Seçim hileleri, parmak boyasının kalkmasıyla başladı
Orhan Bursalı: Türkiye’nin nüfusu belli değildir, şaibelidir. Sokağa çıkma yasağıyla baştan nüfus sayımı yapılmalı, her şey buna göre yeniden düzenlenmelidir. Seçmen kütükleri de iktidarın lehine milyonlarca sahtekârlıklarla doludur. Güvenilmezdir.
Şunu rahatça iddia edebiliriz: Türkiye’nin ne nüfusu bellidir (açıklanan veriler dolu dolu sahtekârlıklardan mustariptir) dolayısıyla ne de nüfus kütükleri doğrudur. Önümüzdeki üç seçim nüfus ve kütüklerinin en büyük tahrifatlara uğratıldığı seçimler olacaktır.
Seçimlerin güvenliği konusunda her şey, parmak boyasının kaldırılmasıyla başladı. Bu topluma “Ne o öyle, biz geri kalmış toplum muyuz ki herkesi damgalayacağız” vb. lafazanlıklarıyla yaldızlandı. Adamlar ileriyi gördüler ve parmak boyasını kaldırdılar.
Neden böyle, dünyanın pek çok ülkesinde oyunu mektupla bile gönderenler varken, bize ne oluyor? Çünkü bizde düzgün bir parlamenter sistem oturmamış, iktidara bazen sistemi kullanarak seçimleri kazanan, ama yasaları, sistemi tanımayan, sürekli iktidarda kalmak için her şeyi eğip büken partiler gelebiliyor.
Geçmişte siyasi partilerin ya yanlışlıktan ya da sahtecilik girişimleri nedeniyle, parmaktan bir gün çıkmayan Hint boyası sürülüyordu. Bu, seçmen tekrarlarını önlüyordu. Ama 2007 seçimlerinde parmak boyası kalktı.
Boş bina seçmenleri
29 Mart 2009 mahalli idareler seçimlerinde Adres Kayıt Sistemi (AKS) esas alınarak hazırlanan seçmen kütükleri kullanılmaya başlandı.
2010 seçimlerinde milyonlarca seçmenin varlığı ile yokluğunun tartışıldığı, ölülerin sağ göründüğü, dahası FETÖ’cü başının “ölüleri mezarlarından kaldırıp oy kullandırın” veciz itirafıyla yeni bir dönem başlamış oldu.
Boş binalara yüzlerce seçmen kaydı yapıldığı, on bin nüfuslu yörelerde 8 bin seçmen varlığı belgelerle medyada haber oldu.
2013’te mesela MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan TBMM Başkanlığı’na sunduğu kanun teklifi ile, seçmenlerin oy kullandıktan sonra, sol elinin işaret parmağının çıkmayan boya ile işaretlenmesini öneriyordu; neden olarak da adrese dayalı seçmen listelerinin tartışmalı olduğunu, mükerrer oy kullanıldığını gösteriyordu.
14 bin seçmen silindi
2008 yılında yazılanlara bakıyorum, aynı mesele dile getiriliyor: “Listelerde benim evde oturduğu görülen Yozgatlı 4 aile vardı.” Batıkent Kent Koop. Mahallesi Muhtarı Şükran Ayaz “Yanlış kayıtlar nedeniyle nüfus müdürlüğünde kuyruklar oluşuyor. Kayıtta kişinin beyanı dikkate alınır. Kişi evine 10 kişi de yazdırabilir” açıklamasında bulunuyordu. Çünkü “beyan esastır”...
CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Ercan Erkan, listelerden silinenleri takip ediyor, “Muratpaşa ilçesinde 322 bin seçmen var, 14 bin seçmen ise listelerden silinmiş durumda” diyordu.
2016 Aralık ayında Temiz Seçim Platformu Sözcüsü Yaşar Okuyan, “AKP’ye oy vermeyenlerin seçim listelerinden bir bir ayıklandığını ve AKP’nin seçmen listelerinin tanziminde seçime yüzde 8-10 önde başladığını” açıklıyordu.
2017 Nisan ayında, iktidarın seçim hileleri başlığı altında geniş raporlar yayımlanıyordu. LDP Genel Başkanı Cem Toker olayı soruşturuyor ve şöyle diyordu: “2007-2011 arası seçmen sayısı 10 milyon artıyor. Gerekçe ‘adrese dayalı sisteme geçtik’. ‘Sistemi nereden aldınız?’, ‘TÜİK’ten aldık’, ‘Bunun kayıtları nerede?’, ‘6 ay içinde imha ettik’. Tamamen şaibe. Bir devlet kurumu bu kadar mühim şeyleri niçin 6 ay içinde imha eder ki?”
Türkiye’de bir yıl içinde 6 milyon seçmen artıyordu! Güye adrese kayıtlı sisteme geçildiği için artmıştı! Yakın geçmiş seçim hile haberleriyle dolu, bir araştırırsanız derya ile karşılaşırsınız.
Bunları neden anımsatıyorum?
Türkiye’nin nüfusu belli değildir, şaibelidir. Sokağa çıkma yasağıyla baştan nüfus sayımı yapılmalı, her şey buna göre yeniden düzenlenmelidir. Seçmen kütükleri de iktidarın lehine milyonlarca sahtekârlıklarla doludur. Güvenilmezdir.
Ama biliyoruz ki bu iktidar bunu asla yapmaz. CHP sus-pus.
Kimileri, salak mıyım, bu durumda oy kullanayım, boykot edeceğim, düşüncesinde. Bu da tehlikeli bir gelişen eğilim. Boykot büyük çoğunluğu, yüzde 40- 50’yi bulamazsa hepsi boşuna. Küçük çaplı boykotlar sadece iktidarın lehinedir, milyonlarca sahte seçmeni legalize eden sonuç üretir.
CHP dört yazıdır dile getirdiğim düşünceler, olgular karşısında, seçimler öncesi bu büyük sahtekâr listeler konusunda geniş bir aydınlatma kampanyası yürütmeli. Buna rağmen seçimlere katılır, halkı seferber eder, seçim sürecinde de sonrasında da geliştireceği politikalarla elini güçlendirir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları