Tarih:
10.04.2017
Frensiz otobüste 80 milyon insanın yolculuğu: Referandum
Orhan Bursalı: Değişikliğin tarihsel süreç açısından da anlamı 'Yeni Türkiye' diye adlandırdıkları bir 'Tayyibistan' kurulmasıdır.
1 oy fazlasıyla yeni ve kansız ‘Devlet Kurma’ teşebbüsüdür referandumBu devlet, emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı verilerek kuruldu. Dünyada bir ilkti, devrimciydi ve örnekti. Sıfırdan bir millet, ülke, devlet yaratma girişimiydi.. Şüphesiz ki var olan bir Anadolu üzerinde gerçekleşti. Toprağıyla, Türkçesiyle, milletiyle, geçmişiyle birlikte.
Hazırlanan anayasa değişikliği, bugüne kadar gelen bu devleti, temelden yıkıyor. Tam bir kansız karşıdevrimle... Temelden yıkıyor ve tek bir adama yeniden kurma olanağı tanıyor.
Bu eylem, Atatürk, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyete karşı kin ve nefretini saklamayarak sık sık dışa vuran; siyasal amaçlarla basit, ilkel din ticareti yapan karşıdevrimci bir ekibin operasyonudur.
AKP Cumhurbaşkanı’nı öne sürerek, referandumda RTE’nin oylanacağı görüntüsünü yaratıyor. İktidar, olayı RTE’nin oylanmasına dönüştürdü. Mitinglerde tartıştıkları bir anayasa yok, CHP’yi tartışıyorlar. Eski silahlarla yeniden düşman yaratma!
Büyük yalan ve saptırma
Avrupa düşmanlığı ile anayasa oylamasını evete dönüştürme taktiği, iktidarın göbeğini kaşıyan adam, aptal - biz ne dersek kabul eder muamelesi yaptığı bir kısım seçmende tutmuş olabilir. Son mitinglerinden bir pankart: “Sen duvara oy ver de verelim!” Şimdi bunu demokratik hakkını kullanan yurttaş mı kabul edeceğiz, yoksa iktidarın göbeğini kaşıyan adamı mı?!
Böyle bir saptırma görülmedi! Tepeden tırnağa yalan üzerine kurulu bir propaganda makinesiyle alınabilecek evet sonucu ile, yine yalan ve zorbalık üzerine yeni devlet sistemi kuracakları çok açık. Mesela AKP’nin propaganda afişlerine inanacak olursak, millet hem Meclis’i hem hükümeti seçecek. Yalan, “bakan” denecekleri sadece Cumhurbaşkanı atayacak, üstelik milletin seçtiği milletvekilleri arasından değil.
Parlamenter sistemden bildiğimiz Hükümet yok, aslında bakanlar da yok. Sadece Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacak, adlarını da Cumhurbaşkanının koyacağı kimseler var. Anayasa hukukçusu Kemal Gözler diyor ki:(*)
‘Bakanlar Kurulu’ yok
“...Bakanların kolektif sorumluluğunun olmadığı bir sistemde ‘hükûmet’ten veya ‘bakanlar kurulu’ndan bahsedilemez. Önerilen sistemde ‘hükûmet’ de, ‘bakanlar kurulu’ da Cumhurbaşkanının kendisidir. Zaten ‘başkanlık hükûmet sistemi’ veya ‘Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi’nin de anlamı budur... Oylayacağımız Anayasa Değişikliği Kanunu’nun kendisinde ‘Hükûmet’ ibaresi veya ‘Bakanlar Kurulu’ ibaresi yoktur. Dahası adı geçen Anayasa Değişikliği Kanunu, Anayasada geçen ‘Hükûmet’ ibaresini ‘Cumhurbaşkanı’ ibaresiyle ve keza ‘Bakanlar Kurulu’ ibaresini de yine ‘Cumhurbaşkanı’ ibaresiyle değiştirmiştir (m.16/B).”
Tek Adam’a devleti baştan sona tamamen yeniden yapılandırma, idari yapısını değiştirme yetkisi veriyor. Her şeyi, tepeden tırnağa...
Anayasa değişikliği adı altında dayatılan, tam bir yeni devlet kuruluşudur.
Bir Cumhuriyet, parlamenter demokrasi yıkılıyor ve yerine Tek Adam Rejimi kuruluyor. Düşledikleri, Türkiye’nin kuruluşunu reddetmektir. Değişikliğin tarihsel süreç açısından da anlamı “Yeni Türkiye” diye adlandırdıkları bir “Tayyibistan” kurulmasıdır. Cumhurbaşkanını ancak böyle bir değişim tatmin eder: Bir defteri dürüp kapamak ve yeni bir defter açmak.
Referandumla yeni devlet mi kurulur
Türkiye’nin kuruluş ilke ve temellerini değiştirerek Tek Adam Rejimi’ni öneren böyle bir Referandum ile yeni bir devletin kurulmasının dünyada örneği yoktur.
Doğan Kuban Hoca’nın dediği gibi, anayasalarda düzeltmeler yapılabilir. Ama bunların hiçbiri rejimin rengini değiştirecek karakterde olamaz. Rejimin rengi de değiştirilebilir şüphesiz, ama bu genel seçim yapar ve partilere oy verir gibi, bir iktidar partisinin referandum dayatmasıyla olamaz. Geniş ve özgürce tartışma, tüm anayasa hukukçularının, sosyal bilimcilerin, uzmanların katılımı ile ve nitelikli bir çoğunluğun kabulü ile gerçekleşebilir.
Hele hele bugünkü gibi, asla özgür denemeyecek, tüm devlet olanaklarının evet lehine kullanıldığı, karşıt görüşlerin bastırıldığı ve hoşlanılmayanlara ekrana çıkma yasağının konduğu, üstelik OHAL koşullarında yeni bir devlet kuruluşunu dayatan bir referandum ile asla olamaz.
Frensiz otobüste 80 milyon
Düşünün: Bir oy veya bir puan farkla evet kazandı ve devlet değişti. Rejim değişti. Kuruluş değişti. Bu kabul edilebilir bir olay değil ve olamaz.
Üstelik 80 milyon insanın içinde olduğu, Kemal Gözler’in tabiriyle koca bir otobüsün direksiyonuna da tek bir adam oturtuldu...
Fakat otobüsün fren sistemi yok! Tüm yetkiler, frensiz sürücüye verilmiş. Sen sağ ben selamet denilerek!
Beşinci vitesle uçuruma gidecek bir ülkeden ve buna yol açacak bir oylamadan bahsediyoruz!
Dünyada görülmemiş bir olay yaşıyoruz.
(*) Referandum öncesi son gözlemler; www. anayasa.gen.tr/son-gozlemler.html
Orhan Bursalı - Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI