loading
close
SON DAKİKALAR

Önümüzdeki 2 yılda daha neler yaşayacağız?

Orhan Bursalı
Tarih: 16.02.2025
Kaynak: Orhan Bursalı - Cumhuriyet

Orhan Bursalı;

TÜSİAD’ın toplantılarını ve açıklamalarını izlerim. 10 yıldan fazla zamandır, bu yıllık toplantılarındaki yüksek istişare meclisi ve TÜSİAD başkanlarının konuşmaları haklı eleştirel bir ton taşımaktadır. Dernek sitesinde bütün bu konuşmalar var. Bu son toplantıda bu tonun bir gömlek artırıldığını görüyoruz. Neden?

Çünkü ülkenin sorunları ağırlaşıyor, iktidar çözüm bulamıyor, üstüne üstlük son aylarda siyasi ve hukuki uygulamalarıyla giderek daha merkeziyetçi, daha tek adamcı, söz söyleme ve eleştiri yapma özgürlüklerini cezalandırma baskısı ile daha çok askıya alan, otoriter olmanın da ötesine doğru yol alan bir yeni karakter kazanıyor.

Medya üzerinde baskılar “Bak benim istediğim şekilde yayın yapacaksın yoksa RTÜK’ün en ağır cezalarını devreye sokarım” diyen bir kurum var karşımızda.

TOKTAŞ NİYE YATIYOR?

Suat Toktaş, Halk TV yayın yönetmeni, istenilen cezanın sıfır yaptırımı olmasına rağmen, hukuk ve yasalar çiğnenerek 20 güne yakın tutuklu. Hemen yargılansa verecekleri muhtemel ceza ertelenecek ve hayatını normal sürdürecek.

TÜSİAD’da kalalım, Türk Ceza Kanunu’nun “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama”, “silahlı örgüt”, “silah sağlama” başlıklı hükümleri veya Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun’un “terörizmin finansmanı suçu” başlıklı hükmünde düzenlenen suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe duyulması halinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) şirketlere el koyabilecek.

Kanıt gerekmiyor, şüphe duyulması yeterli. Bu tür maddelerin nasıl kötüye kullanılabileceğinin sayısız örneklerini var. Yargı devre dışı. İşveren dünyası bu maddeyi büyük bir siyasi tehdit olarak algılıyor ve başlarının üzerinde bir Demokles’in kılıcı sallanıyor.

Patronlar derneği bunu eleştirmesin mi?

MERHABA ZEKERİYA ÖZ OLAYI

Türkiye iktidarın bir zamanlar ortağı FETÖ’nün ali kıran baş kesen başsavcısının nasıl herkesi uyduruk bahane ve sahte belgelerle içeri tıktığını yaşadı. Şimdi ülkeyi benzer bir durumla karşı karşıya bırakan uygulamalara gidildiği görülüyor.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın tutuklanması, olağanüstü bir yeni siyasi duruma geçildiğinin belgesi gibi kabul ediliyor ve iş ve siyaset dünyası kişisel özgürlüklerinin yanı sıra, mal varlıklarının bile tehdit altına girdiğini görüyor.

Belediye başkanlarının görevden alınması, siyasi rakip İmamoğlu hakkında sudan nedenlerle açılan davalar, biri korku iklimi yaratmış durumda.

Devlet Denetleme Kurulu’na, devletle ilişkili tüm kurumların ve tabii ki belediyelerin sorumlularını yargıyı devre dışı bırakarak görevden alma yetkisi verilmesi de ülkenin bir hukuk devletinden uzaklaştığının kanıtları olarak görülüyor.

Ve iktidar suskun, tartışmayan, görüş belirtemeyen, eleştirmeyen, her kesimin iktidara biadını kabul eden bir toplum dayatıyor.

TÜSİAD’a açılan soruşturma da bunun bir örneği gibi.

BUNLARI HERKES SÖYLÜYOR

TÜSİAD YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras konuşmasında,

*Bolu Kartaltepe’deki yangın faciasına ve sorumluların hâlâ ortaya çıkartılmamasına itiraz ediyor. Bunu herkes söylüyor yazıp çiziyor.

*İliç’teki madende yaşanan toprak kaymasında, devletin denetlemekle sorumlu bürokratlarının hatalarının gündeme getirilmesi isteniyor.

*Aras diyor ki “Serbest piyasa koşulları işlemeli, ihalelerde ve kredilerde eşitlik ilkesi gözetilmelidir. Eğitim sistemini tarikatların etki alanının dışına taşımalıyız. Devletin bütçe disiplinine uyması, kamuda tasarrufu artırması gerekiyor. Politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor” diyor.

Bütün bunları muhalefetteki herkes demiyor mu?

HUKUK UÇURUMU

Yukarıdaki grafikte Türkiye’nin hukukta nasıl aşağı doğru büyük düşüşler yaşadığını görüyoruz. Grafiğin alt sırasındaki yıllar muhtemelen görülmeyecek ama başlangıç tarihi 1900. Sağ tarafta uçurumdan aşağı yuvarlanmanın tarihi ise 2008’de başlıyor. 2020- 2025 arası, dipte bir düzlemde seyrediyor hukukun üstünlüğü. Dipte çırpınıyoruz.

Ve bu durumda yeni yasalarla daha da dizginlenen bir toplumsal ve siyasi atmosferde seçime gidiyoruz.

Ve sus atarım içeri, el koyarım, kapatırım göz dağları.

Önümüzdeki 2.5 yılda bakalım neler yaşayacağız.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları