Soğan parti üzerine-2: Kimse istemez!
Orhan Bursalı; Her bir parti (soğan) katmanında toplumun hangi zümrelerinin olacağı konusunda istediği bir çalışma yapabilir. Bir düzen partisinin böyle yeniden bir yapılanmaya gitmesi gerçekten zor belki de imkânsızdır.
Soğan parti önerisi üzerine parti içinde bir tartışma olacağını sanmıyorum. Burada amaç, siyasi partinin dalga dalga toplum katmanlarını sarması, sürekli ve düzenli bir büyüme modeli oluşturması. Bir suya uzaktan bir taş atarsınız, dairesel dalgalar merkezden dışa doğru yayılır... Bunu toplumu dalga dalga kucaklama olarak değerlendirebilirsiniz.
Her bir parti (soğan) katmanında toplumun hangi zümrelerinin olacağı konusunda istediği bir çalışma yapabilir. Bir düzen partisinin böyle yeniden bir yapılanmaya gitmesi gerçekten zor belki de imkânsızdır. Çünkü bu katmanlar işlevsiz değil, partiyi etkileyecek işlevlere de sahip olabilirler. Bir yenilenme ve sürekli enerji, 40 yıl parti başında, kurullarında oturma hedefli politik zevatı rahatsız eder.
Meğer bazı şirket çalışmalarında da “Soğan Modeli” varmış (Onion Model). Bir teknoloji şirketinde çalışan dostum bilgilendirdi, bu model şirketin geleceğe yönelik öngörüleri için kullanılıyor. Neyse ayrıntıya girmemeyim, bizim derdimiz farklı.
ÜÇ OKUR TEPKİSİ
“Soğan parti” modeli ne kadar ilgi çekti bilemem, özellikle parti içindekiler dahil dışındakiler de “Bu da ne?” demiş olabilirler.
Ama bazılarından yanıt aldım. Mustafa Bey örneğin diyor ki: “Soğan” sözcüklerinizi dikkate alıp görüş bildirecek öngörülü, vizyonlu, ileri görüşlü CHP sorumluları var mı merak içindeyim. Andığınız gibi CHP sorumlularını, diğer meslek sahiplerini hep siyaset güttü, istisnalar olabilir.
Kendisine yanıtım hayır oldu.
Bir akademisyen: Bugün tam da uzun zamandır yakındığım bir konuda yazmışsınız. Ben de bir üniversitede öğretim üyesi olarak çalışıyorum. CHP’li değilim ama elbette CHP benim için de önemli. Ve buradaki il örgütü yaşadığım son 20 yıl boyunca sadece bir kez benimle ilişki kurdu. Kimi başkan seçip seçmeyecekleri vs. tabii ki kendi kararları, ancak bunca yıllık öğretim üyeliği deneyiminden sonra tabii ki benim de söyleyeceğim, katkıda bulunabileceğim çok şey olduğunu düşünüyorum. Akademiye, yerele, genele ilişkin... Ama sanki görünmez bir duvar var aramızda, iletişim kurmakta zorluk çekiyoruz. Bu durum tabii ki sadece CHP özelinde değil, diğer siyasi yapılar da hiç arayıp sormazlar. Elinize emeğinize sağlık, iyi çalışmalar diliyorum.
Bilim Kurulu çöpe: “Soğan parti” konulu yazınızı okudum. Çok önemli bir tespitte bulunmuşsunuz. Geçtiğimiz senenin sonuna kadar varlığını koruyan Çanakkale il başkanlığına bağlı Çanakkale Bilim Kurulu’nu kurmuştuk. O dönemin il başkanı Sn. Metin Ümit Ural’ın isteğiyle bir iki rapor ve pandemi döneminde bir sosyal sorumluluk projesi yazıp uygulamıştık. Ancak il yönetimi dahil CHP’li hiçbir siyasetçi bu kuruldan yararlanmadı ve bizi yok saydı. CHP’deki malum değişimden sonra da arayan soran olmadı. Biz de kendimizi feshettik. Kısacası, soğanı doğrayıp, yemeğe bile katmadılar. Doğrudan çöpe attılar.
Dinlediğim onlarca hikâye, partiye katkıda bulunmak isteyenlerin tüm girişimlerinin havada kaldığını anlatır.
Neden derseniz, çünkü partinin onları kucaklayıp işe yarar hale getireceği bir yapılanması yoktur. Ayrıca başka şeyler de vardır, ama esası budur.
Parti üyeliği pasiftir. Pasiflik yine partinin yapısından kaynaklanır.
Neyse bu konunun zamanı mı derseniz, size belediyeler ve adaylar üzerinde gevezelik mi yapsaydım, hoşunuza giderdi, derim.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları