‘Baas’çılık suçlaması ve Baasçılıkla benzerlikler
Orhan Bursalı; Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, yani engelsiz frensiz bir rejimin adıdır. Yargı, yasama ve yürütmenin tek elde, “başkanın elinde” toplanmasıyla Baasçılık arasında karakteristik benzerlikler kurulabilir.
Arap ülkelerinde Baasçılığın ne olup olmadığını burada tartışacak değilim. Merak eden bir düğmeye basar ve okur. Şu kadarını söyleyeyim, Arap dünyasında bir rönesansın-dirilişin ateşini yakmak ve bu temelde yeni dünyaya ulaşabilmek ve Arapları tek bir devlet altında birleştirmek için başlatılmış bir siyasi hareketti. Birlik, Özgürlük ve Sosyalizm ana sloganlarıydı. Belki de Fransız Devrimi’nin özgürlük, eşitlik, kardeşlik üçlemesinin Arap dünyasına uyarlanmasıydı.
Arap aydınlarının başlattığı hareket sonra çeşitli Arap ülkelerinde askeri darbelerle mutlakiyetçi yönetimlere evrildi. Otokrat, her şeyi belirleyen, demokratik ve özgürlükçü bir toplum yapısını asla kuramayan, birlik, özgürlük ve sosyalizm ilkeleriyle ilişkisiz bir yönetim biçimi.
BU KONUYU NEDEN AÇTIM?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nu mezhep üzerinden Suriye’de yıkılan Baasçı yönetimle haksız bir şekilde ilişkilendirmek istemesi nedeniyle.
AKP iktidarının önde gelenleri ve destekçileri CHP’yi de arada sırada Baasçı diye nitelendirdiğini biliyoruz. Burada daha çok Atatürk dönemini ve askeri darbeleri kastederler.
AKP iktidarı, Baasçı Suriye’deki yönetimle 2011 öncesi kankaydı. Kardeşim Esad dillerden düşmezdi. Ortak hükümet toplantıları bile yaptılar, Antalya’da tatiller...
Ne zamanki ABD Libya’dan sonra, Arap Baharı’nın sıçradığı hatta sıçratıldığı ve kışkırtıldığı Suriye’ye yöneldi, dahası bu ülkenin üç ayrı devlete bölünmesi için faaliyete geçti, AKP iktidarı da tavır değiştirdi. Kaddafi’nin Libya’sını NATO bombardıman ederken Ankara geç kalmıştı. Bu kez Suriye’de zamanında tavır almayı yeğlediler.
DOSTLUK BAAS SEVİCİLİĞİ DEĞİLDİ
ABD ve müttefikleri Irak’ı yerle bir edince, IŞİD belasını yarattılar ve bu bela özellikle Suriye’yi esir aldı. İŞID ile savaş PYD’nin askeri olarak yaratılmasının bahanesi oldu.
Şimdi AKP’yi, Beşşar Esad’la yağlı bağlı birlikteliklerine bakarak “BAAS seviciliği” demek mi gerek? Şüphesiz hayır. İki ülke arasında dostluk ekonomik vb. ilişkilerin geliştirilmesi şarttı. Suriye’nin bu ilişkiler çerçevesinde daha kültürel sivilleşmesinin de önü açılabilirdi.
Fakat BAAS rejimi ile AKP rejimi arasında bazı bağlantılar, benzerlikler kurulmak istenirse pek çok şey yazılabilir.
BENZERLİKLERE BAKALIM
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, yani engelsiz frensiz bir rejimin adıdır. Yargı, yasama ve yürütmenin tek elde, “başkanın elinde” toplanmasıyla Baasçılık arasında karakteristik benzerlikler kurulabilir.
Yargının siyasi güdülenmesi, ifade özgürlükleri çerçevesinde sayılabilecek ve Anayasa Mahkemesi’nin bile kararlarına yansıyan özgürlüklerin “hakaret” sayarak veya “terörle ilişkilendirerek” bastırılması, pek çok ülkede otoriter otokrat (Macaristan, Rusya vb.) uygulamalarla, doğumuzda ise Baasçı anlayışlarla siyasi kardeşlik ilişkilerini anımsatıyor.
Pek çok şey yazılabilir.
Sendikasızlaştırma, tüm üniversite yönetimlerinin başkana bağlanması, milletin seçme iradesine kayyum gaspları, anayasal gösteri haklarının fiili uygulanamaz duruma getirilmesi... İş dünyasına çeşitli siyasi müdahalelerin yarattığı korku ve suskunluklar...
Baasçılıkla suçlamak kolay ve popüler.
Ama aynaya bakınca öyle söylemiyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları