Silkelemek milleti açlıkla terbiye etmenin diğer adı mı?

Orhan Bursalı; Aslında belediyeleri silkeleyin demek, halkı silkelemeye devamdır. Ne demek yani, biz onları 12 bin liraya, 17 bin liralara mahkûm ederken size de ne oluyor. Milleti açlıkla terbiye politikamızı bozuyorsunuz!

Cumhurbaşkanı 31 Mart’ta belediyeleri kaybetmiş olmayı bir türlü içine sindiremiyor. Hükümet görevlilerine, yönettiği devlete talimat veriyor, borcu olan CHP’li belediyeleri silkeleyin, diye.

Bir argo deyim, aynı zamanda.

Fakat düzgün anlamlarla da argo anlamlar eşdeğer neredeyse.

Mesela halı silkelemek, tozlarından arındırma işleri, balkondan silkelersiniz, bahçede sopayla döversiniz...

Belediyeleri silkelemek, söz konusu tabii ki öncelikle para ise ne var ne yok el koymak anlamına da gelir, alacaklarının topunu birden almak da.

Tabii, arka planda çağrıştırdığı başka bir siyasi emel yoksa: Yöneticileri de silkelemeye dahil ediyorsa, başka bir olayı daha eklemeliyiz.

ENAYİ KERİZLEMEK

Silkelemek, Allah Allah tam argo anlamında, soyup soğana çevirmek. Borsada mesela değersiz bir şirketin fiyatını yükseltip satın alınmasını sağlamak, sonra da birden hepsini satarak enayilerin parasını toparlamak. Aynı şeyi kulaktan kulağa sözde tüyolar vererek de yapıyorlar hem borsa hem at yarışlarında örneğin.

Enayi kerizlemek gibi bir şey.

Tabii ki cumhurbaşkanı bu argo anlamında bir şey demedi ama toplumda tamamen kerizlerin ceplerini boşaltmak olarak yerleşmiş bir deyimi, belediye borçlarını tahsil etme emirlerinde kullanmak, siyaset jargonuna sokmak, hiç mi hiç kabul edilebilecek bir şey değil.

Cumhurbaşkanıdır, der, yapar diye geçemeyiz de. En azından önem verdikleri itibar klişesinde hiç mi hiç yeri yoktur.

SİYASİ BEDELİ OLMAZ!

Silkelemenin bir siyasi bedeli de olur mu? Belediyeler karınca kararınca, iktidarın yarattığı büyük ekonomik krizin altında ezilen insanlara çok yönlü yardım çabası içinde. Başkanlar genellikle yüksek siyaset konuşuyor. Belediyeleri silkeleme talimatının ne anlama geldiğini mahalle mahalle anlatmaya başlarlarsa? Neyse cumhurbaşkanının onların bunu yapacaklarına inancı olmadığı için rahatça siyaset meydanında at koşturuyor.

ŞİRKETLER OH KEKA!

Mansur Başkan “Yahu SGK borçlarının yüzde 90’ı şirketlere, yüzde 10’u belediyelere ait” diyor.

Cumhurbaşkanının talimatı şirketlere yönelik değil.

Çünkü sistem şirket varlıklarını, karlılıklarını, büyümelerini ön planda tutuyor. İktidar şirketlerin iktidarı. AKP yöneticilerinin büyük çoğunluğunun da şirketi var, onarın da SGK borçları. Vergi verdikleri de yok. Yahu hiç olmazsa SGK borcunu öde! Adamların yüzü tencere karası.

Şimdi sürekli olarak devlet ve belediye ihalelerini verdikleri şirketleri ek olarak SGK borçlarıyla desteklerken şimdi verin lan SGK paralarını üstelik tüm yasal faizleriyle birlikte derse iktidar, çok ayıp, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu olur..

Bunun yerine fazla sıkışırlarsa, tüm faizleri silerler af ile ve gelir kalan borçları da uzun vadeli taksite bağlarlar, buna rağmen ödemeyeceklerini bile bile.

BAŞKA NE SİLKELENSİN?

Silkeleyin talimatının öbür yüzünde şu var: Milletin hayatlarını bir nebze bile olsa kolaylaştırmasınlar. Öğrencilere burs vermesinler. Çocuklara süt müt dağıtmasınlar. Annelerin yavrularına yuva açmasınlar. Kent lokantaları açmasınlar, 5-10 kuruşa çay kahve içilecek emekli lokalleri açma gibi işlere soyunmasınlar...

Aslında belediyeleri silkeleyin demek, halkı silkelemeye devamdır.

Ne demek yani, biz onları 12 bin liraya, 17 bin liralara mahkûm ederken size de ne oluyor.

Milleti açlıkla terbiye politikamızı bozuyorsunuz!