Yüzde 51 oyla Türkiye’yi yöneteceğini mi sanıyorsun

Orhan Bursalı; CHP ve muhalefet partileri için en önemli çıkış, halkın mümkün olduğu kadar her kesimini örgütlemekten geçiyor.

Ey İmamoğlu, ey CHP boşuna çabalıyorsunuz, zaten yüzde 51 asla alamayacaksınız buna olanak vermeyiz de diyelim aldınız, ülkeyi mi yöneteceğinizi sanıyorsunuz?

Şimdi bunu böyle söylesem okurların saldırısına uğrayabilirim. Geçen Cuma Halk TV’de 10 dakikalık bir soru yanıtta, bazı izleyicilerin sözlü saldırısına uğradım: Ne demek onu yapacaklar, bunu yapacaklar demek, karamsarlık yayıyorsun, bunu asla yapamazlar diyeceğine.

Aslında iktidarın ne yapabileceği üzerine bir bakıştı söylediklerim. Muhalefet, CHP, İmamoğlu, halk ne yapar, bunu bilemem ve bu farklı bir tartışma boyutu.

HÜDA PAR UZLAŞMASI YASAL, KENT UZLAŞISI YASAK

Zor bir seçim sürecine girdiğimizin herkes farkında. Tutuklamalar dur durak bilmiyor. Kent uzlaşısı, tamamen siyasi parti ve partilerin seçim kazanmak için uyguladıkları politikalara ilişkindir. Bu onların özgürlük alanıdır. Ama böyle bir özgürlüklerinin de olmadığını iktidar savcılarının soruşturmalarından görüyoruz. Artık muhalefet partilerinin ne yapıp yapamayacaklarına savcılar karar verecek. (Daha doğrusu bağlı oldukları güç merkezi, her neyse ve kimse orası.)

AKP, Türkiye’nin kuruluşunu, bugünkü varlığını tanımayan, ülkenin anayasal birliğini yerle bir edeceklerini söyleyen, geçmişinde ve içlerinde domuz bağı cinayetlerinin izi ve takipçilerinin bulunduğu bir parti ile iç içe, onu kucağında Meclis’e taşıyor. Savcı beylerin kılları kıpırdamıyor.

Ne “Böyle bir parti ile nasıl işbirliği yaparsın” diye sorabilirler ne de “Sen nasıl ülkenin varlığını tartışma konusu yaparsın, anlat bakalım” sorgusuna çekerler.

DİPLOMAN VAR, CEZASI

Cumhurbaşkanının diploması konusunda o kadar söylenti ortalıkta dolaşırken, bu söylentilere son verecek bir soruşturmaya konu olmazken şimdi savcılar Ekrem Bey’e bir de sahte diploma davası açabiliyor.

Görmüyor musunuz nereye gidildiğini?

Çamur at izi kalsın. Önemli olan itibarsızlaştırmak ve AKP seçmenine sakız çiğnetmek.

Sadece o mu? Kapı gibi diplomasına, bu sahte diye ceza bile verebilirler.

Bu, sen nasıl üniversiteyi bitirirsin, cezası olur.

İmamoğlu yarıştan çekilsin, eleştirilerine son versin, açtıkları altı davayı da hukuki zemine oturturlar ve hepsi bir bir düşer.

GİRİLEN YOLUN SONU YOK

Amaç bıktırmak, susturmak, sen ülkeyi yönetme hayalini kurma boşuna, diyerek, TÜSİAD’ın iki tepe yöneticisini bile saatlerce sorguya çektirerek, gidebilecekleri son noktanın küçük bir örneğini veren bir durumdan söz ediyoruz.

Çok hızlı seçim seyri içine girdik.

Ekonomi umurlarında değilmiş gibi davranıyorlar, Merkez Bankası’nda döviz biriktiriyorlar, onları seçime doğru harcayarak oy avcılığına çıkacaklar.

Seçmen yemezse de umurlarında olmayabilir, nihayet seçim kurulları tepeden tırnağa kontrollerinde, değil mi?

Yaptım, dedim oldu, ufukta görünen yazı.

CHP ve muhalefet partileri için en önemli çıkış, halkın mümkün olduğu kadar her kesimini örgütlemekten geçiyor.