Biraz insan ve millet sevgisi, yüreklerinizi açın
Orhan Bursalı; Siyaset ve CHP taleplerinden bağımsız olarak bizzat 17 bin TL aylığa mahkûm edilmiş milyonlarca insanın nasıl olur da geçinebildiği sorusunu kendi vicdanına sorar, vicdanının isyanını duyar ve iktidarına seslenir.
TÜİK aylık enflasyonu yüzde 1.64 olarak açıkladı. ENAG ise 4.26. TÜİK’in enflasyonu baştan beri şaibeli zaten. Ekonomim gazetesinden Alaattin Aktaş çok ince ve akıllı bir ekonomi işçiliği ile TÜİK’in gizlediği madde fiyatları üzerine yazdı. 100 kalem içinde uzman doktor ücreti 34 TL, kira fiyatı 6 bin TL, yurt ücreti 467 TL vb. Yani gerçek hayatta karşılığı olmayan rakamlar.
TÜİK de ince işçilik yapıyor, hesabını kitabını enflasyonu en düşük nasıl gösteririm üzerine yapıyor. Bu konuda en az beş yıldır epey çalıştı, yüksek lisansını çoktan bitirdi sayılır. Belki Türkiye gibi ülkelere de TÜİK ve hesap oyunlarını ihraç ederiz, kimbilir.
ENAG’ın enflasyon hesabı üzerine de ulema arasında tartışma var. Veysel Bey bunun üzerinden gelecek ve hesabını kitabını açıklayacaktır. İki enflasyon arasındaki fark yüzde 2.62. Bunun milletin cebinden çalınan paranın hesabını yapacak bir sonuç çıkarmak zor ama asgari ücret ve emekliye zam konusunda TÜİK hesabı dikkate alındığı için emekçilere verilmesi gerekenin ne kadarının verilmediği hesap edilebilir kolayca.
Mahfi Eğilmez Bey’in en doğru enflasyon hesabı üzerine bir yazısı var, üstelik yakın tarihli (www. mahfiegilmez.com/2024/05/endogru-enflasyon-tahmini.html), bu yazı ENAG’ın enflasyon oranını doğruya yakın da gösteriyor.
İNSAN SEVGİSİ NEREDE
Buradan başka bir noktaya geleceğim. CHP lideri Özgür Özel asgari ücrete zammı söke söke alırız dedi. Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmede bu talepleri de gündeme getirmişti; görüşme sonrası AKP’den iki kişi, CHP’nin halkın ağır geçim sıkıntısını biraz olsun hafifletecek bir zam üzerinde ısrarla durmasını, CHP propagandası olarak görmüş ve bu parti ile yumuşama olmaz, görüşme yapmak AKP’ye zarar veriyor demişlerdi.
İnsan, politik tutum ve tercihlerinden önce bir halk sevgisini yüreğinde taşır.
Siyaset ve CHP taleplerinden bağımsız olarak bizzat 17 bin TL aylığa mahkûm edilmiş milyonlarca insanın nasıl olur da geçinebildiği sorusunu kendi vicdanına sorar, vicdanının isyanını duyar ve iktidarına seslenir.
Tabii siyaset vicdanını ezip yok etmediyse.
Belli ki iktidarda olmak, kalmak her şeydir. Halk ise ezilebilir, soyulabilir, açlığa mahkûm edilebilir, en eşitsiz koşullarda yaşatılabilir.
Bakıyorlar ki tüm yaptıklarımıza rağmen hâlâ bizi destekleyen ve ikinci parti olarak tutan önemli bir kitle var.
Evet, bu seçmen kitlesinin hâlâ nasıl iktidarın arkasında durduğu üzerine konuşuluyor. Yarınki yazımı da bunun üzerine kuracağım.
GÜNÜN SÖZÜ AYŞE ATEŞ'TEN
“Biliyoruz: Bugün susacak, duracak, yorulacak olursak hem çocuklar için hem de kadınlar için yarın güvenilir bir tek sokak kalmayacak. Dün Sinan’ı hedef alıp katleden ve sesi herkes tarafından duyulan namluya bugün takılmak istenen susturucu, yarın başka cinayetlerin namlularının ucuna takılacak. Bu yüzden birlik olmaya, bir arada kalmaya devam etmeli, karanlığın ürpertici siyahını ‘Adalet!’ nidalarıyla paramparça etmeliyiz. Bu mücadelede en çok kadınlardan korkuyorlar. Cinsiyetçi söylemleri, hakaretleri, tehditleri de bu sebeple.” (https://x. com/ayseatesaa/ status/1810047744691622069)
Toplumu, siyaset dahil, değiştirecek olan kadınlardır.
Mahkeme talimat kararını verecektir. Oradan hiçbir yargıcın “Bu davaya bakamam” diyerek çekileceğini düşünmeyin.
İktidarın zemininde kan var. AKP için en önemli olay budur.
“Davadan döneni, emirlere uymayanları vurun, dövün”, bu ortak, bütünlüğünü böyle tutuyor. Arkadaşlarımızı susturmak için de tehditler savuruyor adamları.
Peki Sinan Ateş’in ardından gözyaşı döken on binler nerede, ne yapıyorlar?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları