enflasyon, başka niyet mi var?
Orhan Bursalı; Anlaşılan, Saray, bu yıl sonuna kadar “mühimmat” yığacak, seçimlere kadar kalan beş ay içinde de para yağdıracak- yüzlerde gülücükler açtıracak ve oyları devşirecek.
Bay Nebati her zamanki gibi iyi niyet saçıyor... Ona verilen görev bu. Bazen raydan çıkan üfürük konuşmaları karşısında kendisine “sus işaretleri” verildiği de kulis haberlerinde yer alıyor.
Bay Nebati değil sorun. Herkes onu biliyor. Koltuğun esas sahibi Cumhurbaşkanı.
Ülkenin bu yılı ağır kayıplarla sonlandıracağı ve milletin geçimine yapılan ve büyük tahribat yaratan büyük saldırıların telafisinin zaten mümkün olmadığı, iktidar dümeninde olmayan tüm ekonomistlerce vurgulanıyor.
Asgari ücretin yeniden artırılması gereğine bile Cumhurbaşkanı temmuz ayı için “Şüphesiz ki artıracağız” yanıtını vermiyor ve yıl sonunu anımsatıyor.
Anlaşılan, Saray, bu yıl sonuna kadar “mühimmat” yığacak, seçimlere kadar kalan beş ay içinde de para yağdıracak- yüzlerde gülücükler açtıracak ve oyları devşirecek.
ANKETLER TAVŞANI GÖRMÜYOR
İyimser bakışla sanki plan bu.
Gülüyor musunuz? Kısa dönem içinde banknot matbaasını iki katı çalıştırarak sanki bolluk var hissini yaratabileceği konusunda “fikirler” var! İktidar içindekilerin bile umutsuzluğu belli, hepsi Saray’ın şapkadan tavşan çıkarıp seçimleri kazanmasını bekliyor..
Anketler bu tavşanı görmüyor olsalar bile..
“Tavşan” ne ola sorusundan önce, kalemlerine veya ağızlarına Saray giydirilmiş bazıları, “dünyanın güçlü lideri”, “Nobel” masallarıyla bir “profil yükseltme” denemesindeler..
ŞAPKADAN İKİ BEKLENTİ VAR
İlki 2023 ilk ayında TOGG arabasının piyasa sürülmesi, “yerli ve milli heyecan” hikâyesi.
İkincisi ise Karadeniz’deki “Sakarya” adı verilen bölgede keşfedilen doğalgazın yine seçimden önce karaya pompalanmaya başlanması... yine “yerli ve milli” hikâye!
İlkinin, en az 500 bin TL’lik bedelinin hangi kitleleri heyecanlandıracağı açık. Yine “sadıklar” kitlesi veya çok az “yerli heyecana” katılacaklar..
İkincisinin, yani doğalgaz; ne yerli ne milli, tamamı yabancıların kontrolünde, rezervleri de hem kesin değil hem de epey saklanıyor. Bunu ayrı yazacağım.
‘SADIKLAR’DA İMAN TAZELER
Ama pompayı mutlaka çalıştıracaklar.
Bu ikisinin de ülkeyi kasıp kavuran ekonomi kasırgalarına bir çare olmayacağı, sadece bir parça uzak duran “sadıklar”dan belki yüzde bir-ikisini geriye devşirebileceğini ancak tahmin edebilirim.
Tüm bu hikâyelerin toplamda esas olarak sadık yüzde 25’lik kesimde imanları tazelemekten öteye, iktidarı kazanabilecek bir çoğunluğu harekete geçirmeyeceği açık.
AKP’nin en büyük kozu RTE, geride bir şey kalmadı. Fakat RTE’nin de kitleleri inandırıcılığı o kadar çok yıprandı ki, 20 yıllık iktidar yorgunluğunun altında kalacaktır.
O halde soru şu:
‘ŞAPKADAKİ TAVŞAN’ NE OLA?
Yanıtı zor, söylemek de istemem. Fakat bu kadar ağır enflasyon, işsizlik ve hayat pahalılığı, ekonomik politikanın, bilgisizliğin, umursamazlığın, deneyim ve aklı rafa kaldırmanın yarattığı büyük bir çaresizlik ise eğer…
O zaman Saray’ın şapkasındaki tavşanın adı, mesela ağır ekonomik koşulların ülkeyi siyasi iç ve dış her beka tehlikesinin içine sürüklediği gerekçesi ileri sürülerek anayasada RTE’ye verilen, seçimleri ertelemek hakkını kullanmaktır.
Bunu yarın yazacağım, çok daha baskın bir konu gündeme oturmazsa…
OKUR NOTU:
“Bir eski İzmirli olarak çok Musevi arkadaşım var. İsrail’e de iş için gittim geldim. Gözlemim: Sefarat Yahudileri ile İsrail Yahudileri arasında dağlar kadar fark var. İsrail Yahudileri, Araplaşmış, güvenilmez, dürüst olmayan acımasız bir ırk olmuş. Bizim tanıdığımız Musevilerle akla kara kadar farklılar. Arditi’leri de biraz tanırım son derece dürüst hümanist insanlardır. İyi ve güzel bir noktaya işaret etmişsiniz. Kitabı alıp okuyacağım... (Adı bende saklı)”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları