İktidarın 2028 seçim programı belli, CHP ne yapacak
Orhan Bursalı; Bu bakımdan CHP doğru politikalar stratejiler ile halkın en geniş desteğini inşa etmeyi düşünmeli. Laf ile de peynir gemisi ne yazık ki yürümüyor.
İktidarın ana derdi CHP’li belediyeler. Belediyeleri kaybetmeleri yüreklerine midelerine ağır oturdu, hazmetmeleri görüldüğü kadar mümkün olmayacak. Verdikleri hizmetler, açtıkları yüzlerce kreş ile kadınların ve ailelerin hayatlarını düzeltmeleri, öğrencilere burs vermeleri, kent lokantaları, halk ekmekler, çocuklara süt, annelere para yardımı, askıda fatura uygulamaları, tarihsel sanat ve kültürleri yok olmaktan kurtarıp kente kazandırmaları ve halkın hizmetine sunmaları, deniz yollarını artırmaları (bunların çoğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi imzalı), kent kütüphaneleri, belediye imkânlarının hacı hoca ve ailenin dipsiz kuyularına gömülmesine son vermeleri... Sayın sayabileceğiniz kadar.
CHP bugüne kadar yaptıklarıyla halkın vicdanına ve ruhuna işliyor, belediyecilikleri ile iktidarın temellerine vuruyor.
3 YILLIK PROGRAMLARI BELLİ
AKP tabii öncelikle DEM Parti, arkasından CHP belediyelerini işlemez hale getirmek. İlgili ilgisiz CHP’li belediyelere ve başkanlarına soruşturmalar açmak, suçlamalar yapmak, iddianameler hazırlamak ve aylarca yıllarca sürecek davalar açmak. Beşiktaş belediye başkanına yapıldığı gibi. Ahmet Özer’e yapıldığı gibi.
Öyle görünüyor ki bu süreç yoğun sahte ve yanlış propaganda eşliğinde Türkiye çapında sürdürülecek.
Böylece ekonomik bataklık içinde çırpınan kamuoyu da bu karşı propaganda ile beyin yıkama süreçlerine, CHP’ye karşı bunların da onlardan farkı yok düşünce sapmalarına maruz bırakılacak.
HALKIN VİCDANI MI YOK
Bu iktidar salvoları gelip halkın vicdanına çarpıp yerle bir mi olur, yoksa kafa karışıklıklarına mı yol açar?
Aslında halkın vicdanının doğru işlediğine ilişkin geçmişin örnekleri AKP’nin de belleğinde.
En son 6 yıl önceki belediye seçimlerinde İmamoğlu’nu belediye başkanı yaptırmamak için elindeki yargı ve YSK süreçlerini kullanarak seçimleri yenilettiği ve bu kez 800 bin oy farkıyla bu politikalarını halkın yerle bir ettiğini biliyorlar.
Buna rağmen mesele halkın vicdanına gelip çatınca, sandıktan farklı sonuçlarla karşılaşmaya mahkûm görünüyorlar. Ama kibirleri, ben ikna ederim yüksek güvenleri epey delik almasına rağmen bundan vazgeçmiyorlar.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN DİĞER YÖNÜ
Dikkat edin, belediyelere karşı başlattıkları bu saldırılara eşlik eden diğer bir süreç var: Kürt meselesinin ikinci çözümü denemesi.
Bunu salt Meclis’te DEM’lilerin yeni anayasa değişikliklerinde desteklerini almak için bu defteri yeniden açmadılar.
Belediyelerle ilgili yönü de belki daha güçlü.
CHP’Yİ İTTİFAKSIZ BIRAKMAK
CHP ile DEM Parti arasında kent uzlaşısı programı geçen seçimde güçlü bir şekilde işledi. Önemli bir sinerji yaratıldı. Esenyurt ve başka belediyeler muhalefetin eline geçti.
Çözüm sürecinden AKP’nin en büyük beklentilerinden biri bu kent uzlaşısını bozmak olduğunu da düşünmeliyiz.
Muhalefeti ittifaksız, partileri müttefiksiz bırakmak ve belediyelerden bazılarını bu sayede geri almanın bir yolu.
HER ŞEYİ YENİDEN DÜŞÜNMEK
Tabii belediyeleri “silkeleyerek” parasız pulsuz bırakma politikasını da bu arada anımsatalım yeniden.
CHP’yi tek başına bırakmak için her şeyi yapabilecekler.
Bu bakımdan CHP doğru politikalar stratejiler ile halkın en geniş desteğini inşa etmeyi düşünmeli.
Laf ile de peynir gemisi ne yazık ki yürümüyor.
Yeni bir örgütlenme modeli de mesela ne olmalı?
Bir okur, kırmızı kartlı yürüyüşleri düşünüyor.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları