Çıkmazdan ‘acil çıkış’ devreye girdi
Orhan Bursalı; Tüm mesele, ceplerinde taşıdıkları yeni anayasa taslağını, referanduma götürmeden, Meclis’te 400 oyu bularak kabul ettirmek. DEM’i katarsak 15 kadar daha milletvekili arayışları başlamıştır.
İktidarın epey uzun süredir, belki yerel seçimlerdeki büyük yenilgisinden hemen sonra, 2028 cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimleri için dosyanın kapağını açtığını söyleyebiliriz.
Ve önlerindeki siyasal tablo, ekonomik krizin öyle kolay atlatılamayacağını, oylarının cumhurbaşkanı ile birlikte yüzde 30 ve altına düştüğünü, böyle giderse MHP desteğine rağmen seçimleri kazanmasının çok zor hatta belki de olanaksız olduğunu söylüyordu.
Koşulları, 2023 seçimlerinden çok daha ağırlaşmıştı, cumhurbaşkanı halk nezdinde çoğunluk tarafından başarısız bulunuyordu artık. Bir dönemin sonuna geliniyordu.
Bu nedenle siyasal tabloda keskin ve köklü bir değişiklik yapılması gerekiyordu.
Bu da Kürt kartıydı, Kürt seçmeni AKP ile ittifaka zorlanmalıydı, her zamanki gibi anahtar ve seçmen tablosunda radikal değişikliği adı İmralı idi.
ACİL ÇIKIŞ YOLU
Kürt kartı ve İmralı seçeneği her zaman ellerinin altında kapağı açılacak bir dosyaydı. Gerekli ve zorunlu zamanlar için “acil çıkış” yolu.
Özgür Özel’e göre İmralı ile görüşmeler bir yıldır sürüyordu. Bir istihbarata dayalı bilgi olduğunu varsayabiliriz. Varsayıma uygun ve denk düşüyor zaman.
İmralı ile devlet/ iktidar arasındaki görüşmelerin artık olgunlaştığında ise, iktidar ve ortağı harekete geçti.
Meclis açılışında Erdoğan, İsrail’in Türkiye’yi hedef aldığı iddiasıyla iç barış ile iç cepheyi sağlamlaştırmalıyız, dedi. Bir de ortalıkta aslında olmayan (değiştirilmeyen çok az maddesi kalan) 1982 Anayasası’nın miadını doldurduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Aynı gün, yani 1 Ekim’de DEM’in kapatılması gerektiğini son ana kadar savunan Bahçeli, DEM’lilerin elini sıktı ve bir bahar havası yaşandı.
BAHÇELİ’YE BAŞROL
Kürt kartı açılmıştı. Anayasa değişikliği isteği ve İmralı ile birlikte.
3 Ekim’de Erdoğan Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Tabii ki bir açıklama yapılmadı ama zaman kronolojisine baktığımızda 45 dakikalık görüşmenin ana konusu İmralı ve Kürt kartının açılımı üzerineydi ve Bahçeli başrolü üstlendi.
22 Ekim’de Bahçeli o ünlü konuşmasını yaptı ve Öcalan’a seslendi, PKK’yi kapat gel Meclis’te konuşma yap, umut hakkından yararlan.
Aslında Öcalan tüm bunları yapmaya hazırdı, Bahçeli, bilinen bir senaryoyu gündeme taşımıştı.
Hemen ertesi gün yıllardır tecritte olan Öcalan için yeğeni DEM milletvekili Ömer Öcalan’a İmralı ile görüşme izni verildi, hemen ertesi gün İmralı’ya gitti ve Öcalan’ın mesajını iletti: “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.”
Açıklamanın özünde PKK’yi kapatırım vardı.
Birileri Bahçeli’ye Nobel Barış ödülü verilsin diyor ya... Bence siyasi barış ödülünü verecekse İsveç, Öcalan’a verir!
15 milletvekili aranıyor
Cumhurbaşkanı ve Bahçeli’nin 2028’de iktidarda kalabilmeleri için DEM ve Kürt oylarına şiddetle ihtiyacı var.
Fakat önlerinde çözmeleri ve millete kabul ettirebilmeleri gereken yığınla sorun var.
Cumhurbaşkanı önceki gün nihayet Öcalan’ın çağrısına sahip çıktı ve karşı çıkanları neredeyse vatan hainliği ile suçlayacak raddeye geldi.
Söz konusu, yaşadığı sürece cumhurbaşkanlığı ise gerisi teferruattı.
Bir de tabii ki anayasa değişikliğini veya yeni bir anayasayı gündeme getirdi. En önemli güvencesi de şöyle oldu: Bizim ilk 4 madde ile sorunumuz yok.
PKK ve DEM’i memnun edecek bir çözüm bulurlar.
Tüm mesele, ceplerinde taşıdıkları yeni anayasa taslağını, referanduma götürmeden, Meclis’te 400 oyu bularak kabul ettirmek.
DEM’i katarsak 15 kadar daha milletvekili arayışları başlamıştır.
***
Burada hiç bakılmayan bir yön, PKK’nin ve Öcalan’ın silah bırakmayı hangi koşullarda kabul ettiğidir.
Büyük kazançları, yarınki konu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları