loading
close
SON DAKİKALAR

Sivil görünümlü askeri yönetim uygulamaları mı?

Orhan Bursalı
Tarih: 06.04.2025
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı; İktidar mensupları (artık medyası da buna dahil), tezgâhlanmak istenen kayyum kumpasını boşa çıkarmak için yasal olağanüstü kurultay kararı almalarına rağmen hâlâ “Bu kurultayı da geçersiz nasıl kılarız”ın kirli hesapları içindeler.

Şimdiye kadar böylesi olmamıştı. CHP’ye kayyum atama ile partiyi dağıtma girişimi ancak pişmiş tavuğun başına gelen yeni bir olay olabilir. Çünkü CHP’nin başına bir kayyum olayı gelmemişti.

CHP’yi 12 Eylül’ün rezil ve uşak katil cuntacıları kapatmıştı. Cunta görevini tamamlayıp geri çekilince CHP yerine doğan yeni partilerin CHP çatısı altında birleşebilmeleri 11 yıl sürmüştü. İktidarın kafası, CHP’ye yapılan tarihi kötülüklere iyi çalışıyor. Geçmişteki benzerlerimiz CHP’ye şöyle şöyle yapmışlardı (DP dönemi dahil!), şimdi biz bugünkü koşullarda ne yapabiliriz, kafası bu konularda çalışacak kim varsa hepsi orada.

KAYYUM GİRİŞİMİ ÖRTÜLÜ ASKERİ NİTELİK

İktidar mensupları (artık medyası da buna dahil), tezgâhlanmak istenen kayyum kumpasını boşa çıkarmak için yasal olağanüstü kurultay kararı almalarına rağmen hâlâ “Bu kurultayı da geçersiz nasıl kılarız”ın kirli hesapları içindeler.

Şunu da sırası gelmişken araya sıkıştırayım: Kayyum girişimi aslında örtülü bir askeri karakterli yönetimin işi olabilirdi. Sivil görünümlü bir iktidarın örtülü askeri adımları ve uygulamaları ile resmi bir askeri yönetimin uygulamaları arasındaki ilişkiler ve benzerlikler ayrı bir araştırma konusu olabilir.

Özgür Özel“Muhatabım cumhurbaşkanı değil, cunta başkanı” diyerek de içine girilen siyasi sürecin yeni yapısına bir gönderme yaptı.

ÖZAL’A RAHMET OKUTUYOR

Çünkü iktidarın seçim sürecinde attığı her adım geçmişte askeri keyfi uygulamaları çağrıştırıyor.

1980 askeri cuntasının adamı Turgut Özal da cuntanın safdışı bıraktığı eski liderlerin 5 ve 10 yıllık siyasi yasaklarının sürmesi ve cunta kararlarının kalması için evet demişti. Fakat referandumla yasaklar kalkmıştı.

Bugünkü iktidar, o dönemdeki siyasi süreci bile aşarak Özal’a rahmet okutacak uygulamalara imza atıyor. Partileri dağıt, liderlerini içeri at, fiili olarak ülkede siyasi faaliyet yasağını hayata geçir!

HER TÜRLÜ KATAKULLİ ‘YASAL’

Evet parti kapatmak sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açacağı dava sonucu Anayasa Mahkemesi’ne bırakılmış olsa da parti dağıtmak, işlemez hale getirmek, yasal yönetim dışında partide pusuya yatmış minik mahfillerin ortaya çıkmasıyla çok başlılık yaratmak ve bu amaçla her türlü katakulliye başvurmak ‘yasal’dır.

Gülmeyin. Otokrasiye doğru yol alan, hatta belki de artık o tarafa geçmiş olan iktidar için yasa ve hukuk, yazılı olmayan uygulamaların bütünüdür. Yani, yasalarda karşılığı olmayan ayaküstü uydurmalardır. En kolayı, eğer ayaküstü uyduramazlarsa var olan maddelerden birinin içine insanları, kurumları tıkmaktır. Ki sıkça başvurulan da budur.

İçeri tıktıkları milletin cumhurbaşkanı Ekrem Bey bunlardan bir tanesini Balbay’a söylemiş: Önce turbun büyüğü olarak açıkladığın kişiyi tutukla, sonra buna uygun suçlama, kılıf ara. 600 milyar lira gibi bir palavra sık, nasıl olsa iktidarın malı yaptığın gazete yönetimleri ve imza atacak kimliksizler emirlerine amade!

Ama bugün farklı bir ortam var. Bunu da iktidar bizzat yarattı. Karşılarında bütünlüklü bir millet direnişi her istediklerini yapmalarına izin vermiyor.

Olağanüstü kurultay da büyümüş güçlenmiş ve milleti arkasına almış bütünleşmiş bir parti yaratacak. Partiye yönelik kayyum girişimleriyle bu kez de daha sıkı örgütlü ve üye sayısını üstelik 1 milyon artırmış bir CHP oluşturdu. İktidara aferin bu yolda devam edin mi demeli, yoksa CHP’liler gizlice teşekkür mü etmeli, bilemedim!

Her yasadışı siyasi adımları milleti ayağa kaldırdı. Herhalde bu kadarını beklemiyorlardı.

Olağanüstü kurultay büyük bir mitingle bütünleşiyor üstelik.

Gençlik ayakta. Yiğit sanatçılar susmuyor. 81 baro başkanı Ankara’da yürüyor. CHP’nin erken seçim imza kampanyasına 5 milyonu aşan katılım var. Ayrıca bu uyanış, ayağa kalkış da duracağa benzemiyor.

HEY, NEREYE?

İktidarın elinde bir savcılık makamı var. Orada yasaya uydur girişimlerinden sonuç almayı hayal ediyorlar.

Eksik kalmasın tamamlayalım: Tanık çağırıyorlar, savcıların iddialarını doğrulamaları amacıyla. Yoksa tutuklanırsın! Böylesine de şahit olduk.

Şirket sahiplerinin mallarına el konuyor. Murat Ongun, patronlara “Gel etkin pişmanlık yasasından yararlan, itirafçı ol, suçla” baskılarının yapıldığı duyumunu paylaşıyor.

Bu uygulamalarıyla karşılarında sadece daha büyük bir millet direnişi bulurlar.

Eğer bu yolda devam ederlerse o zaman resmi olağanüstü bir rejime geçecekler demektir.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları