Çağın diktatörlerinin sınır tanımayan suç ortaklıkları

Şükran Soner; Ülkemizde, Ortadoğu’da zıddına gelişmeleri yaşatıp ayakta tutabilmek de içten gelişen çelişkilerin dinamiğinde, depremlerin etkisine benzer sonuçları hızlandırıyor.

Yakın günlerin sabahlarına, Hamas üzerinden çoluk çocuk kitlesel sivil katliamlarının yeni haberleriyle uyanıyoruz. İsrail’in cinayet suçlarının arkasındaki en büyük emperyal güç Amerika kimi zaman eleştiriyor, karşı çıkıyor gibi yapıp arka kapılardan önünü açıyor olmada başrolde, karmaşık kamuoylarını aldatmacalar, güdülemeler üzerinden uzmanlaşmış bizimkiler de içlerinde, diktatörlüklerin kıvrak oyunlarında sınır, dur durak yok...

Aynı günün aynı haber kanalları içinde verilen birbirinin zıddı gibi gelen haberlerin içerikleriyle, çizilen tablolarla, gözlerimizin önüne perde, kulaklarımıza tıkaç takılmış gibisinden, gerçekler üzerinden algılamalarda, aynı değerleri savunduklarının düşünenlerin savrulmaları yaşanıyor. Geçen yılın ağırlıklı gündeminde öne çıkan Ukranya’da ağırlıklı yaşanan sıcak savaşın odağında da benzer savrulmaları yaşamamış mıydık?

En ağır boyutları ile suçsuz günahsızların, hedef tahtasında oturtulup katledilmelerinin görüntüleriyle, çarpıcı verileriyle, çağın iletişimdeki gücüyle anında dünyaya ulaşıyor olmasına karşın çağın diktatörlerinin sınır tanımayan suç ortaklıklarında, sonuç olarak dünya çapında çıkış yolu yaşanamamasından güç alan, insan haklarından yana giderek güçlenen toplumsal tepkilerin gücü yok edilemese de zayıflatılmış oluyor.

***

Trajik olanı, gerçekten dünya ölçeğinde, “Yetti gayrı” boyutunda karşı duruşlar, başkaldırılar, sivil diktatörlüklerin acımasızlıklarındaki tırmanışlarla yarışır ölçeklerde tırmanışta, güçlenmişken, insanlık adına terazinin dengelenmesinde henüz somut adımların atılamamış olması gündemimizde. Demem o ki bir Vietnam sendormu sonrası Amerika’nın hizaya getirildiği günleri göremiyoruz. Ortadoğu’da bizimkilerin yüzkızartıcı ikiyüzlülükleri, oyunlarında, insanlıktan yana düzeltmelerin yaşanacağının ışığı, Aydınlanmasının karşılığı olabilecek anlamlı adımların sesleri çok cılız geliyor.

İnsanca yaşam hakları için ülkemiz de içinde, yaşam savaşımında dip dalgalarını geliştirmede öncü ittifakların başarıları, hızlı iletişim çağında elbette alan sınırları içinde olmaksızın, dünyanın bir ucundan diğer ucuna kolayca ulaşabilmenin gücüyle de yükseliyor. Çağın diktatörleri sınır tanımayan suç ortaklıklarına gözü kara güvenmenin kendileri için tek çıkış, kurtuluş yolu olabileceği inancından vazgeçmemekte direnseler bile, işin içinden çıkabilme şanslarına ilişkin dengeler giderek aleyhlerine bozuluyor.

Sözün özü, yılların kirli başarıları ile büyümüş egolarıyla, sınırsız özgüven içinde oldukları gibisinden bir görüntüyü bozmamak üzere ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, azgınlaşmış, vicdansız suç ortaklıkları katlandıkça, en etkin üzerlerinde boza pişirdikleri yandaşlık ittifakları içinden bile, başkaldırıların çırpınışları, uyarı eylemleri pıtrak gibi dalgalar halinde yayılıyor olarak yükselişe, tırmanışa geçiyor.

Amerika’da çok uzun zamandır liberal manifestoya ihanet etmiş, Türkçesi demokrasiyi reddetmiş siyaset içinden kırılışları yaşıyor. Ülkemizde, Ortadoğu’da zıddına gelişmeleri yaşatıp ayakta tutabilmek de içten gelişen çelişkilerin dinamiğinde, depremlerin etkisine benzer sonuçları hızlandırıyor.