Kanserde devrimsel gelişmeler ama adaletsizlikler diz boyu
Orhan Bursalı; Fakat görüntünün arkasında, bu tür tedavilere ulaşamayan ve daha yıllarca ulaşamayacak olan milyarlarca insanın varlığı. Bırakın yeni yöntemleri, klasik tedavilerden bile uzaklar.
Her altı ölümden birinin nedeni, onlarca biçimi olan kanser. 2020’de kanserden 10 milyon insan ölmüş, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre. Şüphesiz bilim insanları tedavi için alın teri döküyor, pek çok kanser türünde sağkalım oranları artıyor, yeni ilaç kombinasyonları iyi sonuçlar veriyor, yeni moleküler teknikler geliştiriliyor, kanser ve çeşitli hastalıklara karşı bedenimizin en büyük zırhı-savaşçısı bağışıklık sistemini devreye sokacak teknikler gündemde...
Bütün bunlar iyi güzel, birazdan bahsedeceğiz ama yine DSÖ’ye göre, 2040’a kadar kanser hastalarının sayısı yüzde 55 artacak!
Sağlıksız çevre, kötü yanlış değersiz ve doğaldışı beslenme, her geçen gün artan kimyasallarla evde, işyerinde haşır neşir bir yaşam, kahrolası sigara, aşırı alkol, giderek artan neredeyse tam zaman popo üzerinde oturma rekorları, fiziksel aktivitesizliğin milyarları sarması, hava kirliliği... Sayın sayabildiğiniz kadar. Bunlara iş ve aile yaşamı içindeki ağır stres yüklü yaşam ve ilişkileri katın. Giderek artan geçim sıkıntısının katkısını serpin bunların üzerine... Tabii ki kanserler artacak!
MALİYETLER KORKUNÇ!
Evet açlıktan ölen yeterince ve gerektiği gibi beslenemeyen yüz milyonlarca insan var. Fakat 8 milyara ulaşan insan sayısına yönelik müthiş bir gıda üretimi de var. Bu üretimin ne kadar sağlıklı olduğu da ayrı bir tartışma...
Önümde kanser tedavisinin maliyetini araştıran bir rapor duruyor. İnanılmaz rakamlar. 204 ülkede 29 kanser türünün tedavisini dikkate alan rapora göre, 2020-2050 arasında küresel ekonomik maliyet 25.2 trilyon dolar! (İşgücü ve üretkenlik maliyeti dahil).
Dünyada tıp ve sağlığa yaklaşım, kanseri umutsuz vaka olarak sınıflandırabilir. Önleyici bir tıp ve hayat tarzına odaklanmayan ülke yönetimleri, sadece kanser değil, giderek çoğalan hastalıkların tedavi giderleri arasında çökmekte olan bir sistem yarattı.
Bu alanda temel konu şu: Yurttaşlarını işte, hayatta sağlıklı mı tutacaksın yoksa binlerce hastaneye mi tıkacaksın... Bu bir siyasi konu/ tercih her şeyden önce.
TEDAVİDE DEVRİMLER
Herkese Bilim Teknoloji dergisinde iki sayı (397 ve 398; www.herkesebilimteknoloji.com adresinden indirilebilir), başta kanser olmak üzere tıpta gözlenen ve yer yer uygulamaya konan çığır açıcı gelişmeler konu ediliyor ve tedavide devrimler yakın deniyor. Evet kanserli insan sayısı artıyor ama öte yandan iyileşen insan sayısı da. Bu kanser türleri kronik hastalık derekesine düşürülüyor.
Yenilik şurada: “Metastatik kanserli hastalar, tahmin edilenden çok daha uzun süre hayatta kalabiliyorlar. Bazıları yeni ilaçlarla tamamen iyileşiyor; gittikçe artan sayıda vakada, metastatik kanserli hastalar artık çok sayıda tedavi seçeneğine erişebiliyor. Kanserleri bir ilaca dirençli hale geldiğinde bir tedaviden diğerine atlayabiliyorlar.” Metastatik hastaların iyileşemeyeceği görüşünü yıkan gelişmeler var. Meme kanseri de bunlardan biri.
PANKREASTA 800 KLİNİK DENEY
Mesela pankreas kanserinin tedavisinde ilerleme neredeyse hiç kaydedilmedi ama “Sadece ABD’de pankreas kanserinin tedavisine yönelik 800’den fazla klinik deney devrede”. İki yeni kanser ilacı sınıfı, geleneksel kemoterapi veya radyasyonun yerini almaya aday, bunlar kanser hücrelerini ortadan kaldırmak için kişinin kendi bağışıklık sistemini kullanan modern immünoterapi ilaçları veya “antikor-ilaç konjugatları veya ADC’ler” adı verilen sınıf. Bunlar bazen güçlü kemoterapi ilaçları ile birlikte kullanılıyor. Mesane kanserine yönelik büyük bir başarıyı tıp dünyası tartışıyor ve alkışlıyor. Bunlar doğrudan kanseri hedef alıyor.
Daha çok gelişme var. HBT’yi izleyin...
Fakat görüntünün arkasında, bu tür tedavilere ulaşamayan ve daha yıllarca ulaşamayacak olan milyarlarca insanın varlığı. Bırakın yeni yöntemleri, klasik tedavilerden bile uzaklar.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları