loading
close
SON DAKİKALAR

FETÖ’cülük hâlâ orduyu yargılıyor: 28 Şubat davası

Orhan Bursalı
Tarih: 29.03.2018
Kaynak: Cumhuriyet

Orhan Bursalı: 28 Şubat davası tıpkı öncekiler gibi siyasi bir davadır, bu nedenle de hukuki temelleri yoktur, sahtekârlıkla uydurulmuş deliller ileri sürülmüştür.

Nisan ayında karara bağlanacak bir dava var: 28 Şubat... 1997’de Erbakan’ın Demirel’e istifasını sunmasıyla hükümet dağılmış ve Mesut Yılmaz - Bülent Ecevit koalisyonu kurulmuştu. Bu hükümet değişikliğini “askeri darbe” olarak nitelendiren iddianame, özellikle de ordu içinde Batı Çalışma Grubu’nun faaliyetlerine katılanları suçluyor...
Devasa bir örgüt olarak gösterilen “Batı Çalışma Grubu” ise gerçekte, 7-8 kişiden kurulu ve faaliyeti de tamamen Milli Güvenlik Kurulu kararlarına, orduyu tamamen bağlayan Milli Güvenlik Belgesi’ne dayanıyor.

Kumpasların son halkası

Bu dava 2006’da başlayan orduya kumpas davalarının son halkası olarak FETÖ’cüler tarafından açıldı.. İddianamesi bugün FETÖ’cülüğü kesinleşmiş ve içerde yatan savcı Mustafa Bilgili ile yardımcısı Kemal Çetin tarafından hazırlandı. Daha önceki kumpas davalarında olduğu gibi, gerçek olmayan, yalan yanlış bir dizi suçlama ile karşı karşıya kalan emekli askerler...
Kumpas davalarının özü, AKP açısından öncelikle ‘askeri vesayeti’ bitirmek ise, FETÖ’cüler açısından da Cemaatçi olmayan yetenekli kurmay albayları, generalleri uyduruk suçlamalarla tasfiye etmek ve Cemaatçi subayların hızla yükselmelerini sağlamaktı. Aceleleri vardı, çünkü ellerindeki en önemli silah olan ordu içindeki yapılanmayı darbe amacıyla kullanmaya hazırlanıyorlardı.

Suç: Cemaatçiler ordudan atıldı!

“Bilgili tıpkı Balyoz ve Ergenekon vb. savcıları gibi, insanlar hakkında sahte belgeler uyduran, devletin resmi belgelerini bile tahrif etmekten çekinmeyen bir sahtekârdır” diyor, yargılanan Mustafa Önsel, ifadesinde. Sahteliklerini bir bir sıralıyor. Bilirkişi raporları da bu durumu saptıyor. İşin ilginci, iddianame, orduyu cemaatçi subayları ordudan atmakla bile suçluyor.
FETÖ’cü savcıların tutuklanmasıyla davayı devralan yeni savcılar da FETÖ’cülerin suçlamalarını tekrarladılar.
6 yıldır süren ve 100’ü aşkın duruşmaya sahne olan davada, dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı, Çevik Bir, Çetin Doğan gibi komutanlar var. O dönemin siyasi liderleri Mesut Yılmaz, Meral Akşener ve Erbakan’ın Adalet Bakanı Şevket Kazan, hükümetin değişmesinin bir askeri darbe olmadığını söylediler.
Davayı çok yakından izleyen gazeteci Müyesser Yıldız diyor ki: “Velev ki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararı yanlıştı. Bunu uygulamaya koyan bir yığın bakan, emniyet müdürü, bürokrat ve vali var...” Tabii davada yoklar.

İktidar neden davanın arkasında

İlginç olan, davanın arkasında iktidarın duruyor görünmesidir. Neden diye soruyorum kendime, bulduğum tek gerekçe, iktidarın belki de “askerin sırtından sopayı eksik etmeyeceksin” anlayışına sahip olması mı? Yoksa intikamın hukuk ve insan hakları tanımayan duygusu mu?
Mustafa Önsel, Cumhurbaşkanı’na yazdığı mektupta “Düzmece bir dava... Savcısından hâkimine, adli müşavirinden bilirkişisine ve hatta polislerine kadar davada görev üstlenmiş neredeyse tüm aktörler FETÖ’cülük suçlamasıyla cezaevinde... eğer gerçekten bizleri darbecilikle suçlayabilecek deliller bulabilirlerse, yeniden adil ve hukuka uygun bir iddianame hazırlatın...”
103 sanıklı başlayan davada, İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Harekât Başkanı Çetin Doğan ve yine 60 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor. 40 kadar sanık da beraat etti.
Süleyman Demirel bile sağken şöyle demişti: “Şimdi 28 Şubat’a darbe diyorlar. Neresi darbe? Ne edilmiş? Siyasi partiler mi kapatılmış? Milletvekilleri mi tutuklanıp götürülmüş? Bunların hiçbiri yapılmamış. Hükümet görevinin başında.”
İktidarın kalemşörleri, 28 Şubat davasının sivil ayağı diye Aydın Doğan’ın da yargılanacağını yazıp çiziyorlardı. Tutuklanma sopasını sallayıp durdular.

FETÖ’cülük davası gibi

28 Şubat davası tıpkı öncekiler gibi siyasi bir davadır, bu nedenle de hukuki temelleri yoktur, sahtekârlıkla uydurulmuş deliller ileri sürülmüştür.
13 Nisan’daki duruşmada karar verilebilir.
Temel mesele, Balyoz, Ergenekon vb. gibi kumpas davalarındaki gibi hukukla ilgisi olmayan kararla mı sonuçlanacak, yoksa gerçekten hukuk çalışacak ve dava düşürülecek mi?..
Deneyimler, arkasında iktidarın gölgesi olan bu tür siyasi davalarda hukukun göz ardı edildiğini gösteriyor.
Umarım yargı hukukta kalır ve bir tür FETÖ’cülük davasını çöplüğe gömer.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları