Bir deneme bir yanılma
Şükran Soner; Sözün özü, çağımızın yaşamsal sorunu, ister parlamenter isterse başkanlık rejimleri çatıları altında yaşanan insan hakları, uygarlık yürüyüşü, çağdaşlaşmayla çelişkili yönetimlerde otoriterleşme eğilimlerinin sorunları kavramı hafif kalıyor.
Doğrusu 2002’den günümüze iktidarlarının icraatlarının çok değişken ittifaklarının, dahası yönetim rejimlerinin bütünlüğü içinde, değişmeyen icraat üsluplarının iki rengi var.. Geçerli anayasal, yasal hukuk düzenlerine uysa da uymasa da, fiilen ele geçirilen kamu erkleri eliyle otoriterleşmenin sınır tanımaz tırmanışı.. İster parlamenter rejim modeli çatısı altında referandum öncesi, isterse başkanlık rejimine hukuken geçiş yapılmış dünyada bir örneği daha görülmemiş modelin uygulanması süreçlerinde..
Kamu gücünün yine dünyada, rejimin göreceli demokrasi olarak işlediği ülkelerde bir benzer uygulaması daha söz konusu olamayacak boyutlarda partizanca ele geçirilmiş olması sayesinde; elbette hem parlamenter rejimin, hem de başkanlık rejimlerinin olmazları güçler ayrılığı ilkelerinin ayaklar altına alınması sayesinde, “Ben yaptım oldu” sloganıyla uyumlu dayatmalar çerçevesindedir..
Sözün özü, çağımızın yaşamsal sorunu, ister parlamenter isterse başkanlık rejimleri çatıları altında yaşanan insan hakları, uygarlık yürüyüşü, çağdaşlaşmayla çelişkili yönetimlerde otoriterleşme eğilimlerinin sorunları kavramı hafif kalıyor. Bizde yaşananların, halkımıza yaşatılanların çerçeveleri, çok övünülen ekonomik büyüklük, süper projeler ile yüzde yüz çelişiyor.. Şimdilerde kalıcı kesinleşmiş gibi görülen sayılarıyla 83 milyondan 85 milyona doğru tırmanan insanların, çok ama çok büyük çoğunluğu için yaşamın en diplere çekildiği, en tepelerde vurguncular, yağmacıların, üretime gerçekten katkıda bulunanlar da dışlanmış olarak, haksız, hukuksuz paylar aldıkları bir düzenin çarpık, can yakan sonuçlarıyla yüzleşiliyoruz..
***
Sevgili Öztin Akgüç Hocamız, çarşamba günü yayımlanan gazetemizdeki köşesinde, “İktisat, akılcı davranmak, sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanarak toplumun gereksinmelerini karşılama bilimidir..” saptamasıyla söze girmiş. Kişiliğine özgü yumuşak üslubu, tatlı diliyle, sol pencereden bakışını da bir yana bırakarak iktidarları icraatlarının bütünlüğünde, kapitalist mantık içinde pazarlanmış büyüme, süper proje icraatları ile ülkemiz, halkımız için gelinen, yaşamları karabasana çeviren sonuçları, iktisadın “olmayana ergi yöntemiyle” değerlendirmiş..
“Bir deneme, bir yanılma” başlığında esin kaynağım, son günlerin ancak “kâbus”, “karabasan”, “Allah beterinden korusun”, “rahmet olsun”.. sözleriyle girişi yapılmak zorunda kalınan felaketlerinin, birbirinden acılı gerçekleri, can, mal kayıplarımızın yaşananları üzerinden..
Van’da bir gün sonra, beş ölümden sonra çığ altında kalmış 2 kişinin kurtarılması çalışmaları yapılırken, çoğunluk kurtarma çalışmalarında çırpınanlardan ölenlerin sayısı dün bu yazının yazılış saatine kadar 41’e çıkmıştı. 2. dünya çapında yüz kızartıcı sonuçlarıyla çığ felaketinin kurtarma çalışmaları görüntüleri eşliğinde söz alan uzman bilim insanlarının haykırışları daha da yüz kızartıcıydı.. “Depremde ne kadar başarılıysak, ne kadar yüz kızartıcı gerçeklerle yüzleşiyorsak, çığ felaketlerinde de aynı acıklı gerçeklerle yüz yüzeyiz.. Elazığ depreminin şiddeti, yıkım sonuçlarının vahim boyutları, İstanbul başta yaklaşan tüm fay hatları üzerlerindeki deprem karabasanı, hazırlıklı olamama suçları.. Çığ felaketi tablosunda ağaçlandırma yapılmış.. Hiç değilse bir öncekinin üzerinden ikincisinde daha şiddetli olacağı gerçeği de içinde, kurtarıcıların, görevlilerin yerlerini gösterecek sinyalleri verecek araçları, çığ felaketini katlayacak ağırlık, yığılma, teknolojik cehalet yaşanmasaydı.. ”
Üç ölüyle kalınmasına sevinmek zorunda olduğumuz, 4 parçaya bölünmüş uçak kazasından sonra dün Meclis oturumlarında dile getirilen gerçeklerden acıklı birkaç cümle.. Sayıştay raporuna göre, ilk 2017’de bitmiş olması gereken, ikinci uzatmada da 7 ay önce en son faaliyete geçirilmesi beklenen, halen ne zaman biteceği belirsiz 2. daha uzun pistin ortalıkta olmadığı anımsatılıyor. Bakımı bile yapılamadan yorgun pist kazası gerçeği, henüz yüzleşilememiş birçok acı gerçekle birleştiğinde.. İstanbul’un üç havaalanı üzerinden ortaya çıkan çarpıklıklar, yamukluklar karşısında utanması gerekenler.. Utanmadan ölülerin acıları üzerinden açıklamalarında da “bir deneme, bir yanılma” icraatlarından geri dönmeme siyasal çıkışlarında diretiyorlar.. 19 aylık Meclis çalışmaları kapsamında, tak-şak oylamalarıyla dahi geçirilmiş yasa maddesi sayısı 1046 iken, Başkan, Tekadam rejimi tarafından yayımlanmış kararnamelerin içinden 2 bin 64 madde çıkmış.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları