Bir sel, bir terörün can aldığı haberler..
Şükran Soner: Kuşkusuz bizden ırak gibi gelen, dünyanın başka bölgelerinden her haftaya başkaları düşecek boyutlardaki, sayısız en alttakilerin, en çaresizlerin kanlı sonuçları ile yaşanan patlamalarının payları yadsınamaz.
Sel haberleri yorumsuz, sanki hiç suçumuz, sorumluluğumuz yokmuş gibi gerçekliğe, sorumluluklarımıza ilişkin yaralarımıza parmak basılmamaya özenilerek, sonuç trajik görüntüler eşliğinde veriliyor.
Terör haberlerinde haklı öfkemize, mezhebimize göre yorum yapılabilecek pek çok nedenler, sorumlular sıralanabiliyor. Güncelinde en çok ortak paylaşıma açık olanları, Amerikan kaynaklı siyaset oyunları üzerinden yalan senaryoların açığa çıkarılanları.. Uluslararası ortak habercilik yazılımları çoğunlukla değişmemiş olarak, yine mezhebine göre değerlendirmeler, önceliklere dönük yorumlar, kanıtlar, sonuç çıkarımları ile zenginleştiriliyor.
Sonuç olarak dünün tarihi ile, “Barış Pınarı bölgesindeki IŞİD’liler ve ÖSO’cuların geleceğine ilişkin onlarca soruya yanıt arama..” noktasındaydık.
“Trump’ın Erdoğan’a gönderdiği mektup çöpe atılarak örtülebilir mi” sorusuna eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk’un “örtemezsiniz” yanıtını, dünkü Cumhuriyet’in iç içe alınmış ortak manşetinden okuyabilirsiniz.
Amerika’nın, Rusya’nın Suriye siyasetlerinde, Türkiye odaklı yaklaşımları satır aralarında, birbirinden kirli bilgiler içinde okuma çabasında, hangilerinin biraz daha gerçekçi bilgiler, hangilerinin ön önlem almaya dönük spekülasyonlar içerikleriyle ağır bastıklarını anlamada, uzman yorumcuların altını çizdiklerini okumaya çalıştıkça, birkaç gün içinde yaşanacak sıcak gelişmelerin, görüşmelerin sonuçları üzerinden sonuç almada bir yanımız ile aydınlanırken, bir yanımızla hele de uzun dönemlere dönük olarak kaygılarımız, sorgulamalarımız daha da çoğalıyor..
***
Kuşkusuz bizden ırak gibi gelen, dünyanın başka bölgelerinden her haftaya başkaları düşecek boyutlardaki, sayısız en alttakilerin, en çaresizlerin kanlı sonuçları ile yaşanan patlamalarının payları yadsınamaz. Geçen hafta sonunun en boyutlusu, Şili’de tankların sokağa inmesini getiren kanlı çatışmaların, başkaldırının haberleri değil mi?
Tamam yaşımızla doğru orantılı tanıklıklarımız, anılarımızda Şili’nin geçmişinden çok anlamlıları hâlâ taptaze.. Türkçesini bile yıllarla, onurla seslendirip durduk.. “Şili’de bugün halk savaşıyor, emperyalizme ve faşizme karşı.. Veneseremoz..” Sonrası yakın yıllarda bizim sağcı simge siyasal liderlerimizin Allende’nin direnişi ile eğlenmelerine de tanıklıklarımızı unutamadık.
Bizler hâlâ, emperyal çıkar savaşlarının, silahlanmalarının şiddet dengelerinde, emperyal çıkarlar adına, en çok da en kirlisi silahlı güç, ticaretlerinin saltanatları uğruna, yoksul bölge ülkelerinin halklarının birbirlerine kırdırılmaları tuzaklarında hâlâ bir arpa boyu yol alamamış, dersler çıkaramamış olabilir miyiz?
Türkiye’ye dönük emperyal terör tuzakları oyunlarına tanıklıklarından ders çıkarma çabalarımız ne kadarı ile içtenlikli, gerçekçi? Hangi boyutları ile, ne yazık ki günü kurtarmada, kör inançlarımızın sömürülmesinde, sınır tanımaz, sonuna kadar art niyetli siyasal yürüyüşün, tuzakları odaklı?
Haydi Türkiye’nin üzerinde böylesine ağır boyutlarda emperyal çıkarlar paylaşım savaşlarının tuzakları gündemde iken, çevre kirliliğinde işlenmiş suçlarımızın sorgulamasını yapabilecek noktada, koşullarda olamadığımızın savunmasında, sel sonuçlarının nedenleri üzerinden hesaplaşmalarımızı ertelemek noktasında olduğumuz mazeretine sığınalım diyelim..
5.8’lik bir deprem üzerinden İstanbul ağırlıklı yaşanan ürkütücü yıkımın sonuçları üzerinden yaşadıklarımıza da bakmayacak mıyız? Gözümüzün içine bakıla bakıla belediye seçimlerinin intikamını alabilme uğruna, Haydarpaşa, Sirkeci garlarının belediyenin elinden alınması adına oynanabilen kirlinin kirlisi oyuna susacak mıyız? Cerrahpaşa, Çapa, Diş Hekimliği başta İstanbul’un en gözde üniversitelerinin en kirlisinden kent merkezi rantı adına dağıtılmalarına seyirci kalacak mıyız?
Yoksullaşma, yoksunlaşmada, ekonomik krizin, vergi yüklerinin, zamların ağır mağduru, çaresizleşen orta sınıflar, küçücük, uzaktan gelen bu depremin ağır hasarları, çatlaklarının tehdidi altında, en ucuzundan binalarını biraz daha güvenceye alabilecek temel ve yalıtım onarımlarını yapamadan, çatlakların gün gün büyümesinin can korkusu ile nasıl yaşayacaklar?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları