Anne, babalar Saray’dan yaz saati istemekten vazgeçin
Şükran Soner; luslararası kirli çıkar ittifakları içinde düşünülmüş birbirinden kirli oyunlarla, uğradığımız kayıplara yeni bir yıla girerken sizce umutlu olabilir miyiz? Yoksa büyüklere pazarlanan ucuz masallarla uyutulmaya devam mı?
Ortadoğu’nun siyasal İslamcılarına yaranmak üzere, tek adam rejiminin siyaseten aldığı bir karar olduğunu en başından bilmiyor muyduk? Zengin Batı dünyasının ülkeleri, ekonomik katkılarının hesabını yaparak, geçmişte bizde de yapıldığı üzere, yaz saati uygulamasına gönüllü olurlarken, bizim de ilk uygulamaları gündeme geldiğinde yeterince etkili, caydırıcı karşı çıkışları yapmamış olmakla işlediğimiz toplumsal suçumuz ortada.
Yakın geçmişte çocuklarımızın uyurgezer hallerde, okullarına götürülmek zorunda kalmalarının birikimi, biraz da yeniden hak arama arayışlarında güç kazanmamızla bağlantılı olarak ses çıkarmaya başlamıştık ki... Saray rejiminin iktidar ittifakları içinde çuvallamalarının birikimi, paniği içinde, siyasetle uzaktan yakından ilişkisi olamayacak konularda bile ödün verirse hızla yuvarlanacağı korkuları paranoyaya dönüşüverdi. Her anlamda kazanımları olabilecek konularda bile, kendi takıntıları doğrultusunda ödün vermemek uğruna çırpınmaktan vazgeçemiyorlar.
Bu kışa, yeni ders yılına girilirken sanki kimi kapıları aralayabilecekleri gibisinden bir izlenim yaratmaları, valiliklere uygulama esneklikleri bırakmaları da havada kaldı. Size kışın en uzun, en karanlık gecesini geçtiğimiz pazar akşamı atlattığımızı anımsatmak isterim. Çocuklarımıza moral değerler ile acı çektiren, bize de ekonomik bedellerini ödemenin düştüğü bu aptal saptal uygulamanın en karanlık gecesini arkada bırakmanın tesellisi kaldı. Gelecek kışa, iflasa sürüklenmiş ülke ekonomisi adına da kaçınılmaz dönüşüm içinde daha kararlı, daha sıkı bir savaşım vermek zorunda olacağımız gerçeğini elbette unutmamak koşuluyla.
SURİYE DÜŞLERİ
Saray iktidarları ittifakının Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Devlet Bahçeli ikilisi, şimdi de Suriye’den Esad’ın gitmesinde sanki dişe dokunur bir işlevleri, katkıları olmuşçasına öncesinde bol bol havalarını attılar. Amerika’da Trump’ın yeniden seçilmesi ile ortada Ortadoğu üzerinden döndürülen dolaplarda, sanki Türkiye’nin çıkarları üzerinden olumlu gelişmelere kapı açılabilecek bir şeylerin olması söz konusu olabilecekmiş gibi de görünme çabasındalar. Gündüz gece ülke içi, ülkeler arası etkinlikler içinde, belirleyici roller söz konusuymuş gibi havalar yaratmanın koşturmacasında 24 saatimizin çoğunluğunu kapsıyor izlenimi veren etkinlikler içindeler.
2000’lerden günümüze, ülkemizin yaşayanlarının yüzde doksanları aşan kesimleri için günlük yaşamın sürdürülebilmesinde hep eksi olarak yaşanan geriye yuvarlanışımız yetmezmiş gibi. Suriye üzerinden balıklama sorunların içine bulaşmamız, üstlenilen dünyanın hiçbir ülkesinin üstlenmesinin söz konusu olmadığı bedeller yetmezmiş gibi şimdilerde Suriye halklarının kayıpları, ödedikleri bedeller karşılığında bize düşebilecek ganimetler havası ponpalanmaya çalışılıyor.
Basılan havaya bakılırsa dünyanın en uyanık, en gaddar, en sömürgeci merkezleri, bizim sırtlandığımız, ödediğimiz ağır bedellerin karşılığı olarak vicdanlarını harekete geçirmişler. Bizimkilerin deyimi ile “imana gelip” yılların birbirinden ağır kayıplarının bir bölümünü olsun geri alabileceğimiz çözüm önerileri içinde Türkiye’yi kollama çareleri üretmeye niyetlenmişler. Saray iktidar ittifakından, içeride ve dışarıda yapılan görüşmeler üzerinden, kamuoylarına yansıtılmasına çalışılan içeriklere göre yılların ağır kayıpları ile ortaya çıkmış ağır yaraların birazının olsun sarılabilmesi gündemde.
Uluslararası kirli çıkar ittifakları içinde düşünülmüş birbirinden kirli oyunlarla, uğradığımız kayıplara yeni bir yıla girerken sizce umutlu olabilir miyiz? Yoksa büyüklere pazarlanan ucuz masallarla uyutulmaya devam mı?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları