loading
close
SON DAKİKALAR

Bizde 70 sayfa, Amerika’da 800 sayfa: İş güvenliği

Orhan Bursalı
Tarih: 25.02.2024
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı; Düşünebiliyor musun? Devletin başka bir madeninde kaza oluyor, madenin ana hava sisteminin arızalandığı bilindiği halde, çalışmalar sürdürülebiliyor!

Mesaj attı, Çöpler Madeni üzerine yazdığım yazı üzerine konuşmak istiyordu. Sonunda WhatsApp üzerinden 1 saate yakın konuştuk. İsim yazma, dedi. 45 yıldır dışarıda, ağırlıklı ABD’de, madencilik üzerine önemli pozisyonlarda bulunmuş ve emekli olmuştu. Türkiye’de konuyu çok yakından izliyordu. Ve pek çok şey de biliyordu. Önce bazı düzeltmeler yaptı:

Anagold her şeyden önce tamamen Amerikan şirketiydi, Kanadalılıkla ilgisi yoktu.

BAŞKA YÖNTEM YOK

Altın, en gelişmiş ülkelerde bile sadece siyanür kullanılarak elde edilebiliyordu. Başka bir yöntemi yoktu. Güney Afrika gibi ender ülkelerde 3 bin metre derinliklerde “altın damarları” vardı ve buralarda damarlar kırılarak, patlatılarak altın çıkarılıyordu.

Yani siyanürün yerini alan başka bir yöntem yoktu.

Siyanürü Avrupa Birliği yasaklamamış, sadece üç ülke Macaristan, Çekya ve Almanya yasaklamış, Avrupa parlamentosunda tartışmalar yaşanmıştı.

Anagold’u bir Amerikalı jeolog kurmuştu. Çöpler bölgesindeki topraklarda altın varlığını keşfeden de oydu. Kendi döneminde işler gayet iyi gidiyordu. Fakat sonra işi devretti ve çekildi, sorunlar ondan sonra başladı...

Anagold’un milyarlarca dolar buradan kâr ettiği de yalan ve abartılıydı.

ŞİRKET TAMAMEN HATALI

Evet bu düzeltmelerden sonra olayın esasına girebiliriz.

Şirket liç dağının çökmesinde tamamen hatalı, dedi.

Radarla, altını alınmış toprakların yığılmasıyla oluşan liç dağında 1 santimlik kayma saptandıktan sonra, orada çalışmaların hemen ve derhal kesilmesi gerekirdi. Bu altın kuraldı. Acaba başka kayma var mı, kayma büyüdü mü gibi merak ve kontrol etmenin zerre bilimsel yanı yoktu. ABD’de 1 santimlik kaymanın görüldüğü madende çalışmalar kesilmiş ve üç gün içinde de kayma meydana gelmişti.

Çöpler Madeni’ndeki olayda suçlu tamamen şirket ve yöneticileriydi. Zaten daha önce de borular patlamış ve çalışmalara ara verilmişti. Bu durum, şirketin kötü yönetildiğinin delilleriydi. Kayma saptandıktan sonra hiçbir çalışan sahaya sürülemezdi. Dokuz can kaybı şirketin kötü yönetiminin kurbanıydı.

70 SAYFALIK İŞ GÜVENLİĞİ ZIRVALIĞI

Geldik iş kazalarına tabii ki. Dedi ki Türkiye’de madenlerde ve işyerlerinde büyük kazalar oluyor. Can ucuz. Bunun bir nedeni, Türkiye’de iş güvenliği ile ilgili alınacak önlemleri anlatan yasaların ve yönergelerin sıradan olmasından kaynaklanıyor. Hepsi topu topu 70 sayfa. ABD’de (ve gelişmiş ülkelerde) ise iş güvenliği ile ilgili uyulması gereken kuralların bütünü 800 sayfa tutar. Her şey çalışanların mümkün olduğunca can güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Güvenlikte açık görülürse hemen tamamlanır.

İşveren tüm bunlara uymak zorundadır. Uymadığının saptanması, şirkete çok pahalıya mal olur. Muazzam tazminatlar öder.

KAZA NASIL OLDU BİLE BİLİNMİYOR

Evet biz de ise Soma’da bir kazada 301 madencinin ölümüyle sonuçlanır.

Dedi ki: Soma kazasını inceledim. Bir şey söyleyeyim mi, Soma’da kazanın nasıl olduğu bile bilimsel olarak henüz ortaya çıkarılmış değil.

Düşünebiliyor musun? Devletin başka bir madeninde kaza oluyor, madenin ana hava sisteminin arızalandığı bilindiği halde, çalışmalar sürdürülebiliyor!

Yarın devam: Dananın kuyruğu devlet yönetiminde kopuyor: Uzmanı bile yok!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları