Orhan Bursalı; Muhalefetin meşru zeminde hareket etmesi karşısında, iktidar belirli alanlarda kontrolü elinden kaçırdığını görmektedir.
-
Bir demet maydanozun bugün 20 TL, dereotunun 23 TL olduğunu;
-
İktidarın yıl boyunca tepkiye ve mücadeleye rağmen 6 milyon kişinin emekli maaşını 12 bin lirada tuttuğunu;
-
Yine asgari ücreti yıl boyunca 17 bin lirada tutmayı başardığını;
-
İki aydır asgari ücreti tespit ediyoruz boş laflarıyla, yok 23-25 yok yok 30 TL olacak gevezelikleriyle ve iki günde bir gazetelere uçurdukları kulis haberleriyle milleti oyaladığını; bak çalışıyoruz, ölme bekle yeni yıla az kaldı dedikodusunu millete yine Hazreti Eyüp sabrını önerdiklerini;
-
Yüzde 99’u ifade özgürlüğü kapsamına giren sözlere durmadan açılan binlerce davayı durmadan konuşturarak halkın çektiği eziyeti unutturmak yoluna gittiğini;
-
Hukuk ve tazminat davalarıyla, muhalefetin, yazarların, kanaat liderlerinin toplum öncülerinin, kısaca gerçekleri dile getirmelerini, iktidar yalanlarını ortaya çıkarma etkinliklerini önlemeye çalıştıklarını;
-
Geçen yıl çıkardıkları dezenformasyon yasasını da doğruları örtbas etme amacıyla kullandıklarını;
KREŞ DÜŞMANLIĞI
-
Kreşlere karşı açtıkları mücadele ve CHP’li belediyelerin yeni kreş açmalarını nasıl önleriz diye kafa patlamaları, talimatlar emirler yayımlamaları, iktidarlarının yerelde giderek kaybetmelerinin panik göstergeleri olduğunu ise saklayamıyorlar.
-
CHP’li belediyelerin kreş açma faaliyetlerini iki katına çıkarmalarından da korkuyorlar; uygulama kadınların büyük bir desteğini sağlıyor, işsizliğin azgın bir şekilde arttığı ve insanları açlığa mahkûm ettiği bugünkü koşullarda belediye ile halk arasında büyük bir toplumsal dayanışma yaratıyor, iktidarın söylemek isteyip de söyleyemediği budur.
-
Her açılan kreşin çocukları tarikatların ele geçirme olasılığını azaltması da kızgınlıklarının diğer bir nedeni.
PARA VAR AMA SİZE YOK, NEDENİ İSE...
-
İktidar işte para yok, emeklilere ve asgari ücrete yıl içinde zam yapamayız ekonomiye ağır bir yük oluşturur biçiminde yorumlanacak bahanelerinin ve belediyelerin halkla ekonomik dayanışmasına duydukları tepkinin arkasında, halkı yoksulluğa ve iktidarın üç kuruşuna mahkûm etme politikalarının delinmesine duydukları bir öfke olduğunu da belirtelim. Bu yoksullaştırarak yönetme anlayışı, halkın farkındalığı ve tepkisi sayesinde giderek iflas ediyor.
-
Etki ajanlığı yasasından asla vazgeçmeyecekler. Sözcüleri ne var bunda biz aslında dışarıdan akacak ve hükümete karşı kullanılacak paraları soruşturacağız yalanı ile aslında, 2028’e doğru süreçte toplumsal muhalefeti bu kez ajansınız gibi vatan haini suçlamalarıyla büyük bir toplumsal suskunluk yaratmayı amaçlıyorlar.
-
Etki yasası tasarılarına ve susturma politikalarına bel bağlamaları, toplumsal zeminlerini iyice kaybetme korkusunun dışa vurmasıdır.
-
Hiç anlamadığım konu, kadın dayanışması ve toplantılarını, en hafifinden İstanbul trafiğini felce uğrattığını ve büyük tepkilere yol açtığını görmelerine rağmen, neden ısrarla yasaklamaya gittikleridir. İktidar kadınların peşine düşeceğine kadın katillerinin peşine düşsün sesleri çevremde ayyuka çıkıyor.
MEŞRUİYET ÇİZGİSİ MESELESİ
-
Muhalefetin meşru zeminde hareket etmesi karşısında, iktidar belirli alanlarda kontrolü elinden kaçırdığını görmektedir.
-
Bu durum onları, zaten sık sık aştıkları, yasa ve anayasaya rağmen meşruiyet çizgisinden daha da uzaklaşmalarına neden olabilir.
-
Anayasa ve yasalar dışına açıkça çıkmak, ülke ve iktidar için en kötü şeylerden biri.