Meclis seçimlere kadar tatile sokuldu ya.. Seçilişi, açılışından bu yana Cumhur İttifakı oylarıyla, ortak Meclis iradesi, komisyon çalışmaları içinde dişimizi kıracak bir tek yasa bile geçirilmedi ya.. Açık ya da kapalı olması halleri arasında bir fark yoktu ki...
Gerçeğinde Saray’ın kanun gücünde kararnamelerinin onaylanması, yasaya dönüştürülmesi şeklen zorunlu haller için, talimatlı, ittifakın oylarının yeterli olacağı formüller üretilmiş olarak çalıştırılmasında, meraklıları için ilginç görsellikte sahneler de yaşanmadı değil..
Muhalefet partilerinin milletvekilleri, kendi seçmenlerine, meraklılarına dönük olsun, bu sahnelerin görselleşmesi uğruna derslerine bayağı çalışmışlardı doğrusu. Zekâ cimnastiği boyutunda taktikler geliştirmiş olarak, asla hayır denemeyecek konulara dönük, ortak komisyonları çalıştırma çabalarının üzerine, katılımcı önergelerle ikili ittifakın komisyon kararlarının içine sızmaya çalıştılar. Hiç şaşma olmadı, ikili komisyon kararlarının noktası, virgülüne dokundurulmadı.
Atanmış bakanların kendi görev, sorumluluk alanlarına, kamuoyuna dönük sorumlulukları, Saray’dan biçilen rolleri ile bağlantılı çok da anlamlı, önemli çelişkili duruşlar sergilendi. Akla kara çelişkileri, çatışmalarında, zorunlu rakip ittifakı sarsma adına, Gazi Meclis, Atatürk hayranlığı söylemlerinde, Kemalist CHP’lilerle yarışan, yeri geldikçe Ecevit, en soldan simge yazarlar, şairleri kutsarcasına söylemleri oyun bile olsa ilginç kaçıyordu.
Yine de Meclis’in açık kalması, farklı renkler ve tonlarda muhalefet cephesi sözcülerinin ülkenin gerçek gündemi, sorunlarını sergileyen çıkışlarının bir biçimde kamuoyuna yansıyabilmesine nokta konulması gereksinimi ağır bastı. Sanki yerel seçim kampanyasının Başkan ve askerleri tadında yürütülmesi söz konusu değilmiş gibi, yerel seçim çalışmaları adına Meclis hızla tatile girdi.
***
Sözün özü 24 saatlik canlı yayınlarda günde ortalama birden fazla ilde konuşma seferberliğinin üzerine, sıralamalı yaratılmış gündemler üzerinden toplantıların Saray ya da başka güvenlikli mekânlarda düzenlenmesi, kanalların yine sıralamayla, güvenilir marka gazeteciler üzerinden hazırlanmış programları, soruları üzerinden uzun oturumlar.. Günde kaç saat Başkan Erdoğan’ı dinlediğimizin hesabını yapabilir misiniz?
Dünkü Tokat, Yozgat mitinglerini de içerik olarak eşleşmiş vurgulamalarıyla dikkatle izledim. Aynı çerçevede, aynı saldırgan öncelikli vurgulamalarda, illerin özelinden sayılan yatırımların isimlerinin ötesinde değişen bir şey yoksa da seslenilen, destek sloganların atılmasıyla biat ettirilmeleri istenen seçmen adayları değişmiş oluyor. Artısı, yerel seçimler için atanmış adayların kendileri, adlarının geçirilmesi, tanıtılmalarına dahi zaman kalmasa da, onlar adına istenen oylar için, inanç, beka sorunu üzerinden kurulacak bağın iman tazelenmesi gibi bir tablo yaratılıyor.
Mitinglere katılım için yapılan örgütlenmelerin içeriğine dönük bugüne kadar hiçbir gazetecilik sorgulamasına tanıklık edemedim. Geçmişten bildiğim denetim ağlarında çok da bir değişim olduğu izlenimim de yok.. Yine de seslenişlerde giderek değişen söylemlerin satır aralarına, eksen kaymalarına baktığımızda, sorunlar yumağının sıkışıklığı ile sertleşen söylemler dikkat çekiyor. Paylaşılan çıkarlar denizinin tükenmişliği, saadet zincirinin rant düzenine oturtulmuş ekonomik kurallarının bildik tıkanmışlığında, seçmen sadakatinden duyulan kaygıların altını çizen çıkışlar, uyarılarda eleştiri dozu da yükseliyor.. Seçime ay değil, gün sayma noktasında, Başkan ve askerlerine, YSK, kamu, medya gücü ellerinde, yetişmiyorken, yeni doping kaynağı ne olabilir ki?..