Trump övdü mü, tehdit mi etti?
Orhan Bursalı; Netanyahu’ya Beyaz Saray’da demek istiyor ki: “Bak rahip Brunson’u nasıl geri aldım düşün. Sen merak etme, Erdoğan benim istediklerimi yapar. Geçmişi bilir.”
Saray’a bağlı TV ekranında Trump’ın Netanyahu ile görüşmesi sırasında cumhurbaşkanına övgüler düzdüğü üzerine konuşmalara bakıyorum. Pek bir keyifliler.
Hiç yakın geçmişte yaşananlar akıllarına gelmiyor. Veya dün dündür, biz bugünkü övgüye bakalım diyorlardır.
Oysa Beyaz Saray’da konuşulanlar kazın ayağının farklı olduğunu gösteriyor. Ekrandaki adamlarda Trump’ın sözlerinin alt metnini okuma diye bir bakış yoksa, ne yapsan fayda etmez.
Beyaz Saray’da klasik şöminenin önündeki görüşmede Netanyahu, Türkiye’nin Suriye’yi kendilerine karşı kullanmasından endişe ettiğini söylüyor.
ÖVGÜNÜN ARKA PLANI
Trump önce bir övgü ile başlıyor: “Erdoğan gerçekten çetin biri ve çok zeki. Kimsenin yapamadığını yaptı. Erdoğan’a 2000 yıldır kimsenin yapamadığını yaptınız, Suriye’yi ele geçirdiniz dedim. Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor ve bu durum medyayı kızdırıyor.”
Netanyahu’ya ise “Türkiye ile aranızdaki sorunları çözebilirim ancak makul olmalısın” diyor. Ve rahip Brunson olayını hatırlatıyor:
“Rahibi Türkiye’den geri aldık. Bunu hatırlıyor musunuz? Bu o zamanlar büyük bir olaydı ve onu geri aldık. Ve Başbakan Netanyahu’ya dedim ki ‘Türkiye ile bir sorununuz varsa, bunu gerçekten çözebileceğimi düşünüyorum. Ve Türkiye ve liderleriyle çok çok iyi bir ilişkimiz var ve bunu çözebileceğimizi düşünüyorum.’ Bu yüzden umarım bu bir sorun olmayacaktır.”
GEÇMİŞTE NE YAPMIŞTI?
Önce ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence hemen ardından Başkan Trump’tan peşi peşine yaptırım açıklamaları geldi. Pence: “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye hükümetine Trump adına mesajım var: Pastor Andrew Brunson’u hemen serbest bırakın ya da sonuçlarına katlanmaya hazır olun, ABD Türkiye’ye karşı bazı ekonomik yaptırımlar uygulayacak.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül kara listeye alındı ABD’deki mal varlıklarına el konulmasına, ülkeye girişlerinin ve ABD ile tüm ticari ve finansal ilişkilerinin dondurulmasına karar verildi.
Hâlâ bu yasakları sürüyor mu bilmiyorum.
Rahip Brunson’un casus olduğuna ilişkin bir gizli tanığın ifadesiyle 35 yıl hapsi isteniyordu.
Ankara ise bunu tehdit olarak gördüğünü açıklayıp duruyordu.
İKİ TWEET İŞİ BİTİRDİ
ABD’de senatörler ayağa kalkmış ve F-35 uçaklarından Türkiye’nin men edilmesi gündeme gelmişti.
Trump’tan iki tweet ortalığı yıkmıştı.
“Türkiye uzun yıllar ABD’den yararlandı. Şimdi, ülkemizi büyük bir vatansever olarak temsil eden ve muhteşem biri olan rahibi tutuklu tutuyorlar. Masum bir adamın serbest bırakılması için hiçbir şey ödemeyeceğiz, Türkiye ile ilişkilerimizi azaltıyoruz.”
“Türk Lirası dolar karşısında hızla düşerken Türkiye’yle çelik ve alüminyum ticaretinde gümrük vergilerinin iki katına çıkarılmasını az önce onayladım. Bundan böyle vergi alüminyumda yüzde 20, çelikte yüzde 50 olacak. Türkiye ile ilişkilerimiz şu anda iyi durumda değil.”
GEREKEN YAPILIYOR
Erdoğan ise ilk baskılar karşısında yüksekten konuşuyordu:
“Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (rahip Brunson) alamazsınız.”
Sonra can da o bedende kaldı fakir de o görevde. Hızla gerekli hazırlıklar yapıldı, Brunson’a 3 yıl gibi bir ceza verildi, yurtdışına çıkış izni ile serbest bırakıldı. Uçak İzmir’de bekliyordu.
***
Trump’ın Erdoğan’a sevgisinin ardında, bence, kazandığı bu “zafer” yatıyor. Yorum yapıyorum: “Bana uydu, dediklerimi yaptı, neler yapacağımı anladı, çok zeki adam.”
Netanyahu’ya söylediklerine de bu açıdan bakmalı.
Trump’ın “Netanyahu mu yoksa Erdoğan mı” gibi bir seçenek karşısında kalabilir mi?
Netanyahu’ya Beyaz Saray’da demek istiyor ki: “Bak rahip Brunson’u nasıl geri aldım düşün. Sen merak etme, Erdoğan benim istediklerimi yapar. Geçmişi bilir.”
Ben Saray’ın Trump’ın ne demek istediğini çok iyi bildiğini sanıyorum.
Ekrandakiler mi, çek kuyruklarını gitsin...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları