Orhan Bursalı; Mesela yerli bir işletim sisteminin yaratılması için çok önemli hızlı bir gelişme başlamışken siyasette bunun önemini kavrayacak ve destek verecek tek bir adam bile çıkmadı.
İsrail’in bugüne kadar görülmemiş bir yöntemle Hizbullah’ın yeni aldığı çağrı cihazlarını ve telsizlerini uzaktan kumanda ile patlatması savaşın hangi boyutlara taşındığının belgesi oldu. Önce cihazları patlatarak onları kullananları saf dışı bıraktı arkasından da uçaklarla Lübnan’ı bombaladı.
Adamlar gelecek planlaması konusunda hep bir adım önde.
Planlamaya bakın: Önce haberleşme için Hizbullah’ın “demode” çağrı cihazı ve telsiz kullandığını saptadı. İşin en kolayı.
Hizbullah’ın ihtiyaç duyduğu malzemeleri nereden aldığını takip etmesi zor değil.
Uzakdoğulu üreticinin Macaristan’da kurulan bir gölge şirketi devrede. Bakın ki bu şirket tamamen İsraillilerin, Mossad ajanlarının kontrolünde. Pusuya yatmışlar, Hizbullah’tan yeni sipariş bekliyorlar.
Ve planlama tıkır tıkır işliyor. Yeni model siparişler üzerinde hepsini birden patlatacak düzenlemeleri yapıyorlar.
Aceleleri yok. En iyi zamanda da hepsini patlatıyorlar. Bu bir daha kullanılamayacak tek atımlık bir silahtı. Ama mükemmel işlerine yaradı.
Evet vay be dedi herkes. Dijital-elektronik dünyanın sınırsız hayal gücüne hoş geldiniz! Bir parlak düşünceniz varsa, onu gerçekleştirmek için tüm olanaklara sahipsiniz. Patlayan çağrı cihaz ve telsizleri bunun örneğidir. Siyonistlerin sepetinde neler var başka bilmiyoruz.
Başkaları neler planlıyor bilmiyoruz.
İsrail, dijital teknolojileri salt kullanıcı değil aynı zamanda teknoloji üreticisi.
Hizbullah ise kullanıcı.
Siyonist katliamcılar salt bu açıdan da 1-0 önde.
Evet çağımızın en temel gerçeği budur. On yıllardır üzerinde durduğum, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji ve şimdi de Herkese Bilim Teknoloji’nin temel görevi durmadan bu gerçeği dile getirmektir.
Sevgili bilgemiz Doğan Kuban her zaman vurguladı, ya ileri teknolojide üretici olacaksın, ya da üretenlerin kölesi...
Bugün Kuban hocanın 3. ölüm yıldönümü. Onu HBT’de hep yaşatıyoruz, bu vesile ile de sevgiyle anıyoruz.
Türkiye gözünü açar mı bilmiyoruz.
Dijital dünya hızla başka yerlere koşuyor.
Hem yapay zekâ hem kuantum bilgisayarındaki baş döndürücü gelişmeler hem dijitalleşmenin tüm ülkelerin açtığı yeni kapılar, yüksek teknolojide yepyeni olanaklar, tüm bu gelişmelerin tam göbeğinde ve içinde olmayanları hızla saf dışı bırakmaktadır.
Türkiye evet savunma sanayisinde iyi bir şeyler yapıyor.
Mesele savunma sanayisinin çok ötesindedir.
Mesela yerli bir işletim sisteminin yaratılması için çok önemli hızlı bir gelişme başlamışken siyasette bunun önemini kavrayacak ve destek verecek tek bir adam bile çıkmadı.
Şimdi üçüncü dördüncü derecelerde işlerde Anadolu Parsı (Pardus) emekleyip duruyor.
Aselsan’ın cep telefonunu neden üretmekten vazgeçtiğini, dijital dünyadan habersizliğin ve öngörüsüzlüğün örneği olarak kaç kez yazdım. Şimdi İsrail’in cihazları patlatmasından sonra bazılarının gözleri açılmış gündeme getirmiş.
Ama Türkiye bilimsizliğin siyasi pençesi altında ve bir geleceği planlayacak bir kolektif beyin yokluğunda, gelecek olanı sadece seyrediyor.
Her şey olup bittikten sonra, o da...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
