AKP-MHP’nin 2002’den bugüne yolculukları
Şükran Soner; Gülen cemaati olarak bilinen kadrolarla, Amerikalılara tezkere sözü verilmiş olarak yapılan ittifakın birlikteliğinde kurulduğu anımsanırsa, MHP’nin istifası ile gerçekleşen Ecevit hükümetinin dağılmasındaki bilinçli ya da bilinçsiz rolü yadsınabilir mi?
Balık hafızalı olmayı sevsek, seçsek de, unutulamayacak kadar yakın tarihli, birbirinden daha çarpıcı gelişmeleri ile, bilinçlerimize kazılı siyasal dönemeçlerin, birbirinden çarpıcı sahneleri ile dopdolu..
Ecevit’in, AP, MHP ortaklıklı koalisyon hükümeti, büyük depremin vurgununun ardından gelen artçı depremlerle de beslenmiş, katlanarak yansımış ekonomik vurgunun altından kalkamamış. Zaman dilimi olarak da 2000’li yıllar Amerika’nın Ortadoğu haritalarını yeniden değiştirme sevdasına kapıldığı süreçlerle, Irak’la başlayan bölge işgalleri projeleriyle çakışmış..
Açık ve net biçimde doğrudan Irak işgalinin kuzeyden de, Türkiye toprakları üzerinde Amerika’ya verilecek birden fazla yeni üsle de gerçekleştirilmesi üzerinden Ecevit’e de doğrudan yapılan öneriye, net ret yanıtı geldikten sonra, gerisi dedikodulu bilinen Ecevit’in ağır sağlık sorunları de eklemlenmiş. O tarihlerde ANAP’tan Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, 1970’li yıllardan gazetecilik üzerinden iletişim trafiğimiz geçerli olarak Ülkücü Gazeteciler Derneği Başkanı..
***
Yaşar Okuyan ANAP’tan Çalışma Bakanı, ancak gazetecilik bağları ile de, hem işçiler için gelecek iş güvencesi yasasının hem de gazetecilerin 212 olarak bilinen haklarının korunmasından sorumlu..
Bendeniz çok kısa süreli Türk-İş’e bağlı TGS’nin amatör sendika başkanı olarak, haberleşme, dayanışma içindeyiz. Ama yasa metninin ulaşmamasından şüphelendiğim için, yine o tarihlerde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan Orhan Erinç’le örgütsel dayanışma içinde, stratejik daha doğru olacağı için Bakan Yaşar Okuyan’ı cemiyetin İstanbul’daki merkezine davet ettik. Bir kez daha açık ve net olarak işçiler ve gazetecilerin haklarını koruyacak iş güvencesi yasasından söz eden bir basın açıklamasından sonra, elimize yine yasa metni tutuşturmadan ayrılırken, sözlü, özel bilgi için yolunu kestik..
O da sözlü elinde net bir metin olmadığını itiraf ederken, açıkça büyük basın patronları ile AKP’nin çiçeği burnunda, yargılandığı için Meclis’e girememiş başkanı Erdoğan arasında yapılmış destek ittifakının sırrını paylaştı. Seçim destekleme koşullu 212’nin kapsam dışı bırakılması anlaşmasına oturtulduğu için ne kendi başkanı ne de CHP içinden bile güçlü isimlerin imzalarının alınabilmesi söz konusuydu. MHP’nin adı bile gündem dışında kalmıştı. Çünkü AKP milletvekili kurucu kadrolarının açık söz alarak ve oylarını kullanırken; dönemin Milli Görüş hareketi ve partisinden kopuyor olarak işçilerin iş güvencesi yasasının bütününe karşı oy kullanmaları yetmezmiş gibi.. Koalisyon hükümetinin dağılması MHP’nin istifası ile gündeme gelecekti..
***
2002 AKP iktidarı oluşumunda, yine o tarihlerde Gülen cemaati olarak bilinen kadrolarla, Amerikalılara tezkere sözü verilmiş olarak yapılan ittifakın birlikteliğinde kurulduğu anımsanırsa, MHP’nin istifası ile gerçekleşen Ecevit hükümetinin dağılmasındaki bilinçli ya da bilinçsiz rolü yadsınabilir mi?
Bugüne hızlı geçişle, aslında Erdoğan liderliğinde Gülen cemaati ortaklığında geçilen başkanlık rejimi düzeninde, dünyada bir örneği daha olmayan umacı, bize özel model, istenirse partili kalabilecek iki şapkalı birden başkan modelinde yapılan referandum sonrası yıllara zıplamış olursak? 15 Temmuz FETÖ’cü darbenin apaçık Amerikancı ayağı, ağır darbe suçları bir yana. Ne kadarı ile haklı adil yargılama, sorgulama yapıldığı da öte yana.. Şimdilerde kutsal, bölünmez olduğu söylemlerinin altları ne kadar çizilirse çizilsin Cumhur İttifakı’nın MHP, AKP ayaklarında yaşanan gelişmeler ne yana?
Başkan Erdoğan hafta sonu açıklamalarında da, AKP içindeki yeni atadığı yönetici kadroların kimlik özelliklerinin Milli Görüş kökenlerine dayanmakta olduğunun altını çizerken, yandaş habercilik ve yorumlarda kendisinin de altını çizmekte olduğu gibi, Saadet, İYİ Parti’den kopuşlara eski parlak dönüşlere, kopmalarla sağlanabilecek ittifaklara, ruhalara çağrışımlar yapılıyorsa da.. Açlıkta sınır tanımıyan gerçeklerin tokatları her gün yüzlere çarparken, Cumhur İttifakı’nda son yolculuklar ne yana?..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları