Av. Celal Ülgen’le ‘Hak Hukuk savaşımına nokta konulabilir mi?’
Şükran Soner; Cumhuriyet değerleri, kazanımlarının altı kalın kalın çiziliyor olarak, Hak hukuk arayışlarının değişemez kurallar içindeki örgütlenmelerinin vazgeçilemezlerini sıralıyor.
Cumhuriyet TV YouTube’da yayımlanan üç kuşak tanıklıklarında, ilkesel olarak aynı konukla yeniden söyleşi yapmamayı yeğlerim. 2002 sonrasının hak hukuk gasplarında yaşanmış en yoğun yargılamaların öne çıkmış savunma avukatı Celal Ülgen’le yaptığım, çok çarpıcı hukuk katliamlarının belgeleri ile donanımlı, 29 Temmuz 1923 tarihli söyleşimizi yeniden izlemenizi öncelikle bir kez daha izlemenizi öneririm.
Yaşamın her alanına dönük patlamaların yaşanmakta olduğu günümüz gerçekleri karşısında Av. Celal Ülgen ile bir kez daha buluşma gereğini duyduğumda aradaki geçmiş kısa süreç içinde her alana dönük işlenen suçlarda patlama yaşadığımızın da ayrımındaydım. Ergenekon, Balyoz... Üst üste gelmiş akıl almaz sahte senaryolu davaların sonuç olarak hukuksuzluklarının kanıtlanması sonrasında, yürünmesinde geri dönüşü düşünülemeyecek hak aramalarının rotası şaşmazdı.
Ülgen’in altını çizdiği çarpıcı gerçeklikte, yaratılmış ürkütücü suç senaryolarının, toplumumuzun çok önde örgütlerinde yarattığı ağır yaralar, can kayıpları içinde çok ağır bedellerin ödetilmesine karşın sonuçta çok kirli, çok ağır haksızlık hukuksuzluklar, sahteliklerin belirlendiği uydurulmuş senaryolar göçmüştü. Kirli çamaşırların ortalığa saçılması ile güçlü hak arama direnişleriyle kirliliklere toplumsal tepkinin, kamuoyunun genelinde ortalama dörte üçlere varan mağdurların yanında saf tutmasını getirmişti.
Hak hukuk arayışlarının gerçekleri değişmeyeceğine göre de, Ülgen’in değerlendirmelerinde, yapılacaklara, geleceğe ilişkin olumlu bir tablo söz konusuydu. Sözün özü bu kadar az bir zaman süreci sonrasında nasıl olup da çok daha ağır boyutları ile yaşamın her alanında hak hukuk ihlalleri ile yüzleşmek zorunda kalmıştık?
***
Bu akşam yayına girecek yeni sorgulamanın sonuçlarının, kestirmeden yakın tarihli bir önceki söyleşi sonrası acil yaşama sokulması gerekli, toplumsal hak arayış yollarında henüz anlamlı ciddi adımların atılmasında ne kadar uzakta kalındığının gerçekleri dikkat çekici. Dürüst yaklaşımla, böylesine kısacık bir zaman dilimi içinde bile, Saray erkinin haksızlık, hukuksuzluklar üzerinde yarattığı çarpıcı düzenin sonuçlarında pıtrak gibi yeni patlamalarla yüzleşmişiz.
Olumlu olumsuz iki yanlı gelişmelerdeki akışlar hızlanmış. Toplumun çoğunluğu için yaşam yaşanamaz boyutlarda karabasana dönüşüyorken, çaresizliğin bireyler ötesinde toplumu ortak çıkışlara doğru yönlendirmiş. Doğaçlama eylemcilik ittifakları güçleniyor. Yerel seçim sonuçları ile ortaya çıkan tablo yeniden umutları besliyor. Ancak Av. Celal Ülgen yaşanmışlıkların deneyimleri ile hak arama yolunda acil çözümler üretilmek üzere, olmazsa olmaz yapılacaklar, önceliklerin öneminin bir kez daha altını çiziyor.
Önceliği başarıya ilişkin özgüven eksikliklerine veriyor. Hızlı bir geçişle Cumhuriyet yıllarının zorlukları, yoksullukları, yoksunlukları içinde başarılanlara geçiş yapıyor. Birdenbire örneğin bize unutturulmaya çalışılan Köy Enstitülerinin, gelişmiş pek çok demokrasi modellerinde nasıl ayrıntılı incelenip, içerikleriyle yaşama geçirildiğinin altını çiziyor. Cumhuriyet değerleri, kazanımlarının altı kalın kalın çiziliyor olarak, Hak hukuk arayışlarının değişemez kurallar içindeki örgütlenmelerinin vazgeçilemezlerini sıralıyor.
Az zamanda çok zorlu durumlardan çıkılabilirliğinin bir başkaca yolunun olmadığının da kalın kalın altı çiziliyor...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları