Sakat doğan aile hekimliği sistemi, iktidar dahil herkes kıskaç içinde
Orhan Bursalı; Devlet ve üniversite hastaneleri ve doktorları ve aile hekimleri tam bir kıskaç içinde. Aslında kıskaç içinde olan tam anlamıyla yarattıkları sistem ve kendi iktidarları aynı zamanda.
Sağlık Bakanlığı’nın aile hekimliğinin ücretlerinde yüzde 30 kesinti yapmak için yürürlüğe koyduğu ve büyük tepki toplayan yeni kararı üzerine tartışmanın boyutları sisteme yöneldi. Aslında tam da tartışmamız gereken budur.
Aile hekimliği Avrupa’da pek çok ülkede uygulanan iyi bir sistemdir. Hastaların gideceği yer hastane değil aile hekimidir. Oradan gerekirse hastaneye uzman hekimlere sevk yapılır.
Amaç hastanelerde yığılmaları önlemektir, “hasta”nın gerekli gereksiz hastanenin ve tabii ki uzman doktorlarının kapısını çalmasını önlemektir. Aile hekimine gider, hekim inceler, bakar, izler, tedaviler verir ama kendisini aşan ve hastanın gerçekten uzmanlara gitmesi gerektiğini gördüklerini havale eder.
Danimarka’da böyle.
SAKAT DOĞAN SİSTEM
Okurum Sıtkı Ergüney gönderdiği notta Hollanda’da da bu sistemin mükemmel işlediğini anlattı: “Türkiye’de kurulduğunda çok iyimser olmuş, böylece hastanelerdeki yükün büyük ölçüde azalacağını, uzman hekimlerin daha az sayıda hasta ile ilgilenerek hizmet kalitesinin iyileşeceğini ummuştum. ASM-aile hekimliği sisteminin amacı da bu zaten. Ama olmadı. Zira sistemin amacı, kuralları net olarak açıklanmadı, insanlar bilgilendirilmedi. Aile hekimleri giderek -ve maalesef- hastaların ‘istediği’ ilaçları reçete eden doktorlara dönüştüler.”
Kısmen veya epey doğru, ilaç yazma meselesi. Burada kronik olarak söz konusu ilaçlarını almak durumunda olan hastalığı belli ve aile doktorunun da izlediği hastalara ilaç yazması normal karşılanmalı.
Ama aile hekimliği sistemi sakat doğdu, tek ayaklı, eksik.
KASITLI OLARAK EKSİK
İktidar, hastalara hadi önce aile hekimine git, hastaneye değil, şartını koymadı. Herkesi serbest bıraktı. Bu durum hastaların daha iyi teşhis alacakları muayene olacakları hayali ile doğrudan hastanelerin yolunu tutmalarına neden oldu.
Aile hekimliğini güçlendirmek yerine, hastanelerde uzmanları bunaltarak iş yapamaz, araştırma yapamaz duruma getirdi. 5 dakikada hastaya bakılıyor, ihtiyacı var mı yok mu bilmeden onlara önce kan tahlili tomografi MR yazıyor. Müthiş bir yığılma olduğu için de bunları yaptırabilmesi için aylar süren randevularla geri dönüyor.
İKTİDAR KASITLI YARATTI
Evet, öyle çünkü politikası bak gördün mü benden önce kapısından içeri bile giremediğin ünlü hastaneler ve doktorlar artık senin efendin değil, son onların efendisisin, politikası, oy avcılığı. Millet bunu satın aldı, oy verdi ve vay hastamı iyileştirmedin diyen manyakların doktorlara saldırma dönemi başladı.
Oysa yapılması gereken aile hekimliği sistemini güçlendirmektir.
AİLE HEKİMLİĞİNİ GÜÇLENDİRİN
Aile hekimlerinin sürekli eğitimine özen göstermesi, oraları gerçekten bilgi değeri yüksek birimlere dönüştürmektir. Gerekirse sürekli olmasa bile gezen uzman, hekimlerin belirli zamanlarda aile hekimliğinde çalıştığı sistem yaratmaktır. Mesela Büyükada hastanesinde uzman hekimler, bağlı oldukları Kartal hastanesinden geçici olarak gelip giderler.
İktidar aile hekimliği kurumunu güçlendirmiyor. Onurlandırmıyor, hekim olarak değer vermiyor. Tersine elinde bir sopa, habire dürtüp duruyor, arada sırada da kafalarına indiriyor.
İktidar ve Sağlık Bakanlığı hem devlet ve üniversite hastanelerini ve hem de aile hekimliği kurumunu berbat etmek için çalışıyor adeta.
Devlet ve üniversite hastaneleri ve doktorları ve aile hekimleri tam bir kıskaç içinde. Aslında kıskaç içinde olan tam anlamıyla yarattıkları sistem ve kendi iktidarları aynı zamanda. Bu durumun ülkeye kötülüğünün başka ve ciddi yönlerini de var. Yazacağım.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları